Esta hosteslere el salladı ve uçaktan indiler. Biraz yürüdükten sonra sonunda geldiler. Kerem yine kartını gösterip Esta ile birlikte içeri girdi. Çalışma odasına geçti. İçerisi acayip geniş ve büyüktü. Esta'yı hiçbir şeye dokunmaması konusunda tembih etti ve uslu olmasını söyledi. Fakat bir yaşındaki kız laf dinler miydi?
Esta yapboz yapmaya ve legolarla oynamaya bayıldığından bir süre onlarla vakit geçirdi. Kerem de birkaç çalışma yapmıştı. 2-3 saat sonra kapsülün olduğu odaya geçti. Esta da babasının arkasından kağıt ve kalemle geldi. Yapboz ve legolarla oynadıktan sonra canı tekrar sıkılmıştı bu sefer de resim yapmak istedi diye elinde kağıt kalem dolaşıyordu. Zaten ördek gibi paytak paytak yürüyordu.Kerem ve orada çalışan iş arkadaşları Kapsülü tekrar gözden geçirdiler yine ayarlarını düzelttiler. Çok dikkatli olmalıydılar. En küçük hata bile göze alınamazdı. Sonu ölümle bitebilirdi çünkü. Kapsülün içine Kerem'in çok sevdiği bir arkadaşı olan Dean girecekti. Kapsülün ağzını açtılar ve yine biraz düzenleme yaptılar. Sonunda sorun giderilmişti ve bu kadar çabaya değmişti. Esta merakla onlara bakıyordu. Babasını işine odaklanmış şekilde izlemek ve işine yoğunlaşınca yüzünün şekilden şekle girmesi onun için eğlenceliydi.
Sonra elindeki bilezik eline çok büyük olduğundan dolayı yere yuvarlandı ve kapsülün ağzının ucuna kadar geldi. Esta oraya gitmek istedi fakat babası onu uslu durması konusunda uyarmıştı. Esta uslu ve akıllı bir kızdı babayı dinleyecekti. Babasının pantolonunu çekiştirip "Baba" diye sesleniyordu aynı zaman da bileziğin olduğu yeri gösteriyordu.
Esta bu bileziği çok önemsiyordu çünkü annesinin bileziğiydi. O bileziği takınca annesi yanındaymış gibi hissediyordu. Ve bileziği almadan gidemezdi. Annesinin hatırasına saygısızlık olurdu. Fakat Kerem çok meşguldü ve yorulmuştu bu yüzden Esta ile ilgilenecek zamanı yoktu Esta'ya oturmasını işaret etti.
Esta üzülerek oturdu. Bunu kendisi halletmeliydi ve babasını da artık rahatsız etmeyecekti. Yerinden kalktı ve sessizce kapsüle doğru yürüdü.
İşte bilezik oradaydı. Yavaşça bileziği aldı ve etrafına bakındı. Acaba kapsülde biri var mıydı? Kapsülün içi de genişti baya .Sağdan gitmeyi tercih etti ve kontrol odasına geçti. Esta yaşıtlarına göre çok zekiydi. Hatta üstün zekalıydı fakat bunu ne babası ne de kendisi biliyordu. Şimdilik okumayı yeni yeni öğreniyordu. Kitaplara çok ilgisi vardı. Hemen öğrenmek istiyordu. Babasının bundan haberi yoktu çünkü Kerem bir yıl boyunca kendini eksik hissetmişti ve aşırı üzgündü hala da öyleydi Zeynep'in ölümü Kerem için çok kötü bir etki yaratmıştı. Kızıyla bile düzgün ilgilenemiyorken şimdi de çalışması gerekiyordu. Fakat Esta için bu çok da sorun olmuyordu kendi kendine bir şeyleri öğrenip yapmaya çalışıyordu genelde.
Fakat kelimelere bakınca hiç bir şey anlamadı Türkçe'yi bile zor okurken başka bir dili nasıl okuyacaktı. Aldırış etmeden içeri giriverdi.
Gözlerine inanamıyordu. Beyazlı grili koltuklar ve kontrol makineleri... Yıldızlar aşkına büsbüyük bir kontrol odasında bir başına kalmıştı.
Sonra aniden bir ses duydu.
"Pat." Korkuyla irkildi. Kapsülde tek o yok muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESTA
Science Fiction1 yaşındaki bir kızın NASA'nın Mars'a yollayacağı kapsüle yanlışlıkla binmesi ve Mars'a doğru yol almasıyla birlikte oluşan bir macera... Tekrar Dünya'ya geldiğinde sizce bu kızı neler bekliyor? Dünya'da oluşmuş bir hata yüzünden insanlar nasıl etk...