Dean'ı ve yanında da babasını gördü.Hemen koşup babasının yanına gitmek istedi. Onu orada görse ne yapardı acaba? Ya da babası kaç saattir yokluğunu farketmemiş miydi? Babasının umrunda değildi demek. O zaman biraz daha kalsa hiçbir sorun olmaz diye düşündü. Birkaç gün sonra da Esta'nın doğum günüydü zaten acaba doğum gününü de unutmuş muydu?
Esta bunları düşünürken Kerem ve Dean kapsülden çıkmışlardı bile. Esta bir de oradaki ortama çok özeniyordu. NASA'yı gerçekten NASA yapan unsurlar bünyesinde çalışan bireyler, bireylerin arasındaki ilişkiler ve işlerine olan tutkuları, aşkları.. Bütün araştırmalar planlı, programlı ve kontrollü. Her ülkede olduğu gibi çok yavaş işleyen devlet bürokrasisine rağmen her birey şikayet etmeden problem çözmeye yönelik, etik ve kelimelerle tarif edilemeyecek güzellikte bir ekip anlayışıyla bir şeyler yaratıyordu.
Kerem NASA'nın TV stüdyosuna geçti. Kapsülü birkaç saat içinde Mars'a göndereceklerdi. Kerem ve iş arkadaşlarının neredeyse hepsi uykusuzdu. Tüm gece bu proje hakkında çalışıp odaklanmışlardı. Daha doğrusu Kerem olmadığında da yani bir yıldır bu projeye odaklanmışlardı. Bu kadar emeğe değmeliydi. Kesinlikle yanlış bir şey olmamalıydı.
Dean da bu süreçte hazırlanıyordu. Yedek kıyafetler,yedek astronot malzemeleri , her şeyi göz önünde bulunduruyordu. Ne kadar zamanda gidip geleceği belli değildi çünkü.
Peki bunlar hazırlanadursunlar, Esta hala kapsüldeydi. O ne olacaktı?
Dean ve Kerem çıkarken de kapıyı kapatmışlardı ve Esta yine çıkamamıştı. Uyku tulumundan çıktı ve oyalanacak bir şeyler arıyordu.
Sonra kapsüldeki odalara birileri girdi adım adım yürüdüler ve kontrol odasına geçtiler. Tabi Esta'nın bundan haberi yoktu.
Gelenler Dean ve yanındaki iş arkadaşlarıydı. Kerem ve diğerleri canlı yayına hazırdı. Son kontroller yapıldı. Kapsül hazırdı. Şimdi deneyip göreceklerdi.
Dean yerine geçtiği sırada arkadaşları kapsülden çıkıp hızlıca TV stüdyosu bölümüne geçtiler ve izlediler.
Evet kapsül uçuşa hazırlanıyor.
10, 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1 ...
Ve kapsül başarıyla Mars'a doğru yola koyuldu.Esta bir o yana bir bu yana sallanıyordu. Neler oluyor diye düşünüyordu. Çok korktu ve ağlamaya başladı bir yandan da bağırıyordu:
"Hey, ben buradayııım!! B-beni nasıl unutursunuz? Lütfeeen.. Kimse yok muuu?"Hıçkıra hıçkıra ağlamaya ve bağırmaya devam ediyordu. Fakat Dean işine o kadar odaklanmıştı ki ta ki o ana kadar...
Esta kolilerdeki sert eşyaları alıp kapıya vuruyordu. Fakat elleri çok küçüktü ve kolları da güçsüz olduğundan çok ses çıkaramıyordu. Ağlıyordu ve korkuyordu fakat bağırmayı kesmiyordu. Sabrı taşmıştı. Artık oradan çıkacaktı. Nasıl bilmiyordu fakat çıkacaktı işte. Yine inadı tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESTA
Science Fiction1 yaşındaki bir kızın NASA'nın Mars'a yollayacağı kapsüle yanlışlıkla binmesi ve Mars'a doğru yol almasıyla birlikte oluşan bir macera... Tekrar Dünya'ya geldiğinde sizce bu kızı neler bekliyor? Dünya'da oluşmuş bir hata yüzünden insanlar nasıl etk...