FELAKET

659 77 32
                                    

Demek Perla'nın bahsedip durduğu felaket ve Kerem'in garip davranışlarının nedeni buydu.
Esta gözleri dolu bir şekilde Kenway'e bakıyordu.  Haber videosunu tekrar tekrar açıp duruyordu.

Haberde

Sayın seyirciler bugün sizlere hiç alışık olmadığınız bir haber sunacağız maalesef bizler de hala haberin etkisindeyiz sizlerden dikkatli olmanızı istiyoruz. Ölümcül ve çok karmaşık olan bir virüs ülkemizi tehdit ediyor. Tedbirli olunmadığı sürede de  bütün Dünya'yı etkisi altına alınacağı söyleniyor. İşte o korkunç bir o kadar da üzücü haberi sizlerle paylaşıyoruz.

MYS-40 adlı olan bu virüs ne yazık ki çok çabuk insandan insana bulaşabiliyor. Bu virüsü taşıyanlarda  ne gibi belirtiler olduğu bilinmiyor. Sağlık bakanı  dikkatli olmanız ve tek çarenin elinizden geldiği kadar hijyen kurallarına uymanız gerektiğini söylüyor. Nereden çıktığı belirsiz olan bu virüs ülke için çok tehlikeli.

"MYS-40 mı? Bu ne virüsü böyle! Ülke için nasıl bir tehlike acaba?"

" Bilmiyorum Kenway ama sanki her şey Perla'nın dediğini doğruluyor. Bir felaket gelecek dedi ve tesadüfe bak ki virüs haberi karşımıza çıkıyor. Dün ise babam veda konuşmasıymış gibi konuşup elime bir mektup sokuşturuveriyor. Ah , hiç bir şey anlamıyorum! Her şey çok karışık."

"Ne mektubu ? Bundan bahsetmemiştin. Ayrıca sakin ol  bu konuya açıklık getireceğiz. "

"Dün babam bana sabırlı ve dikkatli olmamı söyledi. Ayrıca verdiği mektup tarzı notta ne yazdığını da öğrenemem. Zamanı gelince açmamı  söyledi ve ben ne zaman zamanının geleceğini bile bilmiyorum. " dedi kafası karışık ve endişe dolu bakışlarıyla.

Kenway Esta'nın bu halini görünce sanki içinden bir parça gitti. Hem onun böyle endişeyle bakması hem de beklenmedik bir zamanda bu virüs haberinin çıkması. Hiçbir şey diyemedi. Ne diyebilirdi ki?

Esta'nın gözü doldu fakat kimsenin özellikle de arkadaşlarının onu sulu göz şeklinde görmesini istemezdi. Kızıl saçları yüzünü kapatıyordu ve başı eğik bir şekilde yere bakıyordu. Bir müddet öyle kaldı. Yavaşça akan göz yaşlarını sanki eliyle gözünü ovuşturuyormuş görüntüsü vererek sildi. Sonra aniden sinirlendi ve kararlı bakışlarıyla babasının odasına doğru yürüdü. 

Ama babası orada değildi. Çok ses çıkarmadan hızlıca odaları gezmeye başladı fakat babası evde yoktu. Endişesi gitgide arttı. Kenway'e doğru yürüdü.

" Kenway peki şimdi ne yapacağız? Babamı bulamıyorum ayrıca Dean Amca da onunla gitmiş olmalı. İkisi de yok."

Esta o anda Dean'ı kurtarmaya gidince Kenway'in saatinden şehir haritasını incelediklerini hatırladı. Kenway'in saatini işaret etti.

"Kenway saatin! Oradan belki bulabiliriz." dedi bir umutla.

" İyi de sadece evden çıktıklarını biliyoruz nereye gittiklerini değil." dedi Kenway.

"Ya evden kendi istekleriyle çıkmamışlarsa" dedi düşünceli bir şekilde.

"Ne demek istiyorsun?"

"Yani evden zorla çıkarılmışlarsa diyorum.  Aynı zamanda biliyorsun ki geçen gün Dean Amca'yı kurtarmazsak zorla adamı bir yere götürüyorlardı."

"Yani bunun arkasında NASA olabilir mi diyorsun?"

Birlikte NASA'nın olduğu yere bakıp şanslarını denemek istediler. Fakat NASA'nın içini göremiyorlardı. Kerem ve Dean eğer zorla götürülmüşse bile ne zaman götürdüklerini bilmiyorlardı. Demek ki sabah erkenden gitmişlerdi çünkü hiçbir şekilde görünmüyorlardı.

ESTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin