Ellerim cebimde hızlı adımlar atarken kafamda bir sürü soru vardı. Yoongi neden gelmişti? Beni neden yanına çağırıyordu? Bunların cevabını öğrenmek için adımlarımı her seferinde daha da hızlandırıyordum. Nihayet parka girince salıncakların yanında oturan Yoongi'yi görünce kalbimin ısındığını hissederek derin bir nefes alıp yanına doğru adımladım.
'' Jimin Hoş geldin.'' dedi güzel sesiyle.
'' Hoş buldum Yoongi. şey neden geldin?'' dedim yanına otururken.
'' Biraz dur sadece. Konuşacağım ama önce düşünmem lazım. Buraya o kadar aceleyle geldim ki düşünmeye fırsatım olmadı.'' dedi hafif gülümseyerek. Şuan gergin hissediyordum.
Ne kadar sürdüğünü bilmediğim uzun dakikaların sonunda nihayet güzel sesi tekrar kulaklarıma ulaşırken burnumdan hızlı nefesler almaya başladım.
'' Zaten telefonda söyledim ama tekrar özür dilerim. Şok olduğum için kalkıp gitmek istedim o an.'' Biraz duraksadıktan sonra devam etti.
''Açıkça ilk kez bu kadar yakınımdan birisi beni sevdiğini söyledi. Normalde başka biri olsa masadaki peçeteliği kafasına geçirmiştim ama sen farklısın Jimin. Biz arkadaştık.... Jimin ben bu ilişkiye iyi bakmıyorum.'' demesiyle yüzüm düşerken gözlerimin dolmasıyla kafamı yere eğdim.
'' Ama kötü de bakmıyorum. Ama Jimin biz çok farklıyız. Birbirimizi kırarız ve üzeriz.'' demesiyle yere eğik olan yüzümü ona çevirdim.
'' Evet ama zıt karakterler birbirini çekermiş.'' dedim bir umutla. Derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başadı.
'' Evet ama birbirini çekerken kirlenirler de. Jimin, siyah ve beyaz yan yana güzel durur ama bir kere karışırlarsa ikisi de kendi olmaktan çıkar griye dönerler. Anlıyorsun değil mi? Bana göre hem siyahsın hem de değilsin Jimin.''
'' Yoongi dediğin her şeyin doğru olması beni o kadar rahatsız ediyor ki sana bunu anlatamam. ama kaçırdığın bir nokta var. Ben artık siyah olmak istemiyorum.''
'' Sen zaten siyah değilsin ki Jimin. Öyle gözüksen de kardeşinle telefonda konuşurken ağlayan masum bir çocuksun sadece. Ama Jimin bizim beraber olmamız için kendimizden vazgeçmemiz lazım..''
'' Yoongi, nasıl oldu bilmiyorum ama kapıldım sana. Gereken tavizleri de veririm.'2 dedim kendimden emin bir sesle.
''Jimin, kaç ilişkinde gece kulüplerinde gezip tozman sorun oldu?''
'' hiçbirinde.''
'' Çünkü genelde öyle yerleri seven kişilerle oldun ama ben hiç sevmem öyle şeyleri.''
'' Bu hallolmayacak şey değil ki.''
'' Bu hep sorun olacak Jimin. Eğer değişirsen mutlu olmazsın.''
'' yoongi bak senin ne demek istediğini anladım .Ama benim hayatım olduğuna göre senin için kendimi değiştirmek istersem senin buna karışmaya hakkın yok. endişelerini anlıyorum. O yüzden en azından ufak bir flört dönemi yaşasak seninle. Uyuşmazsak arkadaşlığa geri döneriz.''
Dedim içimden böyle bir şey olmaması için dua ederken.
'' Sonra eski halimize dönmek zor olmaz mı?'' Normal günlerdeki agresifliği yokken karşımda böyle konuşması içimde bütün yüzünü öpme isteği uyandırırken kendimi dizginleyip gülümsedim.
'' Denemden bilemeyiz.''
'' Sen bilirsin.'' dedi omuzunu silkerken.
''O zaman şimdi sen benim flörtüm müsün?'' dedim saçma bir sevinçle.
'' Evet öyleyiz.'' dedi ve güzel gülümsemesini gün yüzüne çıkardı.
Biraz daha oturup sohbet ettikten sonra Yoongi'yi evine bırakmıştım. Yolda giderken ona sulanmış o da ' Ağızının ortasına vururum.'' diye tehdit etmişti. Olsun en azından Flört etmeyi kabul etmişti.
--------------------------------------------------------

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK SWAN ✓
Fanfictionİlk başlarda onun böyle birisi olduğunu anlamamıştım. Benim gibi olan birini bulmak ve böyle mutlu olmak aklımı karıştırmıştı. Kendime kızgın ve kırgın olmanın yanında deli gibi âşıktım. Saplantılı gibiydim adeta. Bana ne kötülük yaparsa yapsın Ju...