Jungkook'un ameliyat olmasından sonra Jungkook'u kontrol amacıyla o gün hastanede yatmıştı. Jungkook'u benim ona bakma konusunda ikna ettikten sonra fazla konuşmamıştık. O yüzden eve gidince onunla konuşacaktım. Bugün çıkış günüydü. Sabah kalmış arası hazırladıktan sonra hastaneden çıkış işlemlerini yapmış ve çağırdığım taksiyle evime gelmiştik.
Merdivenlerden zar zor Jungkook'u çıkardıktan sonra kapıyı açtım. Jimin'i evden postalamıştım. O da hızlıca kabul etmişti çünkü Jungkook'la pek anlaşamıyorlardı.
'' Geç bakalım koca oğlan.'' dedim yatağa yatmasını sağlarken. Ben de üzerimde ki ceketi çıkartıp yanında ki koltuğa oturmuştum.
'' Şimdi Jungkook bazı şeyleri netleştiriyoruz ki iler de bağımız ağrımasın tamam mı?'' Bir şey dememiş sadece kafasını sallamıştı.
'' Sana kırgınım ama senden nefret etmiyorum çünkü yaşadığın şeyleri yaşamış olarak söylüyorum ki bunları yaşamak hiç kolay değil. Üstelik bunları yaşamasak şimdi yanında olmazdım ve ben sensiz nasıl nefes aldığımı bilmiyorum bile.'' dedim gözlerine bakarken o da benim gözlerime bakıyordu biraz daha bakışmamız sürmüştü. Jungkook kafasını yere eğmiş ve biraz o şekilde kaldıktan sonra kafasını kaldırmış tekrar gözlerimin içine bakmış ve ardından ellerini tuttuktan sonra konuşmaya başlamıştı.
'' Bak Taehyung dün çok düşündüm. Birbirimizi kırdık gerçi daha çok ben kırdım bunu için tekrar özür dilerim. '' dedi ve biraz bekledikten sonra konuşmaya devam etti.
''Senin de dediğin gibi intikamımı masum birinden almamam gerekiyordu. Ama gözüm o kadar kördü ki bunun yanlış olduğun yeni yeni anlıyorum. Geçmişimizi değiştiremem ama geleceğimizi güzelleştire bilirim. Taehyung senden hoşlanıyorum. İlk başta korktum ve seni ortada bırakıp gittim. Ama seni bırakıp gittikten sonra başka kimseyle olmadım. Taehyung sen benim ruhumu, önceden aldığım yaraları iyileştirmeye başladın. Eğer izin verirsen ben de sende açtığım yaraları iyileştirmek istiyorum. Sana sevgili olalım demeyeceğim çünkü mıc mıc ilişkilerden hoşlanmıyorum. Ama eğer bana bir şans verirsen senin hayat arkadaşın olmak istiyorum.'' dedi beklentiyle yüzüme bakarken.
Ben, benden gitmesi beklerken o bana bende hoşlandığını ve birlikte olmamızı istediğini söylüyordu. Hep bu anı beklemiştim evet ona kırgındım ama dediği gibi bende açtığı yaraları sadece Jungkook iyileştire bilirdi. Bu bize verdiğim son şanstı umarım artık mutlu ve huzurlu olurduk.
Ben bir şey demeyince yüzündeki gülümseme yavaş yavaş solarken hemen öne atılıp dudaklarını öpmeye başladım. Tabii bu sefer yarasına dikkat ederek.
Biraz öpüştükten sonra geri çekilmiş ve alnımı alnına dayanmıştım.
'' Son şans Jungkook.'' dedikten sonra Jungkook'un yüzünde oluşan gülümsemeyi öptükten sonra ayağa kalmıştım.
'' Şuan hasta olmasan seninle çok farklı şeyler yapardık Jungkook ama maalesef bu ufak öpücüklerle yetineceğiz.''
'' Kışkırtma beni Taehyung. Kendimi durduramam ve dikişlerim yeniden patlar.''
'' Aman biraz dayan bende gidip ramen yapayım.'' Kafasın sallamış ardından gözlerini kapamıştı bende odadan çıkıp mutfağa geçerken Yoongi aramış ve hasta ziyaretine geleceğini söylemişti. Onu onayladıktan sonra rameni yapmaya başlamıştım.
**************************
'' Sen bir de bunu çocukken görecektin bir kere mahalledeki bir kız bunu öpmüştü. Bu bir başladı ağlamaya susmuyor kız dedi ki ' sen de ne nazlı çıktın.' en son hatırladığım Taehyung kızın üstüne çıkmış kızın saçını yoluyordu. Bir de kıza diyor ki ' Sen benim namusuma göz diktin.''
Yoongi karnını tutarak gülerken Jungkook'da ona eşlik ediyordu. İlk başta gülmelerine ses etmesem de resmen ikisi bir olup benimle dalga geçiyorlardı.
'' Taehyung, namusunu korumaya küçüklükten alışkın galiba. edepli çocuk seni.'' diyerek bana yastık fırlatmasıyla yastığı yakalayıp bende yastığı ona tekrar atmıştım.
'' Siz de ikiniz bir oldunuz benimle dalga geçiyorsunuz. Senin de en ufak şeyde dikişlerin açılıyor ama kahkaha atarken bir şey olmuyor.''
'' Dikişim acısa hoşuna mı gider Taehyung? Şurada iki sohbet ediyoruz.''
'' Aman İyi be! Çayları tazeliyorum ben. Bir dilim daha pasta koyayım mı sana Jungkook?''
'' Yok kalsın. iki dilim yedim. Ben bu gidişle kilo alırım.''
'' Bu pataya hayır demek zordur aslanım. tebrik ettim.'' diyen Yoongi'ye garip bakışlar attım. İki gün öncesinden Jungkook'u sevmiyordu.
'' Of, Taehyung şöyle bakıp durma bana. Jungkook'u bu geceden itibaren sevmeye başladım. Gıcıklık yapmadığı ve seni üzmediği sürece eğlenceliymiş.'' Ona cevap verecekken çalan telefonuyla sustum. Ufak bir konuşmanın ardından ayaklandı.
'' Gençler size doyum olmaz ama arkadaşlarım gelmiş. O yüzden size iyi geceler. ve tekrar geçmiş olsun Jungkook'' dedi ve çıktı. Bende arkasından giderek onu geçirdikten sonra Sehpaya ayağını uzatmış Jungkook'a doğru ilerledim ve aklıma gelen planla sırıttım.
Yavaşça yanına yaklaşıp birden dudaklarına atılmamla karşılık vermesi bir oldu. Dudaklarımı açlıkla öperken elimi tişörtünün altına sokup dikiş yerine dikkat ederek okşamaya başladım.
Ağızımın içine inlerken elimi aletine indirdim. Hafif sertleşmiş aletini sertçe sıkarak vücutlarımızı ayırdım.
''Siktir, Taehyung çok acıdı lan! Derdin ne senin dedi?'' dedi buruşturduğu yüzüyle. Canının yandığını biliyordum.
'' Kuzenimle bir olup beni çekiştirmenin bedeli. Hayat arkadaşım. Hadi sana iyi geceler. Ben bu gece Jimin'in odasında kalacağım.'' diyerek odada onu bir başına bıraktım. Şişmiş olan aletiyle!!.
---------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK SWAN ✓
Fanfictionİlk başlarda onun böyle birisi olduğunu anlamamıştım. Benim gibi olan birini bulmak ve böyle mutlu olmak aklımı karıştırmıştı. Kendime kızgın ve kırgın olmanın yanında deli gibi âşıktım. Saplantılı gibiydim adeta. Bana ne kötülük yaparsa yapsın Ju...