36

795 67 7
                                        

Jungkook pov's:

Salonda oturmuş başımı ellerimin arasına sıkıştırmıştım. Her şey yoluna girdi dediğim anda ellerimle kurduğum minderden evim yıkılmış gibi hissediyordum. Leesung'u başımdan savmak için Taehyung'u sevmediğimi söylemem işe yaramıştı. Taehyung zaten eninde sonunda bunu öğrenecekti benden duymasını istiyordum çünkü onu kıran da tekrar toplayan da ben olmalıydım. Planladığım gibi Taehyung'u çağırıp anlatmıştım. Onu yaraladığımı biliyordum. Zaten onu yaralamaktan başka bir şey yapmıyordum.

Ama yaşanmış bir şeyi yok edemedim. Bu olay yaşandıysa ve gün yüzüne çıkacaksa benden öğrenmesini istemiştim. Sonunda istediğim olmuştu benden öğrenmişti. 

Aslında bu kadar sert tepki vermesini beklemiyordum çünkü ayrı olduğumuz süreçte yaşananlar ikimizi de ilgilendirmemeliydi bence. O Başka biriyle sevgili olsa ben bunu arkamda bırakabilirdim. Bu birazda benim daha olgun olmamdan kaynaklanıyordu.

Zaten aramızda çözemediğimiz konu benim Leesung ile olmam değil bence zaten o birlikte ayık değildim. Bence aramızdaki mesele ona yalan söylemiş olmamdı ve aramızdaki asıl mesele benim geçmişteki yaraları saramamış olmamdı.

Bunu biliyordum çünkü her gece yanımda kabus gören çocuğun kollarımın arasında titremesine şahit olan bendim. Her ne kadar beni sevse de benim ona yaşattıklarım aramızda bir engeldi.

Bu zamana kadar bunu hep ötelemiş ve geçiştirmiştim ama artık kaçamazdım. Çünkü bu sefer kaçarsam geri döndüğümde onu bıraktığım yerde olmayacaktı biliyordum.

Eski Taehyung yoktu artık Büyümüştü.

Artık eski Jungkook da yoktu. Yakıp yıkmak yerine sarıp sarmalamayı tercih ediyordum. O yüzden biraz durulduktan sonra Taehyung'a kendimi affettirecektim. Onda bulduğum huzuru kimse de bulamazdım zaten bulmak da istemiyordum.

Sadece biraz zamana ihtiyacımız vardı. Uzak kalıp birbirimizi özlememiz lazımdı. Ondan sonrası zaten çorap söküğü gibi gelirdi. Ama önce uyumam lazımdı ki sağlam kafayla düşünebileyim.

Yorgun bedenimi zar zor yatağa atmıştım ve soğuk ve huzursuz bir uykuya gözlerimi kapamıştım.

***********

Sabah erkenden uyanmış ve Junghee'yı okula gönderdikten sonra akşam olanları düşünmeye başlamıştım ve Leesung'un çalıştığım okulun sahibinin oğlu olduğunu söylediğini yeni idrak etmiştim. Bunu idrak etmemle iyice köşeye sıkışmış gibiydim. O babasına beni söylemeden önce tayinimi aldırırdım ancak daha yeni tayin olmuştum. Yani o okulu bırakamazdım ayrıca mesleğimi de bırakamazdım çünkü bakmam gereken bir kız kardeşim vardı ne yapacağımı bilmiyordum. 

Koltukta oturup kara kara düşünürken aklıma bundan 1- 1.5 ay önce hayatını kurtardığım Seokjin hyung ve eşi Namjoon Hyung gelmişti. O gün bana her ikisi de bana can borçları olduğunu söylemiş ve başım derde girerse aramamı söylemişlerdi. Namjoon hyung emniyet müdürüydü eşi Seokjin hyung da öğretmendi ve babası da Eiğtim  bakanıydı yani bana yardım etse etse onlar yardım ederdi.

1 saat sonra :

Namjoon hyung'la konuştuktan sonra biraz rahatlamıştım. En azından o okuldan ve Leesung'dan kurtulabilecektim. Biraz yerine gelen moralimle kendime kahve yapmıştım tam içecekken kapının alacaklı çalınması ile ayağa kalktım ve açtım.

Kapıyı açtığımda Leesung aptalını kapıda görmüştüm. 

'' Günaydınnn.'' demişti otuz iki diş sırıtarak içeriye giren çocuğa.

'' Ne işin var burada?'' dedim sakince.

'' O Taehyungla bir işin kalmadığına göre kutlama yaparız diye geldim.'' dedi elindeki poşeti sallayarak.

'' Bunu nerden çıkardın.'' dedim tek kaşımı kaldırırken 

'' Dün gece evine girerken gördüm ve kavga ederek ayrıldığını da.'' dedi pişkince.

'' Evimi gözetleme hakkını kim verdi sana?''

'' Gözetlediğim falan yoktu. Sana bir şey sormak için geri döndüğümde gördüm.''

'' Her ne boksa. Taehyung her şeyi öğrendi.''

'' Yani artık bir engelimiz kalmadı mı?''

'' Aptal mısın sen? Daha önce de bir engelimiz yoktu ki.''

'' O ne demek?''

'' Taehyung bizim için engel değildi çünkü biz diye bir şey yok.''

'' Ne saçmalıyorsun Jungkook? Ten uyumumuzu düşünürsek bunu çöpe atmamız tam bir ziyan.''

'' Lanet tenin umurumda bile değil çünkü o gece benim için sadece bir hata hem ben ayık bile değildim. Sen sarhoşluğumdan yaralanan pisliğin tekisin! Ayrıca o seninkine uyduğunu düşündüğün tenim de seni sevmesini istediğin kalbimde Taehyung' a ait ve bunu değiştiremezsin!''

'' Yani dün bana Taehyung'la kötüyüz derken bana yalan söyledin.'' dedi Leesung.

'' Seninle uğraşmak istemiyordum. Çünkü seni biraz çözdüysem bunu er geç Taehyung'a anlatacağını biliyordum. Ondan ayrılsam da ayrılmasam da...''

'' Beni çözmüşsün '' dedi kollarını birbirine bağlarken.

'' Madem öğrenecekti bunu kendim yapmak istedim. Sana fırsat veremezdim.''

'' Kırıldım açıkçası ama bunu yapacağını zaten tahmin etmiştim.''

'' Yani?''

'' Yani bunu söyleyip benden kurtulacağını planladın ama hayal ettiği gibi olmayacak. Sana dün akşam söylemiştim. Çalıştığın okulun müdürü benim babam ve eşcisellerden nefret eder. Yani Jungkook eğer benimle olmazsan meslekten atılırsın parasız , pulsuz sokaklarda yaşarsın.'' dedi bilmiş bilmiş.

'' Elinden geleni ardına koymam sikik ve şunu bil ki Taehyung'dan asla vazgeçmem.'' dedim sert sesimle ve kolundan tuttuğum gibi kapının dışına çıkarttım. 

İçeriye geçip oturmuştum ki Telefonumun yanıp sönmesiyle onu elime aldım. Namjoon hyung'dan mesaj geldiğini gördüğümde daha fazla beklemeden açtım mesajı.

Namjoon Hyung: Jungkook sana iki güzel haberim var.

-------------------------------------------

-------------------------------------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jungkook'un kahramanı

BLACK SWAN ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin