"Ee nasıl tanıştınız?" Buse, ışıldayan gözleriyle Pamir'i sorguya çekti. Bu kızın derdi neydi anlayamıyordum. Sevgilim değil arkadaşım dedim!
Boğazımı temizleyip ; "Okulda tanıştık öyle abartılacak bir hikaye değil malesef" dediğim de Buse'ye üzgün yüz ifademle baktım.
"Ama buraya getirdiğine göre iyi arkadaşsınız." Dediğin de bana göz kırptı. Bu defa bakışlarını Pamir'e çevirip; "Sude, buraya özel arkadaşlarını davet eder." Dedi.
Pamir;
"Bilmiyordum." Dedi.Bu, sesi beni endişelendirmişti. Nesi vardı acaba geldiğinden beri sessizdi sadece sorulan soruları cevaplıyordu.
Selin;
"Kaç yaşındasın?""22 yaşındayım."
Burak, tek kaşını kaldırıp;
"İstanbullu musun?""Evet, ailemde İstanbulludur."
Bu saye de hakkında bilgiler öğrenebiliyordum.
Annem, Pamir'e de servis açtığın da bir taraftan yemeğe başlamıştık.
Buse, gözlerini iyice kıstığın da; "Aslın da ben seni bir yer de görmüş gibi hissediyorum. Soyadın ne?"
İçimden 'Sanane' diye bağırmak istiyordum.
Pamir;
"Arslan." Dedi. Ama soyadından memnun değilmiş gibiydi?"Okulun sahibi Arslan? Vay be!"
"Bu, kadar soru yeter değil mi Buseciğim biraz da yemeğimizi yiyelim." Dedim. Pamir gibi ben de rahatsız olmuştum. Deniz'in suskunluğu beni şaşırtsa da bir nevi hoşuma gitmişti. Zaten bütün akıllara gelen soruları sormuşlardı.
Ben de biraz Elif'i sıkıştırmıştım. Ama bizimkiler gibi çok soru sormadım.
Burak, gülümseyip; "Biz eski arkadaşlarız. İki kişi de eksik ve bizim için Sude değerlidir. Yani onun arkadaşı bizim de arkadaşımız olur!" Dediğin de altan altan ettiği tehditi ben de Pamir de fark etti.
Pamir ise ifadesizce bakmıştı. Bakışlarıyla ne anlatmaya çalıştıklarını bilmiyorum. Deniz ve Pamir'in arada birbirlerine bakışlarını yakalıyordum.
Bu, durumdan kurtulmak için Pamir'e dönüp ; "Önceden geleceğini söyleseydin keşke...
Bizimkiler böyledir, kusura bakma. " dedim.Pamir, ceketinin cebinde ki telefonu çıkartığın da ağzım açık kalmıştı. Benim kırılan telefonumun aynısıydı. Yeni olduğu ekranından bile belliydi!
Şaşkın şaşkın yüzüne baktığım da annem de yanımıza gelmişti.
Pamir, gülümseyip; "Telefonunu okul da unutmuşsun! Acil ihtiyaç gibi bir şey olacağını düşündüğüm için getirdim. " dediğin de şaşkın bakışlarım yüzündeydi. Yerine son model telefon almayıp aynısını alması ne kadar ince düşünceli biri olduğunu gösterdi!"Kızım, şarjı bitince telefonu köşelere mi atıyorsun!" Annemin altan altan imasına gülümsedim.
"Unutmuşum anneciğim. Acele ile çıkınca insan unutuyor." Dedim.
Mavi gözlerini bana dikip gülümsedi. Birileri bu, çocuğa gülümsemeyi yasaklamalı! Ben de gülümsemiştim. Böyle davranış beklemiyordum. Son model telefon alacağını falan bile düşünmüştüm. Ama beni zor durum da bırakmamak için yeni telefon alıp gelmişti.
"Teşekkür ederim. " dediğim de elinde ki telefonu aldım.
Burak;
"Kızıl? Sen, hiç böyle unutkan değildin! Ne oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURBAN✔
Teen FictionBir iddia ile başlayan oyun ama kimse sonucunu böyle hesaplayamamıştı ! Kaos ve aşk dolu hikayeye göz atın 🥰