13 ~ Masaj

1.3K 202 166
                                    


Toplantı Odası, Saat 15.00

Kapısı aralık toplantı odasından gelen bağrışma sesleri koridora kadar uzanıyor, titrek meşale ateşlerinin arasında kaybolmaya başlıyordu. Ortam bir hayli gergindi.

"Olmaz," demişti General Jongho sert ve kendinden emin bir ses tonuyla. "Bu yaptığınız prensim, kabul edilemez. Derhal planı iptal ediniz."

"Ne dediğinizin farkında mısınız General?!" Mingi ne zaman gerçekten sinirlense sesini kontrol edemez ve ne kadar çok bağırdığının kendisi bile farkına varamazdı. Ve şuan çok sinirliydi. "Benden doğum günü partimi iptal etmemi istediğinize inanamıyorum!"

"Anlamıyorsunuz. Bizzat abiniz Prens San şuan krallığımızın eskisi kadar güvenli olmadığı konusunda sizi daha dikkatli olun diye uyarmıştı. Onu dinlemeyecekseniz bile ne kadar tehlikeli günlerden geçtiğimizi hatırlayın ve saraya bilmediğimiz kişileri sırf bir doğum günü partisi için çağırmaktan vazgeçin!"

Kaşları çatılan Mingi'nin sivri burnu da dahil yüzünün her tarafı kıpkırmızı olmuştu. "Bu her yıl düzenlenen bir etkinlik General. Halkın ara sıra saraydakilerle eşit tutulduğunu bilmesinde ne kötülük var? Saraya gelip bizi öldürecek kadar ileri gideceklerini mi düşünüyorsun? Onlar bizim halkımız! Birazcık olsun onlara güven!"

Jongho ne derse desin Mingi'nin bu görüşünü değiştiremeyeceğini biliyordu çünkü en küçük prens her ne kadar sorun çıkarmayacak gibi gözüken bir tip olsa da tıpkı abisi San gibi inatçıydı. Boşuna dil döküyordu ve bu Jongho'nun endişesini sinire dönüştürüyordu.

O sırada Yeosang ve Wooyoung'un balkondaki konuşmasını gizlice dinlemeyi bırakmış olan San, şaşkınlığını ve düşüncelerini yalnız başına tartmak için odasına doğru ilerlerken aşina olduğu birkaç ses işitmiş ve yorgunluktan her yeri ağrısa da neler olduğunu merak edip toplantı odasının olduğu kata inmişti.

Aralık kapıdan kimlerin tartıştığı gayet belli oluyordu. 'İlginç...' diye düşünmeden edememişti San çünkü General'in daha önce kimseyle bağrıştığını görmemişti şimdiye kadar. Hele ki bir prensle asla.

Beyaza boyalı ahşap kapıyı ittirdi ve açılan geniş boşluktan içeri adımını attığı gibi kavga eden iki genç adam sustular. Jongho hemen saygıyla eğilip selam verdi. Mingi ise yüzü hala kırmızı bir şekilde, verdiği tepkinin normal olmadığını içten içe kabul ederek, utanç duydu.

"Burada neler oluyor?" diye sordu San. "Sesiniz en üst kata kadar geliyor ve umarım bu karmaşayı bütün bir sarayı ayağa kaldırmak için yapmamışsınızdır. General, bana küçük kardeşimle olan tartışma konunuzun ne olduğunu söyleyin."

Konuşma hakkının ilk olarak kendine tanınmasına minnettar olan Jongho, "Öncelikle verdiğimiz rahatsızlık yüzünden ikimiz adına da özür dilerim efendim." dedi. "Prens Mingi'nin doğum günü bildiğiniz gibi yaklaşıyor ve kendisi bu yıl da herkese açık bir parti düzenlemek istemiş. Babanız bana sizleri gözetip korumam için emir verdi ve bu partinin şuanki durumumuz göz önüne alındığında güvenli olacağını düşünmüyorum. Prens Yeosang daha yeni zehirlendi. Bu olayın tekrarlanmasına izin veremem."

Mingi konuşmaya atlamak ve kendisiyle birlikte halkı savunmak istedi ama abisinin bakışlarındaki tarif edilemez o şeyleri gördüğünde dudaklarını birbirine bastırıp sustu.

"Anlıyorum ve size hak veriyorum." dedi San. Kardeşini azarlamak istemiyordu, ki zaten çok yorgundu, bu yüzden olayı kısa kesecekti.

İçinden, 'Konu abim Yeosang olduğunda Jongho çok daha dikkatli davranıyor.' diye geçirmeden edemedi. General'in en büyük prense karşı beslediği saklanmış duyguları az çok görebildiği için seviniyordu. En azından Yeosang için gözü arkada kalmayacaktı ama Mingi için aynısını söyleyemezdi.

Kingdom Diary // WooSanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin