46. Bölüm

12.4K 724 47
                                    

Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. İyi okumalar. Sevgilerimle.

*

Günler günleri kovalarken, nişanın üzerinden bir hafta geçmişti bile. Tabi zaman su gibi akarken, bunu bir de Asiye ve Mustafa'ya sormak gerekti. Sürekli bir mağaza gezme, alışveriş yapma halindeydiler ve ikisi de öylesine yorgundu ki artık takatleri kalmamıştı. Mustafa kendi işi olduğu için biraz daha rahat etse de Asiye'nin staj durumu onu fazla zorluyordu. Öğle arasında yemek yemek dışında her şeyi yapıyordu. Evin dekorasyonu, düğün organizasyonu, gelinlik provası, davetiye seçimi derken iyice zayıflamıştı.

Şimdi yine bir öğle arasında Mustafa'nın arabasının içinde yol alıyordu.

"Aşkım, bak çok vaktim yok biliyorsun. Uzak bir yere gideceksek, başka güne ayarlayalım." dedi bir yandan staj defterini yazarken.

"Hayır sevgilim, birazdan varacağız. Bak bakayım sen bana." dedi Mustafa anlık olarak gözlerini yoldan ayırırken. Asiye yazmayı bırakıp ona döndü.

"Efendim." dedi yorgun bir sesle.

Mustafa'nın kaşları çatıldı.

"Hasta mısın sen? Rengin sararmış iyice, çokta bitkin görünüyorsun."

Asiye tebessüm etti. "Hasta değilim, çok yorgunum sadece. Bütün bu telaşların bitmesini ve bir an önce yatıp uyuyacağım kısmı bekliyorum."

Mustafa çapkın bir gülüş gönderdi. "İnan bana o kısmı bende sabırsızlıkla bekliyorum."

Asiye'nin onun iması karşısında yanaklarının kızarmasına engel olamadı.

"Edepsiz." diye mırıldandı.

"Ama yalan mı söyleyeyim? Her gece seninle uyuyup, seninle uyanacağım günler bir an önce gelsin istiyorum. Sevmek suç mu kızım?" dedi yalandan sitem ederek.

"Seni çok seviyorum." dedi Asiye en içten gelen haliyle. Mustafa elini uzatıp kızın elini tuttu ve dudaklarına götürdü.

"Sana aşığım."

Araba Çayeli'nin merkezinden biraz uzakta, yeni yapılan lüks sitenin içine girdiğinde Asiye garip garip etrafa bakındı.

"Ay, emlakçıyla görüşmemiz mi vardı? Benim kafa uçtu iyice." derken defteri çantasına sıkıştırdı.

"Yani tam olarak öyle değil, bir daire var ama emlakçıdan anahtarı aldım. Yalnız gezeriz, fırsattan istifade biraz baş başa kalırız dedim."

"Yaa, çok iyi olur. Bizimkiler iyiler hoşlar ama hepsinin fikirleri ayrı telden çalıyor. Onlar yüzünden otuz beş gelinlik denediğimden beridir hala kendime gelemedim."

Mustafa kahkaha attı. "Az kaldı güzel bebeğim. Üç hafta sonra bu tantana bitecek."

Arabadan indikten sonra el ele tutuşup apartmana girdiler. Gerçekten milletin ağzına dolanacak kadar lüks bir siteydi. Asansöre doğru yürürken Asiye bir anlığına İstanbul'da ki evini düşündü. Orayı da özlemişti, aslında İstanbul'u farkında olmadan benimsemişti ve ayrılacak olması içini biraz burkuyordu. Ama yine de dünyanın hiçbir şehri memleketinin yerini tutamazdı. Asansörle dokuzuncu kata çıkarlarken bir yandan da bu kira fiyatları hakkında kendi kendine tahminde bulunuyordu.

"Ne düşünüyorsun?" diye sordu Mustafa.

Asiye omuz silkerken asansör dokuzuncu katta durdu. "Kirası ne kadardır diye düşünüyorum. Çok fazla uçmasak mı? Tabi bende çalışacağım ama ne bileyim, kendimizi çok zorlamaya gerek var mı?"

Çay GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin