9

2.3K 196 78
                                    

Hafta sonu annemi gezdirmiş ve güzel vakit geçirmiştik. Şimdi ise annemin sesiyle açtığım gözlerimi kapatıp uymak istiyordum. Okula gitmek ve Jungkook'u görmek istemiyordum. Onun beni umursamaması canımı yakacaktı. Ama belli etmemek için dik durmaya çalışmam ve rol yapmam gerekecekti. İstediğim bu değildi. Onun bana sarılmasını istiyordum.

Düşüncelerimi def ederek kalktım yataktan. Üstümü giyinip alışkın olmadığım sabah kahvaltılarına bir yenisini daha ekledim. Böyle giderse kilo alacaktım.

Kahvaltıdan sonra evden çıktım ve apartmanın girişinde yöneticiyle konuşan Jungkook'u görmemle kalbimin göğsümden çıkacağını düşünürken geçtim yanından. Yüzüme bile bakmamıştı.

Canımı acıtıyordu.

İstemsizce konuşmalarını dinlerken duyduğum şeyle adım atmayı bırakarak olduğum yerde durdum.

'' Dediğim gibi eğer o evi ayarlayabilirsem ay sonunda boşaltacağım evi. Haber gelir gelmez bilgilendiririm sizi.''

Ben olduğum yerde dururken yöneticiyle vedalaşarak umursamadan yanımdan geçen adamın peşine takılarak hiç düşünmeden açtığı arabaya attım kendimi.

'' Ne yapıyorsun Taehyung? İn arabamdan!''

'' Asıl sen ne yapıyorsun? Bu taşınma işi de nereden çıktı?''

'' Sana ne?'' dedi umursamaz bir tavırla.

'' Beni ilgilendiren bir kısım var ki soruyorum.'' dedim sabırla.

'' Sıkıldım buradan. Etrafımda beni hayal kırıklığına uğratan ve bana ihanet eden insanları görmek istemiyorum.'' dedi.

'' İhanetten kastın benim arkadaşımla bir yerde bir şeyler içmemse benden taşınarak kurtulamazsın. Okulda da ben varım.''

'' Okuldan da ayrılmayacağımı nerden biliyorsun Taehyung? İn arabamdan.''

'' Arkadaşımla azıcık gezdim diye orospu ilan ettin beni.'' dedim dişlerimin arasından.

'' Hocanın karşısında küfür etme ilk önce. Ayrıca geçen gün Jimin'in kolları çok rahat diyen sen değil miydin? Demek ki dediklerimde haklıymışım.'' Karşımda o kadar rahat konuşuyordu ki çıldırmama az kalmıştı.

'' Bir bok bildiğin yok. Beni sadece sevişmek için kullanmasan ve biraz karakterimi çözsen anlardın.''

'' Ben buyum Taehyung. İşimi halleder giderim. Madem canın yanacaktı neden kabul ettin ? Hadi bunu geçtim Taehyung ben sarhoşken sen bile bile bir hocanla yattın. Masum olduğumu iddia etmiyorum ama bu konuda sen daha suçlusun.''

'' Ben gencim ve yaptım bir hata. Ne diye gelip bana başka şeyler teklif ettin tek suçlu benim sanki.''

'' Kimin suçlu olduğunun bir önemi yok artık bitti bak önce hayatından sonra okulundan ce final olarak da evinden gideceğim işte.''

'' Anlamıyor musun? Senin kurtuluş olarak gördüğün şey benim için ölüm demek.'' dedim boğazım yırtılırcasına bağırırken. Acizliğim tavan yapmışken gitmesinden korkuyordum.

'' Merak etme Jimin diriltir seni.'' dedi alay eden sesiyle.

'' Jimin'i de sikiyim seni de.''

'' Kes artık! İn şu arabadan derse geç kalıyorum.'' demesiyle gitmem gereken okul aklıma geldi.

'' Şimdi gidiyorum ama bu mesele daha bitmedi. '' dedim acınası sesimle.

'' Hadi velet okuluna.'' dedi ve inmemi sağlamak adına eğilerek kapımı açtı. Yüzsüzlük yapmamak adına indim arbadan ve durağa doğru yürüdüm.

Gelen otobüse atlayarak kafamı cama yasladım ve yolu izledim. Okula varmama beş dakika kala titreyen telefonumla elime aldım. Jimin mesaj atmıştı.

Jimin: Bay Jeon geldi aşırı sinirli. Sen neredesin? gelecek misin?

Birazdan orada olacağımı yazarak telefonu cebime attım. Nihayet okulun durağına varınca hemen indim ve koşturarak sınıfın oraya geldim kapıyı tıklattım ve Jungkook'un 'gir' komutuyla içeriye girdim

'' Özür dilerim Bay Jeon. Otobüsü kaçırdım.'' dedim elimi enseme atarken.

'' Bir daha olmasın geç yerine.'' dedi sert sesiyle. Sırama hemen oturdum.

Ders normal geçmişti. Bense sadece onu izlemiştim olur da gitmesine engel olamazsam yüzünü ezberlemek istemiştim.

Seviyordum onu hem de deliler gibi.

Dersin bitmişti ve çalan zille dışarıya çıkarken sonunda içimden geldiği gibi davranarak akmak için bekleyen yaşlarımı durdurmadım.

'' Taehyung iyi misin?''

'' O gidiyor.'' dedim

'' Nereye gidiyor Lan?''

'' Evden gidiyor galiba okuldan da gidiyor. Beni bırakıyor Jimin.'' dedim sarsılarak ağlarken.

'' TaeTae ağlama bulur bir yolunu. Üzme kendini.'' dese de dinlemedim onu ve ağlamaya devam ettim Jimin de sırtımı sıvazlamaya devam etti.

Gün sonuna kadar ağlamıştım ve yerimden hiç kalkmamıştım. Nihayet okul bittiğinde Jimin aceleyle gitmişti . Kardeşini doktora götürmesi gerekiyormuş.

Bende sarsak adımlarla sınıfın kapısına gittim tam çıkacakken kapının yanında öpüşen iki kişiyi görmemle beynime saplanan ağrı eş zamanlı olarak beni bulmuştu.

Jungkook Bayan Lee'yi öpüyordu.

Kahvaltıdan beri ağızıma lokma koymadığım için kararan gözlerimin hemen ardından bedim de kendini bırakmıştı.

Yere düştükten sonra hatırladığım tek şey Jungkook'un endişeyle adımı söylemesiydi.

--------------------

--------------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BLACK SWAN ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin