Dean'ın elinde bir resimli kalın kapaklı defter duruyordu. Esta hemen kitaba baktı ve sayfalarını çevirdi. Birbirinden güzel çizimler vardı. Bazıları uzay hakkında bazısıysa Dean'ın sıradan çizimleriydi. Kapsülün çizimi bile içinde vardı. Büyük bir emek sarf etmişti bu defteri yapmak için. "Esta bu defter benim için çok önemli. Sana güvendiğim için ve arkadaşım olduğun için bunu sana vermek istiyorum tatlım." dedi. Esta şaşkınlıkla çok teşekkür etti ve resimleri incelemeye koyuldu. "Ha bir de içinde bir test var onu yaparsan sevinirim Türkçe olacaktı sonucunu merak ediyorum" dedi Dean.
Esta sayfaları incelemeye koyuldu ve sonra teste baktı ilk başta zorlansa da yaptı. Kısa sürede yaptığı için Dean şaşırdı . Bu üstün zekâlılık testiydi . Dean bu kızın kendi doğum gününü nasıl hatırladığının, Dünya hakkında düşüncelerinin, annesini bu yaşta bu kadar önemsemesinin tek bir cevabı olabilirdi o da üstün zekâlılık testiydi. Dean Esta'nın testi geçmesini bekliyordu, öyle de oldu fakat bu kadar erken vereceğini tahmin etmiyordu.
Dean mırıldanarak "Tam da tahmin ettiğim gibi." dedi. Esta "Neyi tahmin ettin ki?" dedi şaşırarak ve Dean cevapladı.
"Üstün zekalılık testini geçeceğini ."
"Üstün zekâlılık testi mi? Nasıl yani ?"
"Yaşıtlarına göre baya zekisin. Burada seninle iyi anlaşacağız arkadaşım ve sana her şeyi öğreteceğim. Öğrenmeyi seviyorsun değil mi?"
" Elbette! Öğrenmeye ve araştırmaya bayılıyorum."
Esta çok mutlu olmuştu. Dean'ın onu övmesi gururunu okşamıştı ve elinden ne gelirse yapmaya hazırdı.
Dean seslice " Evet Esta şimdi ne yapmak istersin? Yolumuz uzun." dedi ve Esta " Çok yorgunum Dean Amca bugünkü hediyelerim için çok teşekkür ederim ve bunları inceleyeceğim." diye yanıtladı.
Dean yine bir şeyler bulmaya çalışıyordu. "Esta dur bakalım bu kolide ben kendime de yedek kıyafet almıştım fakat bunlar sana büyük gelir. Yarın kıyafet tasarlamaya ne dersin? Benim kıyafetlerimi senin ölçünde kesebiliriz ayrıca benim yarın dinlenme günüm araştırma yapmayacağım." dedi. Esta da bu teklifi seve seve kabul etti ve sessizce uyku tulumuna girdi. Gözleri yavaş yavaş kapanıyordu. Sonunda bu yorucu gün bitti. Dean de biraz çalışıp uyumuştu.
Ertesi gün Esta erken uyanmıştı. Ses çıkarmadan kapsülden dışarıya bakıyordu. Uzay... Bir boşluk olmasına rağmen ne kadar da güzeldi. Galiba içinde olunan en güzel boşluk uzay olmalı. Her yer sessiz ve yıldızlarla dolu. İstediğin kadar dilek dile! Ayrıca yıldızlar çok netti. Dünya'dan küçücük gözüken yıldızlar aslında ne kadar da büyükmüş diye düşündü Esta. Yıldızları ne kadar da merak ediyordu. Hepsinin adını şimdiden öğrenmek istiyordu.
O sırada Dean kalktı ve Esta'ya " Erkencisin bakıyorum. Ne zamandan beri uyanıksın?" diye sordu. Esta " Çok olmadı, yeni sayılır. Günaydın Dean Amca!" diye ekledi. "Sana da günaydın tatlım!" diye cevapladı.
Şimdi kahvaltı yapacaklardı. Fakat uzayda her istedikleri yemeği yiyemezlerdi. Uzayda yer çekimi yoktu.
Yiyecekler pişirilip, hızlı bir şekilde dondurulup ve daha sonra özel bir vakum odasında kurutulması gerekir. Dondurularak kurutulmuş yiyeceğin buzdolabında saklanması gerekmez ve uzun süre dayanır. Dondurularak kurutulmuş yiyeceklerin çoğunu hazırlamak için astronotlar, yiyecek paketlerine su sıkar ve sonra yemek suyu emdikten sonra yiyeceği yerler.
Astronotlar, lezzetli ve besleyici olan sıcak yemekler yapmak için sıcak su kullanabilirler. Meyve gibi bazı dondurularak kurutulmuş yiyecekler kuru yenebilir. Aslında, zaman zaman farkında olmadan siz de astronot yiyecekleri yemiş olabilirsiniz. Bugün birçok kahvaltı gevreğinde renk ve lezzet katan -çilekler gibi- dondurularak kurutulmuş meyveler vardır.İşte Esta ve Dean de bunlardan yiyorlardı. Esta ilk bu olayı garipsemiş olsa bile günler geçtikçe o da alıştı. Esta'ya Dean'ın kıyafetlerini kesip Esta'nın boyutuna getirip ona tasarlıyorlardı.
Günler geçtikçe Dean Esta'ya bir şeyler öğretiyordu. Onu kendi kızı gibi seviyor ve ilgileniyordu. Esta da Dean'ı çok seviyordu. Aynı babası gibiydi. Esta her geçen gün babasını da özlüyordu ve annesine olan özlemi artıyordu. Ve böylece günler geçti. Mars'a neredeyse ulaşmışlardı. Esta aşırı heyecanlıydı. Fakat ona göre bir astronot kıyafeti olmadığından şimdilik kapsülde kalacaktı.
Başarılı bir kalkış ve sorunsuz giden upuzun bir süre ardından yolculuğun sonuna gelmişlerdi, artık Mars'a inme vakti gelmişti. Mars'ın atmosferi bir hayli ince olduğundan yeterli sürtünme kuvvetinin oluşması oldukça zor olacaktı. Ayrıca başarılı bir iniş yapsalar bile Mars'ın düşük yer çekimine sahip olmasıyla kemik ve kaslarımız olumsuz derecede etkilenebilir. Mars'ın yer çekimi Dünya'dakinin %38'i kadardır. Ve bu çok tehlikeye yer açabilir. Bu yüzden aşırı derecede dikkatli olmalıydılar. Dean, Esta'ya bu inişte sakin olmasını ve ne yapacağını anlatmıştı. İkisi de hazırdı.
Bu sırada Kerem bu upuzun sürenin ardından çok kötü olmuştu kızına ulaşmak için her şeyi yapmaya hazırdı. Dean'ın Esta'ya ne kadar iyi bakacağını biliyordu. Fakat iki yaşındaki çocuğu uzayda ne kadar güvende tutabilirsiniz?
Kerem Esta gittikten sonra kendini işine adamıştı . Kapsülle bağlantı kurmaya çalışıyordu.
Bir boşlukta bir gezegene gidiyorlardı. Uzay kelimelerle anlatılamaz bu yüzden şuan ona bir boşluk diyorum. Kimse bu boşluk hakkında pek bilgi sahibi değil. Hiçbir şey kesin değil, özellikle de uzay konusunda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESTA
Science Fiction1 yaşındaki bir kızın NASA'nın Mars'a yollayacağı kapsüle yanlışlıkla binmesi ve Mars'a doğru yol almasıyla birlikte oluşan bir macera... Tekrar Dünya'ya geldiğinde sizce bu kızı neler bekliyor? Dünya'da oluşmuş bir hata yüzünden insanlar nasıl etk...