Kapsül hızlanmaya başlamıştı. Mars'a iniş yapacaklardı. Sonunda gelmişlerdi. Esta korkmaya başladı çünkü kapsül aniden hızlanmış ve ilerlemeye devam ediyordu
"Dean Amca! Neler oluyor?" diye bağırdı
"Esta sakin ol ve lütfen şuraya otur kemerini sımsıkı bağla. Sana dediğim şeyleri hatırlıyorsun değil mi?"diye sordu Dean.
"Elbette hatırlıyorum ve bak bağladım ama güvenli bir iniş mi yapacağız?" dedi Esta telaşlanarak.
Dean ise " Bundan emin değilim şimdi göreceğiz." diye karşılık verdi.
Esta çok korkuyordu. Ah üstün zeka testini geçse ne olurdu? Bu kapsüle girerek salak olduğunu ve hata yaptığını anlaması gerekiyordu. Korkulu ve bir o kadar da endişeli bakışlarla etrafa bakıyordu. Dean'e soru sormaya bile cesaret edemedi çünkü işine o kadar odaklanmıştı ki dikkatine dağıtırsa sanki ölüm daha yakınmış gibi hissedecekti. Şuanki isteği yere tek parça inebilmeleriydi.
Dean kapsülün kontrolünü ele geçirdi. Aşırı zor bir deneyimdi. Aşırı bir hıza sahipti. Ve sonunda yere "Güm!" diye kapsülle birlikte iniş yaptılar. Pek başarılı bir iniş sayılmazdı.
Kapsülde bir hasar olabilir mi diye Dean kontrol etti. İletişim anteni bozulmuştu. Bu çok kötüydü çünkü yerlerini belli edemeyeceklerdi. Ama birkaç güne düzeltilebilirdi. Fakat Dünya'ya ulaşır mıydı? Onu bilemezdi, deneyerek görecekti.
Gelelim Mars'a, aslında kameralarda görünenden çok daha karanlık olan bu gezegende gerçekten yaşam var mıydı? Oksijen çok azdı ve karbondioksit %95 oranındaydı. Nefes almak imkansız gibi bir şeydi. İnce bir atmosferi olan Mars, gerek Ay'daki gibi meteor kraterlerini, gerekse Dünya'daki gibi volkan, vadi, çöl ve kutup bölgelerini içeren çehresiyle bir yer benzeri gezegendi. Ayrıca dönme periyodu ve mevsim dönemleri Dünya'nınkine çok benzerdi. Kırmızı görünmesini sağlayansa çok yüksek oranda demir oksit içermesiydi. Gündüzleri 20 derece akşam ise -40 dereceye kadar ulaşabiliyordu. Neyse ki kapsül soğuğa karşı yalıtım sistemi vardı. Ayrıca toz rüzgarlarına karşı dikkatli olmalıydılar. Güneş sistemindeki en hızlı rüzgarlar Mars'ta esmekteydi. Ve hayatta kalmaya dikkat etmelidirler. Evet şartlar bunlardı. Peki ne kadar hayatta kalabilirlerdi?
Dean'ın görevi Mars yılına göre 3 yıl kalmaktı. (Dünya'da 6 yıl eder.)
Ona göre yiyecek, içecek ve kıyafetler almıştı. Fakat Esta minnacık bir kızdı. Onunla da yemeğini, içeceğini ve kıyafetlerini paylaşabilirdi.Fakat şuanda kimseye ulaşamıyordu ve kapsül de tekrar Dünya'ya gidecek vaziyette değildi. Malzeme de yoktu. Burada kalmışa benziyorlardı. Esta heyecanla kapsülün camına baktı. Upuzun süren yolculukları sonunda bitmişti. Fakat hayal kırıklığına uğradı. Nasıl yani? Cidden bu kadar mıydı. O kadar yol geldiler ve çöle benzeyen bir gezegen için mi yani? Burada nasıl yaşanırdı. Ayrıca bu kapsülden dışarı da çıkamayacaktı. Burada mahsur kalmıştı. Dünya buradan bin kat daha iyiydi.
Dean dışarıya bakmaya çıktı ve Esta kapsülde kaldı. Kızıl gezegene sonunda gelmişlerdi. Dean yiyeceklerin bir zamana kadar yeterli olacağını biliyordu. Önce tarımı nasıl yapacakları konusunda fikir edinmekti. Araştırmaya koyuldu.
Ama ilk işi anteni tamir etmekti. 1 hafta boyunca bununla uğraşmıştı sonunda tamir edebilmişti ama mesajlarını iletip geri mesaj alması tam 1 saat sürüyordu. Hemen bir video çektiler. Esta videoda hemen babasını sordu ve diğer herkese selamlarını ve şuanlık çok iyi durumda olduklarını iletti. Dean da yerlerinin tam olarak nerede olduğunu söyledi. Bu şekilde videoyu gönderdiler. Aşırı heyecanlıydılar. Sonra her gün video göndermeye başladılar ne yaptıklarını anlatıyor, onların nasıl olduklarını soruyorlardı. Fakat şimdiye kadar hiç cevap alamamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESTA
Science Fiction1 yaşındaki bir kızın NASA'nın Mars'a yollayacağı kapsüle yanlışlıkla binmesi ve Mars'a doğru yol almasıyla birlikte oluşan bir macera... Tekrar Dünya'ya geldiğinde sizce bu kızı neler bekliyor? Dünya'da oluşmuş bir hata yüzünden insanlar nasıl etk...