33. Bölüm

17.6K 887 41
                                    

"Benum bu işe rizam yoktur."

Cemal beyin son sözü masada derin bir sessizlik bırakmıştı. Asiye ağzını açmak istiyor ancak bu işin büyüyeceğini biliyordu. Birazdan komşuların geleceğini bildiğinden bunu sonraya bıraktı. Mustafa, Asiye'den bir işaret göremediği için sustu, ancak bunu burada bırakmaya zaten niyeti yoktu. Asiye onu seviyordu, onu istiyordu ya gerisinin bir önemi yoktu.

Yemekler yenilip toplandıktan sonra birer ikişer köy ahalisi eve doluşmaya başladı. İlk yedi gün boyunca eve gelen gidene sürekli yemek dağıtılmıştı, yedinci günden sonra sadece çay ve kuru pasta veriliyordu. Asiye ve diğer genç kızlar sürekli servis halindeydi. Ocağın üzerinde dört çaydanlık sürekli dolup boşalıyordu. Erkekler içinde dışarıya semaver koymuşlardı, oranın servisine Mustafa ve Rıza bakıyordu.

Asiye, sanki babasından o sözleri işitmemiş gibi rahattı. Dinlemeyecekti kimseyi, önüne engel koyan kim varsa ikna edecekti. Ama Mustafa'dan asla vazgeçmeyecekti. O katır inadı bu kez aşkı için direnecekti. Yatsı namazına yakın ev boşalmaya başladı, kızlar bulaşık makinasını doldurup kalanlarıda yıkayıp mutfağı da çiçek gibi bırakmışlardı. Burcu yemekte olanlardan sonra günlerdir gösterdiği hamaratlığı bir kenara bırakmış, misafir olduğunu hatırlayıp bütün akşam yerinden kalkmamıştı.

"Asiye? Bittiyse bizde gidelum kizum, baban çok geça kalmayin dedi."

Asiye havluyla ellerini kurularken annesine döndü.

"Bir de süpürge açarım diyordum, her yer kırıntı olmuştur."

Nermin hanım tebessüm etti. "Oni ben ederum kizum, siz çok yoruldunuz."

Asiye başını salladı, havluyu dolabın kapağına asıp mutfaktan çıktı. Erkek ahalisi yatsı namazı için camiye gitmişti. Asiye annesi, ninesi ve Merve'yle birlikte evden ayrıldılar. Yol üstünde Merve'yi eve bırakıp üçü birlikte hiç konuşmadan eve geldiler. Halime hanımın artık sabredek hali kalmamıştı. O yüzden odasına gidecek olan Asiye'nin arkasından seslendi.

"Asiye, baban gelmedan habu işi bi konişalum."

Asiye başını olumlu anlamda salladı. "Olur anne, konuşalım."

"Sen bu uşaği en baştan neden istemedun?"

"Çünkü o zaman onu abi olarak görüyordum ve tek isteğim okulu İstanbul da okumaktı."

Annesi kaşlarını kaldırdı merakla. "Sonradan ne oldi, ne zaman oldi?"

"Ben İstanbul'a giderken peşimden geldi, o akşam Ayşe teyze kızı doğum yapacağı için gelemedi beni almaya. Mustafa da beni otele götürdü, bana oda tuttu. Sonra okula kayıt olmaya götürdü, yurt bulamadığımı öğrenince de arkadaşının kiralık olan dairesini kiralı benim için."

"Eee?" diye sordu bu kez ninesi.

"Öyle işte nene, beni yıllardır seviyormuş meğer. Ben okula gelebileyim diye babama kardeşim gibi görüyorum demiş. Halbuki evlenmek istiyormuş benimle, ancak bana engel olmak istememiş."

"Sen ne zamandur seveyisen?"

"Ne zaman başladı bende bilmiyorum, ama Merve'nin nişanına geldiğimde fark ettim." Asiye daha fazla anlatmak istemedi, bu kadarını bilseler yeterdi.

"Asiye, hiç anlatmadun. Kazadan once ne oldi?" diye sordu ninesi.

"Ben kimseyle kaçmadım, liseden arkadaşım Gökçe'nin abisi Gökhan abiyle karşılaştık havaalanında, onunla oturdum biraz. Mustafa beni apar topar eve getirince, herkeste çok üstüme gelince bir şey anlatmak istemedim. Kazanın olduğu gün Mustafa'yla tartıştık biraz, ona da anlatmadığım için sorup durdu. Bende biraz sert yaptım, sonra sahile inecektim, kafamda dalgındı." diye yalan söyledi. Tutupta gerçeği anlatamazdı onlara, sebeplerini sorgulamadan Mustafa'yı silip atardı ailesi. Üstelik babası bu işe bu kadar karşı çıkıyorken.

Çay GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin