Şimdinin Karanlığı: 3. KATİL

7 3 0
                                    

Multimedya: İmagine Dragons- BELİEVER

Oda'da çalan şarkı: Velvetears- No Reason

Sizden ricam, lütfen multimedyadaki şarkı ile birlikte okuyun. İyi okumalar.

Kendimi her zaman duvarların ardında saklardım çünkü zihnimin salgıladığı zehir, kalbimdeki mezarlıktan kuvvetli değildi. Hislerim zehirli birer ok, düşüncelerim zehre bandırılmış birer kurşundu.

Zihnim durmazdı benim.

Hislerim akıl almazdı.

Kurak topraklarına uğramayan suları beklerdi zihnim, hislerim roman sayfalarına dokunulmuş birer mürekkep damlasına feryat ederdi. Sular akmaz, mürekkepler hep tam damlayacakken kalıverirdi.

Belki de cesurdum işte.

Belki de duygularımı kaybetmekten korkan bir aciz.

Çelişkinin ortasında yaşar giderdim, tenimde kanlar kalırdı.

Gecenin kaçı olduğunu bilmiyordum, zihnimde saatin tıkırtısı yankılanıyordu. Ne yapacağımı düşünüyordum, ne yapmam gerektiğini, hayatımı, ne yaptığımı, ne düşünmem gerektiğini, kim olduğumu, kim olacağımı, neyle meşgul olmam gerektiğini... Doğan tüm soru işaretleri çığlık çığlığa tek bir şeyi söylüyordu: Saat.

Zaman geçiyordu.

Ölüm ensemdeydi.

Ensemde hissettiğim nefes gerçekti, ölüm fısıldardıLambalardan kaçardım, gün ışığından sakınırdım, fenerleri sevmezdim; ufacık bir düşünce, zihnimi kemirirdi.

Kaçtığım aydınlığa muhtaçtım.

Zaman ilerliyordu, ölüm yakınımdaydı.

Masamdaki aynaya baktım.

Yaşanmışlıkların en etkilisi bile, bu yaştayken böyle bir tesir doğurabilir miydi üzerimde?

Gözaltlarımda morluklar oluşmuştu, kuru cildimin etkisiyle yüzüm solmuştu, bakışlarım baygın ve saçlarım çatlaklarla dolu kızıl bir çöl gibi bakımsızca omzuma dökülüyordu. Dudaklarımın kızıllığının üzerinde baş kaldırmış kabuklar vardı.

Derin bir nefes alıp başımı yukarıya kaldırdım. Duvardaki ucuz rafa koyduğum birkaç nemlendiriciye baktım. Ne kadar uzun zaman olmuştu böylesine kendimi incelemeyeli ve cildime bir şeyler sürmeyeli?

Bu yabancılığım, beni suçlu hissettirdi. Hangi ara bunu yaptığımı bilmiyordum ama herkesten ve her şeyden kendimi soyutlamıştım.

Kitaplara bakıp vazgeçerek yerimden kalktım ve yatağıma oturdum. Eskimiş komidinimin üzerinden telefonumu kavradım, sırtımı küçük yatak başlığına yaslayıp yatağa uzandım. Birkaç hesabımı kontrol ettim, takip ettiğim birkaç kişinin fotoğrafını beğendim. Derin bir nefes verdim. Her şey çok can sıkıcıydı.

Asıl mesele: Bu işin içinden nasıl çıkacaktım? Hatta bu işin içine nasıl girmeliydim? Önüme düşen saçlarımı bileğimdeki lastikle toplayıp üzerime bir hırka aldım, altıma siyah bir pantolon giyip cebime biraz para ve telefonumu sıkıştırdım. Odamdan çıkıp matbaaya gitmek üzere evden ayrıldım.

DUMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin