Esta hala baygın bir şekildeydi. Sophia doktordaki garipliği sezdi ve hemen " Doktor? Bir sorun mu var?" diye sordu.
Doktor ise " Ne sorunu? Bu bir mucize! Esta'nın kan değerleri. Ama bu nasıl? Hala inanamıyorum ancak Esta bu hastalığın sonunu getirebilir. Vücudu hastalığa karşı antikor üretiyor. Tabii ya bu yüzden uzun bir süre dönüşüm geçirmeden hayatta kalabildi. Buna karşı da vücudu dayanamayıp bayılma gibi bir etki gösterdi. Böyle olması gayet normal. Birkaç saat sonra uyanacaktır. Şuan Esta bizim için çok önemli ona hiçbir şey olmaması gerek." diye yanıtladı.
Herkesin kafası karışmıştı. Hastalığın bitecek olması onlar için imkansız gibi geliyordu. Kulaklarına inanamadılar. Kenway şaşkınlıkla kucağında olan Esta'ya baktı. Ama bu bakış zaten Esta'nın özel biri olduğunu bildiğini gösteriyordu. Esta'ya hayranlıkla bakmaya devam etti.
Sophia da Yusuf ile beraber Esta'nın başında onun uyanmasını umutla bekliyorlardı.
Birkaç saat sonra Esta yavaş yavaş gözlerini açmaya başladı. Gözleri Kenway'in gözleriyle buluştu. Utancından kıpkırmızı oldu. Hemen kalkmaya çalıştı fakat başı çok dönüyordu. Düşer gibi oldu. Her yer dönüyormuş gibiydi onun için. Hızlı hızlı nefes aldı. Kenway hemen Esta'nın arkasından kollarını tutuyordu ve ona destek olarak kalkmasına yardım etti.
Yusuf bile Esta'nın yüzünün kızardığını görmüştü ve " Esta? İyi misin? Doktora haber versek mi? Bu olay normal mi? Yüzünün haline bak. Kıpkırmızı oldu bir anda." demişti. Esta da utancından bir şey diyemedi ve sadece gülümsemekle kaldı.
Sophia doktoru büyük bir neşeyle çağırdı ve hemen koşup Esta'nın boynuna sarıldı. Gözleri yaşlı bir şekilde Esta'ya vurdu ve " Bizi çok korkuttuğunun farkında mısın? Bir daha sakın bizden kaçmaya çalışma! Seninle bu işin sonu ölüm olsa bile gelmeye hazırım Esta. Benim ailem gibisin." diye kızdı.
Esta "Özür dilerim." demeye yeltendi ama Sophia hemen Esta'nın ağzını kapatıp " Ne özrü? İyi misin sen bana onu söyle. " dedi ve sıkıca sarılmaya devam etti.
Esta da Sophia'ya sarıldı " Gayet iyiyim ama birazdan boğulacağım sanırım." dedi gülerek.
" Ah affedersin! Bir an heyecanlandım işte. Tamam tamam al bak çekiliyorum."
Dean ve doktor Sophia'nın haber vermesiyle hemen gelmişlerdi.
Dean hemen Esta'ya gidip sarıldı.
" Benim kızıl prensesim, çok korkuttun bizleri. Ama her şeyin üstünden geldiğin gibi bunun da üstesinden geldin seninle gurur duyuyorum!"
" Ustasından öğrendim. Sonuçta sen beni yetiştirdin Dean Amca. Ben de çok korktum. Hem de hayal bile edemeyeceğin kadar çok. "
Esta böyle değerli arkadaşları olduğu için çok minnettardı. Yaşayacağı için çok mutluydu ve içi içine sığmıyordu.
Ama neden kendisinin başına böyle bir şey geliyordu? Sorgulamadan edemiyordu. Kafası allak bullak olmuştu. Binlerce insan arasından neden oydu? Onun farkı Marslı olmasıydı. Tam o anda kafasına dank etti. Belki de Mars yüzünden böyleydi kim bilir? Sonrasındaysa doktor Esta'ya tüm olanları açıkladı. Esta büyük bir çöküş yaşamıştı. Hem böyle olduğu ve herkesi kurtaracağı için çok mutluydu hem de ölen arkadaşını kurtaramadığı için dünyaları yıkılmıştı. Ya Katie'yi de kurtarabilseydi? Kendini suçlu hissetmişti. Hepsi onun bu inadı yüzündendi. Belki de Fergus'u dinleseydi Katie ölmeyecekti. Yavaşça doktora teşekkür etti ve NASA'ya doğru ilerlediler.
NASA'da doktor daha rahat çalışmalar yapacaktı ve Esta'nın üzerinde deneyebilecekti. NASA'nın içinde virüslü ve daha dönüşümünü tamamlayan bir sürü kişi vardı. Esta onlar için kurtuluş anahtarı olabilirdi. Kendisi hayalini sonunda gerçekleştirebilecekti. Bilekliğini sıktı ve derin bir nefes alıp zombilerle savaşarak yol aldılar.
NASA'ya vardıklarında ise Esta'nın çok korktuğu bir şey başına gelmişti. Denek olarak kullanılmak...
Ama bu iyi bir iş içindi. NASA başkanıyla da yüzleşebilecekti. Yüzünün ifadesini merak etti.
NASA'nın kapısına geldiklerinde içeriye havalı bir giriş yaptılar ve haberi yaydılar.
NASA başkanı bu söylentilerin doğruluğunu merak ettiğinden Esta'yı çağırdı ve konuşmaya başladı.
" Sen, gerçekten buna bir son verebilir misin?"
" Öyle umuyorum. Tabi siz böyle olmasını isteseniz de istemeseniz de bunun sonlanması için elimden geleni yapacağım."
" Büyük bir hata yaptım."
" Ne?"
" Bütün insanlığın sonunu getiren bir anlaşma imzalayacağımı nereden bilebilirdim ki?"
" Ah yani bunu yeni mi anladınız? Kusura bakmayın efendim ama NASA'nın tedbirli ve dikkatli olduğunu duymuştum ki siz hiç öyle davranmıyorsunuz. Belki de NASA için başkanlığı..."
" Hak etmiyorum. Evet! Ancak bunu düzeltebilirim. Bir grup bilim adamının geleceğe karar vermesi. İşte bu yüzden bu haldeyiz. NASA'nın amacını tamamen yanlış anladım. "
" Evet. Öyle de denebilir."
" Özür dilerim."
Esta ilk şaşkınlığa uğradı. Koskoca NASA'nın başkanı ondan özür diliyordu. Başını dik tuttu ve
" Bu o ölen insanları buna babam da dahil geri getirmeyecek. Ancak hatanızı anladığınız için bu özrünüzü saygıyla kabul ediyorum. Tüm insanlar için elinizden geleni yapacağınıza inanıyorum." dedi ve arkadaşlarının yanına gitti.
Esta deneyler için doktor ile gittiler. Tüm deneyleri başarıyla geçmişti. Gerçekten herkes kurtulacaktı. Ama aklına takılan bir şey vardı. Bu deneyleri Dean'e de denetmek istediğini belirtti. Onun da kan değerlerinin nasıl olacağını merak ediyordu. Eğer kötü bir şey olursa zaten o antikor ürettiği için Dean'ı tedavi edebilirlerdi. Belki de buna gerek bile kalmazdı.
Esta mucize kız diye anılıyordu. Her yerde haberi yayılmıştı. Bu bir yana kötü olmuştu. Bunu hiç hesaba katmamışlardı. NASA'nın başkanı kötü bir haberle geldi ve kapsüllerin hemen hazır bir konumda olması gerektiğini belirtti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESTA
Science Fiction1 yaşındaki bir kızın NASA'nın Mars'a yollayacağı kapsüle yanlışlıkla binmesi ve Mars'a doğru yol almasıyla birlikte oluşan bir macera... Tekrar Dünya'ya geldiğinde sizce bu kızı neler bekliyor? Dünya'da oluşmuş bir hata yüzünden insanlar nasıl etk...