'' Bak sakin kalmak istiyorum. diyorum ki Taehyung korkmasın eskiye döndüğümüzü düşünmesin. Sakin kalamıyorum ama bu Jimin malı sana niye ' yavrum' diyor Taehyung?''
Jungkook üç gündür bendeydi. Bu süreçte biraz dahi iyi olmuştu ve en azından daha rahat hareket ediyordu.
Şimdi ise oturmuş uğurladığımız Jimin'in ardından yeni hayatımızın ilk kıskançlık kavgasını yapıyorduk. Jimin bir arkadaşında kalıyordu ve bugün kıyafet almak için gelmişti. Giderken bana yavrum diyerek yanağımdan öpmesi de Jungkook'u delirtmişti. Jimin bunu hep yapardı ama Jungkook'un yanında yapmasa daha iyi olurdu.
'' Bir de yavrum demesi yetmiyor yanağından da öpüyor!'' Ellerini saçlarından geçiren adama hafif bir tebessümle baktım. Önceden bu durumu yaşasak yanağımı falan keserdi herhalde. Şuan verdiği tepki yumuşak ve sevimliydi.
Birinin seni takıntı için değil de sevdiği için kıskanması güzel bir duyguydu.
'' Jungkook o benim arkadaşım ve bunu samimi olduğumuz için yapıyor. Uzatılacak bir şey yok ki.''
'' Ama Jimin sana bir daha yavrum demesin.'' dedi masum bir şekilde. Büktüğü dudağı, eğdiği başı ve kucağında birleştirdiği elleriyle çok tatlı duruyordu. Şuan onu savunmasız bir bebek olarak görüyordum.
'' Tamam söylerim ben ona. Hadi şimdi hazırlanalım da Junghee'yi görmeye gidelim olur mu?''
'' Tamam.'' demesiyle onu kendime çekerek boynuna sesli bir öpücük bıraktım. Daha sonra ise taksi çağırarak kardeşini ziyaret etmek için evden çıktık.
**************
Hastaneye geldiğimiz de Jungkook kareşinin yanına giderken ben de amcamın yanına uğrayacaktım. Amcamın kapısına geldiğimde içerdeki hastanın çıkmasını beklemiş hasta çıktığında ise kapıyı tıklatarak içeriye girmiştim.
'' Hoş geldin Taehyung bey. Bu aralar pek sık geliyorsun hastaneye. Beni görmek istiyorsan evmize gelsene aslanım.''
'' Gelirim amca da ben Bay Jeon'u getirdim. Sana da uğramak istedim.''
'' Anladım. Bu akşam yemeğe bize gelsene.''
'' Amca aslında Bay Jeon bende kalıyor. Bakacak kimsesi olmadığı için ona ben ve jimin ilgileniyoruz. Bu gece de Jimin yok bırakamam onu.''
'' Bu adamın kimsesi yok mu? Bu kadar samimiyet biraz fazla..''
''Haklısın amca. Ama geçen sefer kendine bakamadı ve tekrar ameliyata girmek zorunda kaldı.''
'' Doğru. Bu akşam bizim evde seni bir sürpriz bekliyordu ama neyse.''
'' Ya amca, meraklandırdın şimdi söylesene.''
'' Tamam sen akşamı bekle. Sürprizi evine yollayacağım.'' Tam konuşacaktım ki hemşirenin gelip amcamı çağırmasıyla amcam çıkmıştı. Ben de daha fazla odada durmayıp Jungkook'un yanına geçmiştim.
Jungkook'ların yanına vadığımda biraz Junghee ile sohbet etmiş ardından da hastaneden ayrılmıştık. Şimdi Jungkook'un eşyalarını almak için babasının evine gidiyorduk.
**************************
Salondaki ağır içki kokusu burnumu rahatsız ederken Jungkook'un sesi kulaklarımı doldurdu.
'' Kusura bakma. Babam alkoliktir. Aslında yeni karısı ortalığı toplar genelde ama şansına bugün pek modun da değildi herhalde.
'' Baban evlendi mi?''
'' Annem öldükten 1 ay sonra.''
'' Peki, karısıyla aranız nasıl?''
'' Junghee'ye kötü davranmaz. Fakat beni hiç sevmez.''
'' Niye ki?''
'' Taehyung, beni ibneyim unuttun mu. Beni anca sen seversin.'' demesiyle gözlerimin dolduğunu hissettim. Elimi dikişlerine dikkat ederek beline sardım. Göğsüne ufak bir öpücük bırakırken konuştum.
'' Seni o kadar seveceğim ki diğer insanların sevgisi umrunda bile olmayacak. Hem ben seni onların yerine de severim.''
'' Sen sevsen yeter. Hayatımdaki güzel iki şeyden biri sensin diğeri de Junghee.''
'' Seni Seviyorum.'' dedim bedenine biraz daha sokularak. Kafama ufak bir öpücük kondurdu ve '' Seni Seviyorum.'' dedi.
Daha sorasında ise her şey hızlı bir biçimde gerçekleşmişti. Önce benden ayrılmış daha sonra bir odaya girip eşyalarını almış ve evden çıkmıştık. Daha fazla o evde durmak istememişti.
************************
Taksiciye parasını ödeyip kapıyı kapattım ve ayakta durmasına yardım etmek için Jungkook'un kolunun altına girdim. Yavaş adımlarla eve yürürken bir yandan da konuşuyordum.
Kapının önüne gelince şifreyi girdim ve kapıyı açtım. İçeriye girer girmez sırtımı duvara yaslayan Jungkook'la ağızımdan ufak bir inleme kaçırdım.
Açlıkla dudaklarıma saldırmasıyla delirdiğimi hissediyordum. Ellerimi saçlarında gezdirirken onun kolları arasında kendimi kaybetmeye hazırdım ki kulağıma dolan kırılma sesiyle bedenlerimizi ayırdım.
Annem tam olarak karşımda duruyordu. Duyduğum ses ise elinden düşürdüğü tabağa aitti.
-------------------------

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK SWAN ✓
Fanfictionİlk başlarda onun böyle birisi olduğunu anlamamıştım. Benim gibi olan birini bulmak ve böyle mutlu olmak aklımı karıştırmıştı. Kendime kızgın ve kırgın olmanın yanında deli gibi âşıktım. Saplantılı gibiydim adeta. Bana ne kötülük yaparsa yapsın Ju...