İlk başlarda onun böyle birisi olduğunu anlamamıştım. Benim gibi olan birini bulmak ve böyle mutlu olmak aklımı karıştırmıştı.
Kendime kızgın ve kırgın olmanın yanında deli gibi âşıktım. Saplantılı gibiydim adeta. Bana ne kötülük yaparsa yapsın Ju...
Kravatımı düzelterek sınıfa girmiş ve ön sıradaki yerime geçtim. Daha önceleri en arkada oturan ben Jungkook yüzünden en önde oturmaya başlamıştım. Gözünün önünde olmamı istiyordu. İlk ders matematikti bir sonraki ders işe ingilizceydi yani Jungkook'un dersi.
Evet o okulumdaki bir öğretmendi. Benim dil derslerine hep ilgim vardı zaten ama onunla ilgim daha artmıştı. okula ilk geldiğinde bu kadar genç ve yakışıklı olmasıyla anında dikkatimi çekmişti. Erkeklerden hoşlandığımı fark edeli çok uzun zaman olmuştu. İlk başlarda bunun bir heves olduğunu zannedip çok fazla önemsemesem de zamanla sapık gibi öğretmenler odasının kapısından onu dikizlemeye başlayınca işlerin ciddiye bindiğini anlamıştım.
En azından sadece okulda görüyorum diyerek kendimi avuturken benim yaşadığım apartmana taşınmasıyla işler çığırından çıkmıştı.
Alt katıma taşınmasıyla artık sadece okulda değil evde de onu görüyordum. Her hareketine daha çok çekiliyordum. Tenefüste bir şeyler sormak için yanına gittiğimde koluma değdirdiği elleri içimde volkanların patlamasına sebep oluyordu.
Ne olduysa yağmurlu bir gecede sarhoş bir şekildeyken karşılaşmamızla olmuştu işte. Beni öptüğü o gece aklıma gelince aptal bir sırıtışla elimi ağızıma götürdüm. Onu her düşündüğümde aptallaşıyordum.
Düşüncelerimi bölen hocanın sesiyle tahtaya döndüm ve çözdüğü trigonometri sorusuna baktım. Çerez gibi bir soruydu ama yine de defterime geçirdim ve dikkatle dersi dinlemeye başladım.
Tenefüsün ardından sıra onun dersine gelince üzerime çeki düzen vererek beklemeye başladım. Yanımdaki boşluğa bakarak iç geçirdim. Önceden yanımda oturan Jisoo geldi aklıma. Erkeklerle ilişkimi kısıtlamasında ufakda olsa bir mantık bulabilirdim ama beni kızlardan da kıskanması garip geliyordu.
Onunla olmaya başladığımdan beri zaten az olan arkadaş sayım sıfıra inmişti. İşin acı tarafı beni yalnızlaştırıp daha sonra yuva olmamış olmasıydı. Gündüzleri burada yalnızken geceleri de evimde yalnızdım. Zaten ailem yanımda olmadığı için kendimi yalnız hissederken artık geceleri yalnızlıktan üşümeye başlayacak raddeye gelmiştim.
Jungkook'un sınıfa girmesiyle derin bir nefes aldım. Takım elbisenin içinde o kadar yakışıklı görünüyordu ki kafayı yemem an meselesiydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Klasik ingilizce öğretmenleri gibi selamını vererek yerine oturdu ve gözlerime bakarak yoklama defterini açtı. Bakışlarımı ondan kaçırarak çantamdan kitapları çıkarmaya başladım.
Cırlayan Minji'nin sesiyle kafamı ona çevirdim.
'' Bay Jeon bugün çok şıksınız.'' demesiyle derin bir nefes aldım. Her ders aynı yavşaklığı yapmaktan bıkmamıştı. Burada tek suçlu o değildi bakışlarımı jungkook'a çevirince asıl suçlunun o olduğunu bir kez daha idrak ettim. Yüzündeki gülümseme onun sözlerden rahatsız olmadığının mesajını veriyordu.
'' Teşekkür ederim Minji. Sen de öylesin.'' diyerek göz kırpmasıyla sesli bir şekilde boğazımı temizledim ve gözlerimizi buluşturdum.
'' Taehyung, bir sorunun varsa lavaboya git evladım.'' demesiyle sırıttım. Evladım demesi bana hep komik geliyordu.
'' Yok hocam iyiyim.'' diyerek önüme döndüm ve onun anlattığı dersi dilemeye başladım.
Tenefüs zilinin çalmasına 10 dk kala çalan kapıyla herkesin dikkatini oraya çevirirken Jungkook'un ' Gir' komutuyla müdürümüz yanında bir çocukla içeriye girmişti.
'' Bay Jeon bölüyorum ama sınıfınıza yeni bir öğrenci getirdim. Bu Park Jimin.'' dedi ve sınıfa göz gezdirdim.
Bakışları benim yanımdaki boş sırayı bulunca eliyle benim olduğum yeri işaret ederek konuşmaya başladı.
'' Taehyung'un yanı boş Jimin. Sen onun yanına geç oğlum. Tenefüste tanışır kaynaşırsınız.'' dedi ve sınıftan çıktı.
Yanıma gelen Jimin'le bakışlarımı Jungkook'a çevirdim ve ateş püsküren gözlerini görmemle hızlıca önüme döndüm.
Omuzuma dokunan Jimin'in eliyle kafamı ona çevirdim.
'' Ben Jimin zaten müdür söyledi. Sen de Taehyung onu da söyledi.'' diyerek ufak bir kahkaha attı. Ardından bana elini uzattı.
Nezaketten elini sıktım ve tanışmış olduğumuz için memnun olduğumu belirten birkaç cümle kurdum.
Jungkook'un boğazını temizlemesiyle yine ona döndüm bakışlarımız buluştuğunda telefonumu işaret etmesiyle elime telefonumu aldım ve gelen mesaja baktım.
Jungkook 💘:O elini sikeceğim akşama. Bakalım benimle tanıştığın için de bu kadar mutlu olacakmısın?''
İşte Şimdi Sıçmıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
