Esta nefes nefese de kalsa koşmaya devam ediyordu. Birden durdu hemen etrafına baktı. Daha demin gözünün önündeydi şimdi nereye kaybolmuştu? Biraz daha ilerledi ve yine durup etrafa bakındı. Her yerde virüs haberleri vardı. Sürekli anonslar veriliyordu. Sağlık görevlisi olan robotlar etrafta gezinip insanları inceleyip hasta olup olmadığını kontrol ediyordu ve herkese dezenfektan ve maske veriyorlardı.
Esta önündeki kaçan kişiyi nasıl yakalayamadığını sorup kendisine kızıyordu ve sonra aniden omzuna bir el dokundu. İrkildi ve ani bir hareketle kolunu kavrayıp omzuna dokunan kişiyi yere fırlatamaya çalıştı ama çok ağır olduğundan sadece itebildi ve savunma pozuna geçti. Şaşkınlıkla ittiği kişiye baktı, Fergus'tu. Tabii ki şaşırmadı. İnsanları dinlemek tam Fergus'luk iş olsa gerek. Esta gözlerini devirdi ve kızgınlıkla onları neden dinlediğini ve neler duyduğunu sordu. Fergus ise yine ukalaca bir cevap vererek " Duymam gerekeni duydum Mars cadısı ! " dedi.
" Hey! Bana öyle deme bay çokbilmiş ayrıca Mars'ta yaşadığımı da herkese duyurmak zorunda değilsin. Hem sen niye beni takip ediyorsun?"
Fergus biraz suçluluk duygusu barındırarak biraz da kendinden emin bir şekilde " Şimdi NASA'ya gittiğini biliyorum kızıl cadı. Seni takip etmeme gelirsek benim de orada bir işim var." dedi kurnazca gülümsemesini yaparak.
Esta Fergus'un yanında olmasına dahi tahammül edemiyordu ve bir de onunla yolda mı yürüyecekti? Ayrıca ona cadı denilmesinden de hoşlanmıyordu. Fergus'u yanında istememesinin bir sürü nedeni vardı. Fakat biraz da korkmuştu çünkü Fergus'un onun hakkında bu kadar önemli bilgileri bilmesi ve belki de bunu kötüye kullanması ürperticiydi.
Tekrar yürümeye başladı. Fergus da yanından geliyordu. Esta Fergus'un peşini bırakmayacağını anladı. Belki de intikam almaya çalışıyordu diye düşündü çünkü en son onu herkesin içinde utanç verici bir duruma düşürmüştü ve itibarı biraz da olsa yıkılmıştı.
" Fergus virüs hakkında ne düşünüyorsun? " diye sordu.
" Bunu bana mı soruyorsun? Bence bir kendine de sormalısın." diye imalı bir cevap verdi.
Esta sinirlenip " Ne yani sen de mi benim yüzümden olduğunu düşünüyorsun? Sırf Mars'tan geldiğim için öyle mi?" dedi.
" Tamam belki senin yüzünden değildir belki de senin yüzündendir. Tam olarak bilmiyorum zaten kimse bu virüs hakkında bir şey bilmiyor. "
Esta içinden " O zaman bilmediğin konular hakkında konuşma." diye mırıldandı. Sanki onun suçuymuş gibiydi her şey. Perla sadece Esta'ya felaket geleceğini duyurmuştu belki o da ona bir şeyler ima etmeye çalışıyordu. Zaten kafası oldukça karışıktı.
" O havalı arkadaşların nerede? " diye sordu Esta.
" Seninkiler nerede? " diye soruyla yanıtladı.
Yol boyunca ikisinden de çıt çıkmamıştı. Sonunda NASA'ya vardılar. Esta Dean'ın kartını çıkardı ve okuttu. Kolayca içeri girebildiler. Esta içinden " Bu kadar kolay olmamalıydı." dedi ve robotların etrafından sessizce geçtiler. Diğer tarafa koştu ve Fergus'u da çekip arka köşelerden birine saklandılar. Esta Kenway'den aldığı saati çıkardı. NASA'nın içinde olduklarından artık içi de saatte gözüküyordu. Sevinçle saate baktı. Babasını ve Dean'ı görmeye çalıştı. Zor olsa da onları , Kenway'in saatinden sonunda görebildi.
Tam o sırada Katie ile Sophia da kalkmışlardı. Katie kendine çeki düzen veriyordu. Gayet mutlu güne başlayan Katie ve Sophia günün geri kalanında çok mutsuz olacaklarını bilmeyerek hazırlanmaya devam ettiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESTA
Science Fiction1 yaşındaki bir kızın NASA'nın Mars'a yollayacağı kapsüle yanlışlıkla binmesi ve Mars'a doğru yol almasıyla birlikte oluşan bir macera... Tekrar Dünya'ya geldiğinde sizce bu kızı neler bekliyor? Dünya'da oluşmuş bir hata yüzünden insanlar nasıl etk...