Çay Güzeli

16. Bölüm

Bölüm şarkısı : Ceylan Ertem-Niyazi Koyuncu : Kalbime Yağan Kar 

Herkese merhaba, bölüme geçmeden önce yayınladığım şarkılar hakkında önerilerinizi ve fikirlerinizi yorumlarda belirtirseniz çok mutlu olurum. Keyifli okumalar :)

* * * 

Saatler birbirini kovalarken Asiye uyukladığı divanın üzerinde kıpırdanır gibi oldu. Uyku sersemliğiyle gözlerini aralayıp tekrar kapattı. Sonra... Sonra aklına çok önemli bir şeyi unuttuğu geldi. Hızlıca yerinden doğrulup karşı duvardaki saate baktı. Tam olarak 05:45 ti saat. Mustafa'yı hatırladı ve saatler öncesinde onu dışarda bıraktığını... Yataktan inip kapıya koştu, anahtarı üç kez çevirdi. Kapıyı kendine çektiği gibi eşiğe oturup sırtını kapıya yaşlanmış olan Mustafa, sırt üstü Asiye'nin ayaklarının dibine düştü. Asiye ne olduğunu anlamadı ilk önce irkilip bir iki adım geriye doğru sendeledi. Sonra Mustafa'nın hareketsizce yerde yattığını gördü. Birden kalbi korkuyla atmaya başladı ve eğilip Mustafa'nın yanına çöktü.

"Mustafa." diye seslendi ancak bir cevap alamadı. Elini kaldırıp alnına koydu, Mustafa ateş gibi yanıyordu.

"Mustafa." dedi tekrar ama bu daha çok sessiz bir yakarıştı. Kendine gelip onu içeriye çekmeye çalıştı. Ancak kendiside hastaydı ve gücü yoktu. Yine de kendini zorlayarak onu omuzlarından sıkıca kavradı, elinden geldiğince içeriye doğru çekti, kapının dışında kalan ayaklarına doğru sürünüp onları da içeriye aldıktan sonra kapıyı kapattı. Eli ayağına dolaştı, tekrar uzanıp ateşine baktı, sanki git gide daha da yükseliyor gibiydi. Bu tek başına altından kalabileceği bir durum değildi, çaresizce gözyaşları aktı. Ancak öylece durmasının Mustafa'ya faydası yoktu. Kafasını toplamalıydı, netice de bir sağlıkçıydı. Evde ne bir ilaç ne de yardımcı herhangi bir şey yoktu. En azından sirke olsa o bile işine yarardı ama dolap tam takırdı. Yapabileceği tek şey onu banyoya kadar taşıyıp soğuk suyla ateşini düşürmeye çalışmaktı.

Derin bir nefes aldıktan sonra tekrar omuzlarını kavradı, dakikalar boyunca onu biraz ilerde ki banyoya çekmek için uğraştı. Nefes nefese kalmıştı, yorulmuştu ama onu bırakıp soluklanmayı düşünmemişti bile. Yetişkinlerde bu kadar ateş fazlaydı ve daha da yükselmeye devam ederse havaleye çevirebilirdi. En sonunda onu banyonun içine sokmuştu. Başını dikkatlice yere bırakıp küvetin tıpasını taktı ve suyu açtı, babası Asiye seviyor diye bütün evlerinin banyolarına küvet yaptırmıştı ve Asiye küvetin varlığına hiç bu kadar sevinmemişti. Su küvetin için doldururken Asiye Mustafa'nın yanına eğilip gömleğinin düğmelerini açtı ve üzerinden çıkarıp kenara koydu. Pantolonun kemerine gitti eli ama utanıp geri çekti. İşte şimdi saatler önce Mustafa'nın nasıl bir durum içinde kaldığını anlamıştı. Ona ettiği haksızlık tokat gibi yüzüne çarptığında gözyaşları daha da hızlandı. Ancak çocukluk yapmanın alemi yoktu, onun inadı ve akılsızca davranışı yüzünden Mustafa bu hale gelmişti. Şimdi de ondan başka yardım edebilecek kimse yoktu. Bu kez sonuçlarını düşünmeden kemerine uzanıp açtı, pantolonun fermuarını indirdi, ayaklığına geçerek pantolonu çekip çıkardı üzerinden. Soğuk mermere değen teni Mustafa'nın irkilmesine sebep oldu ama gözleri açılmadı.

Küvet neredeyse dolmustu, Asiye gidip suyu kapattı. Sonra eğilip bu kez belinden kavradı Mustafa'yı, ağır bedenini zorlanarak da olsa  kaldırmaya çalıştı. Biraz daha gayretle küvetin kenarına oturttu. Mustafa o anlar da garip bir şeylerin içerisinde olduğunu hissediyordu ama gözünü açıp etrafına bakmaya bile hali yoktu. Mustafa başını karnına yaslamıştı, çünkü boynunun dik durmaya bile mecali yoktu. Elini ensesine yerleştirdi Asiye, diğer eliyle de belinden tuttu ve onu hızlıca küvetin içine itti. Soğuk suyun sıcak vücuduna olan teması Mustafa'yı inanılmaz bir şekilde ürküttü ve nefes nefese gözlerini açtı. Sudan çıkmak için can havliyle çırpınmaya başladı ama bu sarsıntı yüzünden Asiye'nin ayağı yere taşan sulardan dolayı kaydı ve Mustafa'nın kucağına düştü. Asiye irkilerek doğrulmaya çalıştı, ancak ne olduğunu anlayamadan Mustafa onu kendisine çekti. Muhtemelen soğuk su yüzünden Asiye'nin sıcak bedenine sarılmaya çalışıyordu. Tam olarak kendinde de değildi zaten.