Bölüm ¹³

1.1K 123 118
                                    

Etrafıma baktığımda herkesin birileriyle dövüştüğünü gördüm. İş başa düşmüştü. Gözlerimi kapatıp kendimi Allison'ın yanında düşündüm.

Karnıma saplanan bıçakla gözlerimi açtım.

Yan tarafa döndüğümde Five, Allison'a yardım etmeye gitmişti. Allison kurtulmuştu. Peki ya bana saplanan bıçak? O neyin nesiydi? Yanlış yere mi ışınlanmıştım?

Hastanede sadece biz kalmıştık. Diğerlerine belli etmemek için bir odaya girdim ve kapıyı kapattım. Ne yapacağımı bilmediğimden sadece oraya baskı uygulamaya başladım.

-FIVE-

Bunlar bir örgüt olabilirdi. Her yandan insanın akın etmesine daha ne denebilirdi ki.

Allison'ı o halde görünce bana doğru gelen bıçaktan kurtularak ışınlanıp yanına gittim. Ona doğru gelen maskeliyi durdurmuştum. Herkes tamamdı. Bir eksik var gibiydi. Tabii ya.

Five: Alanis nerde?

Klaus: Yoksa kaçırdılar mı? Vah başımıza gelenler vah.

Alnıma vurdum.

Allison: En son ışınlanırken görmüştüm.

Diego: Etrafı arayalım o zaman.

Herkes bir yana dağılıp aramaya başladı. Masaların altına baktım. Yoktu. Odalara bakmaya başladım. Sırayla odalara bakarken bir odanın kilitli olduğunu gördüm.

İçeri ışınlandım. Sedyede yatan Alanis ve yere sıçrayan kanlar dışında her şey normaldi. Yanına gidip onu dürtmeye başladım.

Five: Hey, Alanis.

Gözlerini açmıyordu. Diğerlerini çağırmak için odadan çıktım.

Five: Alanis'i buldum, gelin.

Kan yavaş yavaş duruyordu. Vanya gidip Alanis'in elini kaldırdı ve kaldırdığı gibi geri indirdi.

Ben: Ne oldu Vanya?

Vanya: Karnına bıçak saplanmış. En son ışınlanıyordu dedi Allison. Bu ne zaman oldu o zaman?

Parçaları birleştirdiğimde neler olduğunu anlamıştım. Fakat şu an Alanis'in yarası ile ilgilenmeliydik.

Luther: Ben gidip doktor çağırayım.

Five: Luther. Hastanede doktor yok.

Klaus: Sen beni çıldırtmak mı istiyorsun Luther? Hastanede doktor yok!!!!

Alanis: E bana var dendiğğğ.

Nereye düştüm ben böyle?

Vanya: Sen ne zaman kalktın Alanis?

Alanis: Uyandım ama beni eve götürmezseniz sonsuz uykuya dalacağım.

Klaus: Shh Alanis. Böyle konuşma. Luther al bakayım kucağına bebeği. Götüne de vuralım.

Kahkaha atmaya başladılar. Bir tek ben gülmüyordum. Bu ciddiyetin farkında olan bir tek ben miydim? Alanis'i kucakladım ve eve ışınladım.

Five: Anne! Alanis yaralandı.

Grace: Revire gidelim.

Revire gidince sedyeye yatırdım Alanis'i.

Grace: Şimdi seni bayıltacağım tatlım. Uyanınca görüşürüz.

Alanis de "Görüşürüz." diyince iğneyi aldı ve batırdı. Alanis'in gözleri kapanmaya başladı.

Grace: Five tatlım. Bana Pogo'yu çağırır mısın?

İçeri ışınlanıp Pogo'yu aramaya başladım. Onu salonda kitap okurken buldum.

Five: Pogo, annem seni çağırıyor.

Pogo: Peki Efendi Five.

Revire gittiğimizde onlar ameliyata başladı. Ben de revirinin kapısının önünde volta atmaya başladım.

Kapı çalınca kapıyı açıp bizimkilerin geldiğini gördüm.

Klaus: Bizi niye bırakıp gittin abi ya. Akbilim de yoktu.

Five: Durumu ciddiyetini sadece ben kavradığım için olabilir bence. Sence?

Klaus: Yok bence sen cimrisin.

Daha fazla saçmalık dinleyemeyeceğimden revire doğru ilerledim ve ameliyatın bitmesini bekledim.

-ALANIS-

-BİR KAÇ SAAT SONRA-

Göz kapaklarım sanki bir ton ağırlığındaymış da açamıyormuşum gibi hissediyordum. Sonunda o yük kalktığında gözlerimi açtım ve etrafıma bakmaya başladım.

Grace baş ucumda serumumu değiştiriyordu. Gözlerini bana çevirince gülümseyerek konuştu.

Grace: Günaydın tatlım.

Dışarıya bakınca havanın yavaş yavaş karardığını gördüm. Benim baktığım tarafa bakınca gülümsemeye devam etti.

Grace: Aslında akşam ama olsun. Kardeşlerin akşam yemeklerini yemek için seni beklediler.

Dışarı çıktı. Biraz gözlerimi dinlendirmek için uyumaya çalıştım. Allison'ın üstüne atlamasıyla ve Vanya'nın "Geçmiş olsun." sözleriyle uyandım.

Alanis: Çok teşekkürler.

Allison: Kız kardeş sarılması!

Vanya: Farkında mısınız? Sadece 3 kızız fakat erkekler 5 kişi.

Alanis: Evet Vanya ama yapacak bir şey yok.

Allison: Babam ikinci görevimizi söyleyecekti ama seni bekledik. Şimdi iyi misin?

Başımla onayladım. Kanla kaplı üstümü değiştirip temiz kıyafetler giydim.

Beraber Reginald'in odasına geldik. Hepsi kapının önünde bizi bekliyorlardı. Bir "Geçmiş olsun." faslından sonra Luther kapıyı çaldı ve içeri girdik.

Reginald: Herkes burada olduğuna göre ikinci görevinizi söylüyorum.

Reginald: İkinci göreviniz...

Çok güzel bir yerde bitirdim.

Online Muah ♥️

Kemanlardan Çıkan Gerçek | TUAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin