15

1.9K 156 12
                                        

'' Taehyung, Yoongi çok haklı konu seni neden bıraktığı değil ki konu sana önceden davranış şekli.'' diyen Jimin'e bir yandan hak verirken bir yandan da haklı olduğu için ona tekme atmak istiyordum.

'' Ama seviyorum Jimin. Bunu hiçbir şey değiştiremedi.''

'' Ben zamanla unutursun sanmıştım ama olmadı.'' diyerek sigarasını içine çeken Jimin'e tiksintiyle baktım.

'' İçme şunu '' dedim tiksinir bir tonda.

'' İçende ölüyor içmeyende... O yüzden sal gitsin.'' dedi bir fırt daha çekerken

'' İyilik de yaramıyor. Ne bok yersen ye!'' dedim ayaklanırken.

'' Uyumaya gidiyorum ben.''

'' İyi geceler yavrum.'' diyen jimin'e göz devirerek oddan çıktım.

Kendimi yatağa attığımda cüzdanımda ki malum notu çıkardım. Ufak bir kağıt parçasıyla beni bırakıp gittiği gerçeği içimi sızlatırken bunu yaparak beni özgür bırakmayı hedeflemiş olması midemdeki kelebekleri yeniden canlandırmıştı. Onu sevmeyi hiç bırakmamıştım ama şiddetini azaltmıştım. Bu görüşmeyle beraber daha da güçlenerek geri gelmişti hislerim.

Bir daha onu görmeme ihtimalim bile boğazıma bir şeylerin tıkanmasına sebep oluyordu.

Hayatta bir kere aşık olurduk değil mi? Ben işte o kişiyi bulmuştum. Onun tekrar gitmesine nasıl göz yumabilirdim ki?

Üstelik şuan bir desteğe ihtiyacı vardı. Ameliyata gireceği için korkuyordu ama bir kaya gibi sağlam durmaya çalışırken duygusuzlaştığını biliyordum. O her ne kadar tersini iddia etse de ben Jungkook'u tanıyordum. Telefonumun titreşmesiyle elime aldım. Yoongi arıyordu.

(T): Alo

(Y): Hemen anlat. N'oldu?

(T): Hiçbir şey. Öylece oturduk ben ona aşkımı anlattım o da olmaz dedi.

(Y): Yok ben anlamıyorum gül gibi çocuksun. Neyini beğenmiyor haspam?''

(T): Konu beğenmemek değil galiba Yoongi ben artık hiçbir şeyi bilmiyorum.

(Y): Kafan karıştı değil mi?

(T): Mal oldum

(Y): Yarın akşam bize gel. Pijamalarını da getir. Durum değerlendirmesi yapar kafanı dağıtırız.

(T): Tamam o zaman

(Y): Güzel. Yarın görüşürüz o zaman

( T): Görüşürüz

diyerek telefonu kapattım ve ardından notu okuyarak uyuyakaldım.

******************************

'' Ta ehyung kalksana Bogum kapıda.'' diyen ve beni sarsarak uyandırmaya çalışan Jimin'e küfür ederek araladım gözlerimi.

'' Sabah sabah ne oluyor?''

'' Bogum kapıda sana sürpriz mi ne yapmış.''

'' Ne alaka ya?'' Ayrılmam lazım benim ondan. Gerçi biz bir ilişkide değiliz ama olsun''

'' Jungkook yüzünden gül gibi oğlan gidiyor be.''

'' Kes sesini de git oyala bir şeyler yap. Kalbini kırmadan halletmem lazım.'' dedim pikemi açmadan önce.

Jimin odadan çıkınca kendime çeki düzen verip salona geçtim. Bogum benimle ilgili başka hayaller kuruyordu ve onunla yakınlık için de olamam onu umutlandırıyordu. Reddedilmenin nasıl berbat bir his olduğunu bildiğim için reddeden kişi olmak çok zordu.

Beni görünce gülümseyerek ayağa kalkan Bogum'la içimden bir küfür savurdum. Tüm kararlılığım gitmişti bugün onunla konuşamayaktım.

'' Günaydın uykucu seni kahvaltıya götürmeye geldim.'' dedi neşeli sesiyle.

'' Hazırlanmamı bekleyebilir misin o zaman?''

'' Tabii biz Jiminle konuşuyorduk sen git üstünü giyin.''

Odama isteksizce gitmiş ve üstüme bir şeyler geçirdikten sonra tekrar salona gelmiştim. Daha sonra biraz Jimin'le konuşmuş ve evden çıkmıştık. Geçen gittiğimiz kafeye gidip kahvaltı için sipariş vermiştik.

Siparişlerin gelmesini beklerken dizilerden, seul'den, futbolldan falan bahsetmiştik. Onu arkadaşım gibi gördüğüm için yanında rahattım fakat o böyle hevesle karşımda dururken bugün olmasa bile yarın bırakacak olmamın huzursuzluğunu kaplıyordu içimi.

Kahvaltıyı yaptıktan sonra Bogum'un ısrarı üzerine o kahve söylemiş bende yeşil çay söylemiştim. İçeceklerin gelmesini beklerken karşımda gördüğüm kişiyle aldığım soluğun kesildiğini hissettim.

Jungkook tam karşımda duruyordu.

----------

BLACK SWAN ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin