Karadeniz'in gözbebeği Rize'de, çay filizlerinin arasında yeşeren bir aşkın öyküsü.
31.10.2017
Not: Yazdığım karakterlerin TV dizisinde ki karakterlerle veya konusuyla bir ilgisi yoktur. Sadece isimler aynı denk gelmiştir. Bilginize.
Herkese merhaba, napıyorsunuz bebeksiler nasıl gidiyor?
Küçücük ailemizin gün geçtikçe büyüyor olmasını keyifle ve mutlulukla izliyorum. Yeni okuyuculara hoşgeldiniz demek istiyorum. Yavaş ve emin adımlarla büyüyoruz.
Şu an devam eden hikayem SAKA KUŞU içinde naçizane desteğinizi bekliyorum. Beni orada da yalnız bırakmazsanız çok mutlu olurum.
Sizi çok özledim, Çay Güzeli'ni yazmayı çok özledim. Biraz zaman geçtikten sonra güzel bir özel bölümle geleceğim. O zaman görüşmek üzere desteğiniz, yorumlarınız ve oylarınız için teşekkür ederim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SAKA KUŞU
Gökten bir ateş parçası düştü Ceyhan'ın kalbine, üçe bölündü, her biri bir odacık büyüttü içinde. Parçanın en büyüğü sevgilisinin yüzünü aydınlattı o odada, ortancası erkek kardeşinin hayaletini, en küçük olanı ise bebeğinin yürek burkan kimsesizliğini.
Önüne iki seçenek getirdiler. Ya bu tımarhane de bütün ömrünü ölmek için dua etmekle geçirecekti ya da hayatını verdiği askerlik mesleğine dönüp hayatına bir parçasından tutunacaktı.
Ceyhan Yel Demirağ'ın hikayesi bitmemişti, aksine yeni baştan yazılıyordu... Yahut o yeni baştan yazıldığını zannediyordu.
