Zaman hızla geçerken geriye dönüp baktığında bir çok yaşanmışlığın, birçok acının nasılda geçmişte kaldığına inanamıyordu insan. Asiye köy evinin çardağında salıncağa uzanmış sallanırken bunları düşünüyordu. Eğer birisi ona Mustafa'yla evleneceğini söyleseydi o zamanlar asla inanmazdı. Yapmam dediklerini yaptı, söylemem dediklerini söyledi. Netice de hepimiz insanız, hatalar sadece bizim için var. Eli iyice büyümüş karnına giderken içten bir şekilde gülümsedi. Hamileliğinde 7 ayı geride bırakmıştı nihayet. Bütün aile dört gözle onun gelmesini bekliyordu. Doktor tam emin olamasa da cinsiyeti için kız demişti, büyük ihtimalle kızdı çünkü bu kadar nazlanıp cinsiyeti göstermemek ona yakışırdı.
Birinci sürüm birkaç gün önce başlamıştı, Asiye izne ayrıldığı için anneleriyle beraber köye çıkmıştı. Çaylığa gideceği yoktu ama en azından yemek işini halletse kârdı. Herkes çaylığa indiği için evde yalnız kalmış, kahvaltı masasını topladıktan sonra keyif çayını alıp salıncağa kurulmuştu. Telefonu çalınca arayana bakıp cevapladı.
"Efendim kocam." dedi şirin bir şekilde.
Mustafa'nın iç çekişi telefonun öteki ucundan duyuldu. "Bugün dört gün oldu, dört gündür sensiz uyanıyorum evimizde. Akşam seni alayım evimize gidelim artık."
Mustafa iş yoğunluğundan köye çıkamıyordu, karısını epey özlemişti.
"İyi oluyor böyle, değerimi anlarsın biraz." diye takıldı Asiye ama oda Mustafa'yı en az onun kadar özlemişti.
"Ayıp ediyorsun karım, ben senin kıymetini bilmiyor muyum?"
Asiye kıkırdadı. "Biliyorsun ama biraz daha bil."
Mustafa güldü. "Sevgi arsızı seni, bizim kız napıyor?" diye sorduğunda Asiye'nin bakışları karnına indi.
Bebek bugün ekstra hareketliydi. "Bugün maşallahı var içeride karete yapıyor herhalde. Sürekli kasıklarıma inmiş gibi hissediyorum."
"Kendini kötü hissediyorsan hemen doktora gidelim."
"Hayır aşkım, bunlar çok normal ara ara olur. Hem çok sağlıklı bir hamilelik geçiriyorum, çok şükür bebeğimiz bizi hiç zorlamadı. Bu kadarına da katlanırım, sorun yok."
Mustafa'nın içi yine de rahat etmedi. "Tamam ama en ufak bir şey olursa hemen ara."
"Olur, sen ne yapacaksın bugün?"
"Madene çıkacağım birazdan, denetleme varmış son kontrolleri yapacağım. Büyük ihtimalle akşama köye gelirim bende, istediğin bir şey var mı?" diye sordu.
Asiye sanki görebilecekmiş gibi başını iki yana salladı. "Sağolsun babamlar köye çıkarken marketi eve taşımışlar. Bir eksiğimiz yok, sen gel yeter."
"Geleceğim sevgilim, kendini yorma. Öpüyorum seni."
"Bende öptüm, görüşürüz."
Asiye telefonu kapatıp yanına bıraktı, çayından bir yudum daha aldı. O sırada kasıklarına sert bir tekme indi.
Eli refleks olarak karnına gitti. "Evladım ne oluyor sana geceden beri." diye mırıldandı.
"Teyzesii." diye bir ses işitince başını kaldırdı. "Ay kollarım koptu Asiye yetiş." Merve kucağında Emre ile kapının önünde belirdi.
Asiye yerinden kalkıp hızlı adımlarla yanlarına gitti ve Emre'yi Merve'nin kucağından aldı.
"Oy teyze kuzusu hoş geldin." dedi bebeği göğsüne bastırırken.
Merve kendini sandalyeye bırakıp sırt çantasını masanın üzerine koydu. "Ay kollarım koptu taşıyana kadar."
Asiye güldü. "Kızım beş aylık bebeğin ne ağırlığı olacak sen de yani."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çay Güzeli
Roman d'amourKaradeniz'in gözbebeği Rize'de, çay filizlerinin arasında yeşeren bir aşkın öyküsü. 31.10.2017 Not: Yazdığım karakterlerin TV dizisinde ki karakterlerle veya konusuyla bir ilgisi yoktur. Sadece isimler aynı denk gelmiştir. Bilginize.