49 Bölüm

1K 37 18
                                    

Sude'nin evinin önüne geldiklerin de Pamir , arabayı kenara çekip bekledi. Gözleri aynaya kaydı. İçeri de mayışmış ve uyuyan Sude'ye gülümsemişti. Arabanın ısısını çok artırdığını yeni fark etmişti. Arabadan inip arka kapıyı açtı.
Sude'yi nazikçe seslendiğin de cevap alamadı. Derin nefes alıp etrafa baktı. Kimseler görünmüyordu. Ceketini üzerine nazikçe koydu. Kucağına yavaşça alıp evine doğru yürümeye başladı. Dışarı çıktıkların da biraz daha sokulmuştu boynuna doğru, yağmur damlaları artmadan hızlı adımlarla restorana girdi.

İçerisi sıcak ve bir kaç müşteri dışın da boştu. Pamir'in, girmesi ile Ceren Hanım'ın dikkatini çekmesi aynı an da oldu.
Ceren Hanım , kucağın da kızını gördüğün de endişeli ve korkan bakışlarla Pamir'e bakıp yanına hızlıca geldi. Elini kızının yanaklarına ve boynuna yöneltmişti. Kızının ateşi normaldi.

"Endişelenmeyin Ceren Hanım durumu iyi. Sadece dışarı da biraz çok kalmış. Ama durumu şimdi iyi, araba sıcak olduğu için uyuya kalmış."

"Ah çok korktum. Bünyesi hasastır benim kızımın neyse hadi odasına çıkalım. " dediğin de gözleri ile yukarıyı işaret etti.

Pamir, yavaşça yatağa bıraktığın da ayağa kalktı. Ceren Hanım kızının yanına gelip üzerini sıkıca örttü. Pamir'in, bakışları odaya kaymıştı. Sade ama sıcak bir kişisel alandı. Bakışları masanın üzerin de ki kaktüse kaydı. Yanın da ki çerçeve de aile fotoğraflarına baktı. Babasının gördüğün de bakışlarını değiştirdi. Derin nefes alıp,"Ben çıkayım siz rahat olun."

"Tabi ama lütfen beni bekler misin biraz konuşalım?"

"Olur." Yavaş adımlarla dışarıya çıktı. İçini kaplayan korku karşısın da derin nefesler aldı.
Aşağı indiğin de boş masalardan birisine oturdu. Sade türk kahvesi siparişi verip yavaşça içmeye başlamıştı.

Ceren Hanım merdivenlerden indiğin de Pamir'in, karşısın da ki sandalyeyi çekip oturdu.
"Nasılsın oğlum." Dedi.

"İyim Ceren Hanım. Siz?"

"İyim. İşin falan var mı? Seni bura da tutuyor gibi olmak istemem."

"Hayır , müsaitim ve sizi dinliyorum."

Ceren Hanım, gülümseyip sıcak kahvesinden bir yudum aldı. "Öncelikle konunun ne olduğunu biliyorsundur? Sude , çok üzgün, bana bir şey anlatmıyor ama bir anne olarak evladının gözlerine bakarak nasıl olduğunu anlayabiliyorsun. Babası ile daha iyidi arası benimle pek öyle değil. Aramızda hep bir set var. O kadar iyi anne kız olamıyoruz. Yani iyiz ama işte böyle duygularını düşüncelerini anlatmıyor. Belki de ben de öyle olduğum içindir." Bir kaç saniye durup Pamir'e baktı. "Bu mutsuzluğunun ve üzüntüsünün sebebi sen misin? Bilmiyorum. Eğer öyle ise lütfen kızımı daha fazla üzme ve ondan uzak dur! Sude çok hasas anksiyete-depresyon hastalığı var ve biz bundan çok zor kurtulduk ve ben bir daha aynı durumları kızımın yaşamasını istemiyorum! " dediğin de Pamir'in şaşkın yüzüne baktı. "Sen iyi bir karaktere sahipsindir. Belki de ben fazla abartıyorum yani tekrar söylüyorum neler yaşadığınız bilmiyorum! Ve kızımın üzülmesini istemiyorum. Umarım beni anlamışsındır. Pamir, gençsiniz kanınızın deli aktığı zamanlar , bu yüzden hatalar yapsanız da anlamazsınız bazen yaptığın bir davranışın en yakınını üzdüğünü fark etmezsin! "

"Sizi anlıyorum. Haklısınız Sude'yi üzdüm ama inanın üzmek onu kırmak beni daha çok yaraladı. Kızınızdan uzak durmamı istemenizi de anlıyorum. Ve bir annenin sözünü dinleyeceğimden endişeniz olmasın. İzninizle artık gitsem iyi olur." Ayağa kalktı ve masada ki telefonunu eline aldı. Kasaya gittiğin de iki kahveyi de telefonundan temassız ödeme yaptı.

KURBAN✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin