'' Jungkook, alarmı kapatır mısın?'' dedim bıkmış bir tonda. Dün Jimin ve Yoongi'yi evde bırakıp yeğenime hediye almış ve oradan da Jungkook'a sözüm olduğu için ona kalmaya gelmiştim. Şİmdi ise Jungkook'un okula gitmek için kurduğu alarm kafamı sikiyordu. Ben deliler gibi rahatsız olurken Jungkook ise kılını kıpırdatmıyordu. Sabaha kadar benimle uğraştığı için oldukça yorulmuştu anlaşılan.
'' Aşkım kalk artık.'' dedim alarm bir kez daha çalınca.
'' aşkım diyen ağızını yerim.'' diyerek gözlerini açan Jungkook'la aptal gibi sırıttım. Üzerimdeki etkisi buydu işte. Beni aptal gibi güldürüyordu.
'' Ağızım ağrıyor Jungkook. Yalayıp yuttun beni.'' dememle ufak bir kahkaha attı ve iki elini başımın yanına atarak yüzlerimizi hizaladı. Üzerimdeydi ama bedenlerimiz değmiyordu.
'' Hala doymamış olmam normal mi?'' derken kullandığı flörtöz ses tonu içimi kıpır kıpır ediyordu.
'' Doyamadın mı sen bana?'' dedim aynı onun gibi gülümseyerek. Dudaklarımız birleştiğinde kollarımı hemen Jungkook'un boynuna doladım. Öpücüğümüz gittikçe hızlanırken Junghee'nin sesini duydum.
'' Abi uyanmadın mı? Okula geç kalacağım.'' diye bağırıyordu. Hemen Jungkook'u üzerimden inip ufak bir küfür savurdu.
'' Siktir!''
***********
Jungkook ve Junghee'yi okullarına yolladıktan sonra bende üniversiteye geçmiştim. Derslerime girdikten sonra tekrar eve dönecekken koridorda Yoongi'nin lösemi hastası çocuklar için hazırladığı etkinliğin afişini gördüğümde hemen telefonuma sarıldım.
(T): Yoongi merhaba bende etkinliğe katılmak istiyorum.
(Y) Sana da merhaba Tae. Ve tamam katıl. Palyaço bulmadık da sen olur musun?''
(T): Yoongi yani çocukları mutlu etmek isterimde palyaço olmak istemem.
(Y): Of, sizin bu takıntınız beni yoruyor ne olur kostüm falan giyisen? Yoongi'nin haklı isyanına katılırken aklıma gelen fikirle sinsice gülümsedim.
(T): Yoongi, Jimin bu işe gönüllü olur. O çocuklar konusunda çok hassastır.''
(Y): Gerçekten mi?
(T): Evet istiyorsan ara ve sor.
(Y): Tamam öyleyse bana uyar. Her halükarda benim işim görülmüş oluyor. Tama o zaman sen kapat ben Jimin'i arayayım.
(T): Tamam sonra görüşürüz.
(Y): Görüşürüz.
diyerek telefonu kapatınca içimde tuttuğum kahkahayı serbest bıraktım.
'' Bu kadar komik olan ne?'' Duyduğum sesle gülmeyi kesip arkamı dönünce gördüğüm esmer bedenle duraksadım.
'' Pardon tanışıyor muyuz?''
'' Ben Chio Leesung Aynı sınıftayız da seni hiç bu kadar gülerken görmemiştim. ''
'' Aynı sınıfta olduğumuzu bilmiyordum.'' dedim sakince. Hiç arkadaşım yoktu açıkçası.
'' Pek sık gelmiyordun çünkü ama bu aralar aksatmıyorsun.''
Benim hakkımda bu kadar çok şey bilmesi canımı sıkmıştı ama yanlış anlayıp ters yapmak da istemiyordum.
'' Beni iyi tanıyorsun.''
'' İnsanları izlemek hoşuma gidiyor Taehyung.''
'' Anladım...''
'' Neye güldün bu kadar?.''
'' Kuzenimle bir şeyler konuştuk da ona güldüm. Panodaki afişte olan etkinliği kuzenim düzenledi de ben de bu etkinliğe katılacaktım, konu buydu.''
'' Vay, Katılım serbest mi yoksa arayıp bilgilendirmek mi gerekiyor?''
'' Bilmem.''
'' Benim için öğrenip sonra da bana haber verir misin ? Bende katılmak istiyorum da.''
'' Numaran yok.'' dedim omuz silkerek
'' Telefonunu uzat.'' demesiyle telefonumu uzattım ve kendini kaydetmesine izin verdim. Ardından vedalaştık.
*******************
Üniversiteden çıktıktan sonra Jimin, jungkook, Yoongi ben ve Junghee hep beraber bir kafeye gitmiştik. Siparişleri verdikten sonra da sohbet etmeye başlamıştık.
'' Jimin, bu arada yaptığın şey çok kıymetli hem benim için hem de çocuklar için.''
'' Ne demek Yoongi.''
'' Öyle deme. İnsanlar gururuna yediremiyor bir kostüm giyinmeyi. Tekrar teşekkür ederim.''
'' Yoongi, önemli değil gerçekten. Çocuklar mutlu olsun o yeter bana.'' Yoongi Jimin'e gülümsemiş ve önüne geri dönmüştü.
'' Yoongi bizim sınıfta bir çocuk var adı Leesung. O da gelmek istedi de sana uyar mı?''
'' Aslında kişi sayısını doldurduk ama arkadaşınsa gelsin.''
'' İlk defa duydum adını. Ne zaman tanıştınız yavrum?'' dedi Jungkook sakince.
'' Bugün. Ben afişlere bakarken tanışmıştık. O beni tanıyormuş ama ben onu ilk kez gördüm.''
'' Nerden tanıyormuş?''
'' İnsanları izlemeyi seven bir tipmiş sanırım. Ben de okula pek gitmeyince beni aklında tutmuş. İyi birine benziyor.''
'' Sen yine de çok güvenme.'' dedi Jungkook.
'' Güvenmem.''
Junghee önündeki meyveli yoğurdu içerken bir yandan da etrafı inceliyordu. Keyfide oldukça yerinde gibi duruyordu.
Saatler böyle geçerken Yoongi birden ayaklandı.
'' Hoseok!'' demesiyle hepimiz başını çevirdiği yere baktık. Ultra yakışıklı bir çocuk masaya yaklaşırken Jimin hiç de hoşnut görünmüyordu.
----------------------------------
Chio Leesung.
Ultra yakışıklı Jung Hoseok
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK SWAN ✓
Fiksi Penggemarİlk başlarda onun böyle birisi olduğunu anlamamıştım. Benim gibi olan birini bulmak ve böyle mutlu olmak aklımı karıştırmıştı. Kendime kızgın ve kırgın olmanın yanında deli gibi âşıktım. Saplantılı gibiydim adeta. Bana ne kötülük yaparsa yapsın Ju...