Şaşkın bakışlarımı kaktüsüme diktim. Çiçekleri solmuştu. Acaba kötü enerjimi hissetmiş miydi? Dökülen yaprakları elime aldım. Parmak uçlarımdan dökülmesine izin verdim. Olanlardan sonra daha okula gitmedim. Dersim öğleden sonra idi. İnterneti kapattım. Leyla ve Şilan'ın aramalarına cevap vermedim. Yaptığım işten pişman değildim ama içim de rahat değildi. Ayşe'nin üzerine çok gideceklerini biliyordum. Kaktüsülerimi biraz sulayıp okul için hazırlanmaya başladım. Öncesin de duş aldığım için saçlarımı kurutucu ile kurulayıp üste toplanan saçımı bağladım. Fazla kısa olduğundan düzgün toplanmıyordu. Elime krem alıp açık kalan saçlarımı kabarttım. Üzerime turuncu kısa bir elbise giydim. İnce bağcıklı topuklu ayakkabımı da elime alıp aşağı indim. Annem her zaman ki gibi çayı elin de haberleri izliyordu. Gülümseyip yanına gittiğim de yanağından öptüm.
"Nasılmış benim güzel annem?" Dediğim de sandalyemi çekip oturdum."İyim kuzum. Sen böyle güzel olmuş nereye bakalım." Kaşlarını muzipçe kaldırıp baktı.
"Öyle önemli bir gün değil. Sadece güzel olmak istedim. Kendime bakmayı seviyorum. " dedim ve göz kırpıp peynirden bir çatal alıp afiyetle yemeğimi yemeye başladım.
"Ah unutuyordum! " bakışlarımı anneme dikip, "Arabayı alabilir miyim?" Başımı sağa yatırıp sevimli olmaya çalıştım.Annem , saçlarımı okşayıp, "Tabi benim güzel kızım. Artık sana da araba almanın vakti geldi."dediğin de saçlarımı koklayıp öptü. "Bu kısa saçta sana yakışmış ama uzun daha iyidi sanki? " dediğin de anne bakışı attı.
Benim için önemli olaylar olmadığı sürece kesmezdim. En iyi de annem biliyordu. Elimi öylesine sallayıp, "Biliyorsun fazla uzun olduğun da rahat edemiyorum. Ayrıca böyle daha iyi" dedim ve öpücük atıp ayağa kalktım. "Araba kısmını unutma anneciğim." Dediğim de gülümseyerek dışarı çıktım. Annem ile konuşmak bana her zaman iyi geliyordu.
●●●●●
Arabam ile okula gelmek bir saatten fazla almıştı. Arabayı park edip son aramalar ve mesajlara baktım. Tahmin ettiğim şeyleri yazdıkları için tekrar çantama atıp dışarıya çıktım. Arabanın kapısını kapatıp kilitlediğim de kendimden emin adımlar atarak yürümeye başladım.
Kantine doğru yönelip kendime sıcak bir çay ve yanın da kraker aldım. Kızlara da kantinde olduğumu dair mesaj atıp çayımı yudumladım.
"Ayy inanamıyorum!"
"Ben de!"
"Sürtüğe bak sen? Bizi iyi kandırmış!"
Yan masam da bağırarak konuşan kızların ne dediklerini anlamaya çalışıyordum.
"Şimdi Emir de yok! Kim koruyacak onu? Okula gelsin de göstereceğim ona!"
Dinlemeyi bırakıp telefonumu elime aldım internet sitesine gelen mesajlara bakmaya başladım. O kadar küfür ve tehdit mesajları vardı ki! Derin nefes alıp dudaklarımı ısırdım.
"Selam tatlım. "
"Of bugün anma da yorucu bir gün
"Selam kızlar."dedim ve halen daha bağırarak konuşan kıza kısa bir bakış attım. Tehdit ve sinir bozucu konuşma şekli dayanılmaz bir hal aldı.
Masaya oturan Leyla'ya karşı da ki kızı işaret edip, "Tanıyor musun?" Dedim.
Leyla, kısa bir bakış atıp,
"Evet, tanıyorum neden?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURBAN✔
Teen FictionBir iddia ile başlayan oyun ama kimse sonucunu böyle hesaplayamamıştı ! Kaos ve aşk dolu hikayeye göz atın 🥰