Asiye dolu gözlerle Mustafa'ya bakarken, "Artık çok geç." diye mırıldandı.
"Efendim?" dedi Mustafa elindeki kaseyi orta sehpanın üzerine bırakırken. "Bir şey mi istedin?"
"Hayır, artık çok geç dedim!" diye bağırdı Asiye. Sinirleri hepten boşalmıştı.
Mustafa telaşla karısının ellerinden tutup endişeyle yüzünü inceledi. "Ne için çok geç? Ne oldu?"
"Çocuk yapmamak için çok geç."
Mustafa anlamayan bakışlarla ona bakmayı sürdürdü. "Doğru düzgün söylesene Asiye."
Asiye içini çekti. "Hamileyim."
Mustafa kaşlarını çatıp emin olmak için tekrarladı. "Hamile misin?"
Asiye başını aşağı yukarı salladı. "Evet, hamileyim."
"Gerçekten mi?"
"Evet."
"Hamile misin?"
"Evet."
"Hamilesin yani?"
"Evet."
"Gerçek hamileler gibi mi?"
"Evet, Mustafa kendine gel lütfen." dedi Asiye buruk bir sesle.
"Tekrar eder misin? Şimdi sen hamile misin yani?"
"Evet ben hamileyim! Hem de gerçekten!" diye bağırdı sabırsız bir sesle.
Mustafa güldü, bu geniş gülümsemesinin içinde mutluluk ve minnet vardı. Aslında Asiye az önce hamile olduğunu söyleyene kadar bir bebekleri olmasını ne kadar istediğinin farkında bile değildi.
"Allahım şükürler olsun." derken Asiye'yi kendine çekip sarıldı. Ardı ardına öpücükler kondurdu. "Teşekkür ederim, teşekkür ederim güzel karım."
Asiye tebessüm etti. "Sevindin mi?"
Mustafa karısının yüzünü avuçlarının arasına aldı. "Deli misin?" deyip dudaklarından öptü ve geri çekildi. "Bu hayatımda aldığım en güzel haber."
"Gerçekten mi?"
"Tabii öyle, bir bebeğimiz olacak. İkimizden bir parça," Elini Asiye'nin karnına götürdü, "burada büyüyecek." dedi.
"Ama daha biraz önce çocuk istemiyordun."
"Aşkım yapma lütfen, yani öyle söyledim diye bebeğimiz olacağına sevinmeyeceğimi nasıl düşünürsün? Kaldı ki ben sen kendini mecbur hissetme diye öyle konuştum. Elbette bebeğimizi istiyorum."
Bu kez ilk sarılan taraf Asiye oldu. "Seni seviyorum, harika bir eşsin ve eminim çokta mükemmel bir baba olacaksın."
"Olacağım di mi?" diye sordu Mustafa onaylanmak isteyerek.
"Hem de dünyanın en iyi babası olacaksın."
"O zaman dünyanın en mükemmel babası olarak ilk önce bir doktora gidelim. Hadi hazırlan."
Asiye kararsızca ona baktı. "Ama randevusuz gidilmez ki!"
Mustafa onun elinden tutup çekiştirirken omuz silkti. "Özele gideriz, doktor boştaysa bakar. Yaparız bir şekil, bugün gidip bebeğimizi görmeliyiz."
Asiye güldü. "İstemem diyenden korkacaksın bu dünyada."
Tekrar giyinip evden ayrıldılar. Rize'nin merkezindeki özel hastaneye geldiklerinde şanslarına çok kalabalık yoktu da hemen doktorun yanına girebileceklerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çay Güzeli
RomanceKaradeniz'in gözbebeği Rize'de, çay filizlerinin arasında yeşeren bir aşkın öyküsü. 31.10.2017 Not: Yazdığım karakterlerin TV dizisinde ki karakterlerle veya konusuyla bir ilgisi yoktur. Sadece isimler aynı denk gelmiştir. Bilginize.