Sabah uyandığım zaman yazlık için yanıma gerekenleri alıp aşağı indim. Annem, uyuyordu. Erken kalkmayı hiç sevmezdi. Ama ben, hep erken kalkarım. Bu huyum bana babamdan geçmiş. Gülümseyip mutfağa geçtim. Çay suyu koydum diğer taraftan da yumurtaları haşlanması için kabına yerleştirip suyu ekledim. Masayı yavaşça hazırlıyordum. Doğum günü için yapılan organizasyondan geri kalan bütün işleri annem, hall etmişti. Restoran temizdi. Telefonumu masa da alıp Selin'nin ismini bulunca üzerine tıklayıp hoparlöre aldım. O arada masaya bardakları koydum. Üçüncü çalışında açıldı. Gülümsedim hayatımız da bazı şeyler hiç değişmez."Aloo"
"Selin, hazır mısın? Kahvaltıya gel"
"Off, hazırlanıyorum şu bavulla sığdıramıyorum!" Dediğin de gözlerimi devirdim. Sadece beş günlük tatil için kim bilir neler almıştı yanına!
"Sığdırabildiklerini al canım. Hadi kahvaltıyı hazırlıyorum çabuk ol!" Deyip telefonu kapattım. Kesin şimdi bana saydırıyordur. Biraz asabi bir arkadaşım var. Her şeye sinirlenebilir. Ayağını kapıya vurmuştu o zaman bile kapıyı suçlamıştı. "Bunun burada ne işi var!" Diye...
Kahvaltılıkları masaya dizdiğim de çayı da yanıma aldım. Bardağımı doldurup sakince içmeye başladım. Annem de Selin, gibidir. O yüzden bir araya geldiklerin de çok konuşurlar.
Dışarı da bağırış sesleri kulağıma gelmeye başlamıştı. Şimdi başlıyorduk. Her gün olan rutin olaylardı yine ve ben bu rutinlikleri fazlası ile özleyecektim.
Selin, söylene söylene mutfağa geldi. Bu sinirli hallerinde susmayı ve ne derse haklısın demeyi kendime adet edinmiştim.
"Şu, yan komşunuzu değiştirin artık! Her geldiğim zaman bana laf sokup duruyor. Bugün de bana çantamın çakma olduğunu söyledi. Düşün bana! Elbiselerime, giydiklerime değer veren ve orjinali geldiği zaman tabi indirim gününü bekledikten sonra koşarak alan bana!"
"Haklısın canım. Geçen de burnuna yamuk mu demişti." Selin, bu soruma tıslayarak cevap verdi. Galiba sinirini biraz daha artırmış olabilirim.
"Biliyor musun Sude? Bence ben o kadının saç boyalarını karıştırıp mor yapmalıyım. Ve o zaman karşısına geçip sana mor çok yakışıyor demeliyim değil mi?" Selin, gözlerinin içi parlayarak bana bakıyordu. Bu bakış istediğimi yaparım bakışıdır!
"Saçmalama Selin, saçlarına ne kadar dikkatli biliyorsun. Özel bakım kremleri getirtiriyor yurt dışından!" Dedikten sonra onunda bardağını çay doldurup önüne koydum.
"Sude?"
"Efendim canım."
"Düşündüm ki. Sen ve ben hep aynı çay içeriz orta hani diyorlar ya çok çay sinir yapıyor! Ben sinirliyim ama sen ise pamuk gibi neden? Bu çay biz de ters tepki yapıyor bence gel markasını değiştirelim." Selin, susmadan konuştuğun da biraz başımı ovup tekrar bakışlarım onu buldu.
"Ben de neyi düşündüm biliyor musun Selin?"
"Neyi canımcım?"
"Bu kadar çok konuşmana rağmen Kaan, seni neden bırakmadı." Dediğim de gelip kolumu çimdikledi. "Bu acıttı."
"Sende çok konuşuyorsun çünkü!" Gözlerimizi devirip kahvaltımızı yapmaya devam ettik. Ehliyetimi bu yazın aldığım için annemden arabayı alıp yazlığa gidecektik.
Kahvaltımızı bitirip ayağa kalktım. Sırt çantamı alıp aşağı indim. Eşyalarımı düzenlice yerleştirdiğim için sırt çantasında sıkıntı yaşamadım. Çantaları arabanın bagajına yerleştirdim. Selin de, elin de meyve suyu ile çıkıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURBAN✔
Teen FictionBir iddia ile başlayan oyun ama kimse sonucunu böyle hesaplayamamıştı ! Kaos ve aşk dolu hikayeye göz atın 🥰