—
"Devam et ve ağla küçük kız.Bunu kimse senin gibi yapmıyor."
—
Başını kaldırıp ona baktı Lexa.Onun sesini duymayı beklemiyordu.Yalnız olduğunu zannediyordu.Hızlıca gözündeki yaşı sildi.Clarke çoktan yanına doğru gitmeye başlamıştı.
"Lexa ne oldu böyle ? Sen-"Elinin kanadığını farkettiğinde konuşmasını durdurmuştu.Hızlı bir şekilde elini tuttu.Lexa onu durdurmamıştı.İzin vermişti.Aslında böyle şeyler yapmazdı.
"Kötü gözüküyor.Pansuman
yapmama izin ver-"
Lexa'nı gözünden bir damla yaş süzüldü.Bunca yıldır güçlü gözükmekten yorulmuştu.Ağlamayı bir zayıflık olarak görmüştü fakat şimdi kendine engel olamamıştı.Clarke Lexa'nın herkesten farklı bir karakteri olduğunu biliyordu.Hep sert görmüştü onu,ağladığını gördüğünde ister istemez üzülmüştü.
Elini kolunun üzerine atıp onu kendine çekti ve Lexa'nın başını omzuna yaslayıp gözündeki yaşı sildi.Lexa,Clarke'ın yaptığı şeye şaşırsa da artık gücü kalmamıştı.Kendini bırakmıştı,savaşmak istemiyordu artık.
"İyisin."dedi parmaklarını kolunda gezdirerek.Lexa biraz daha sakinleşmişti.
"Değilim."dedi ve sanki yanlış bir şey yaptığını düşünüyormuş gibi Clarke'dan uzaklaştı ve ayağa kalktı.Clarke da hızlıca ayağa kalkmıştı.
"Beni yalnız bırakır mısın ?"
"Lexa-yalnız kalmasan daha iyi değil mi ?"
"Lütfen git."
"Gitmiyorum."dedi kendinden emin bir şekilde.Kendisi de onun gibi defalarca kez düşmüştü.Onu kaldıracak bir el olmamıştı belki Lexa'ya yardımcı olabilirim diye düşündü kendince.Aslında Lexa'nın düşündüğü kadar kötü biri olmadığını anlamaya başlıyordu.Herkes bir yerden inciniyor bu hayatta.Lexa'da incinmişti ama o herkese nazaran daha kötü bir yolda yürümeyi seçmişti.
"Clarke.."
"Gitmiyorum.Bana her ne kadar kötü davransan da..Seni bu halde bırakamam."dedi ve Lexa'yı omuzlarından tutarak dışarı,bahçeye çıkardı ve koltuğun üzerine oturttu.
"Senin yerinde başkası olsa bu halime gülerdi.Şimdi neden beni düşünüyorsun ki ?"
"Ne kadar çok neden diyorsun farkında mısın ?"dedi tıpkı onun ses tonuyla ve ona benzeterek kendini.Lexa hafif de olsa gülümsemişti.
"He şöyle.Seni ikinci kez gülerken görüyorum."
"Güldüğüm anları mı saymaya başladın ?"
"Ha-hayır yani-"
Lexa çabuk karar vermezdi.Detaylı araştırmalar yapardı fakat şimdi"Benim için bir tehdit oluşturmuyorsun Clarke."demişti.İçinden gelerek söylemişti bunu.Gerçekten öyle hissediyordu.
"Nasıl yani ?"
"Bunca zaman sana kötü davrandığımı biliyorum ama tek amacım kendimi ve arkadaşlarımı korumaktı."
"Senden böyle şeyler duymayı beklemiyordum.Beni şaşırttın."
"Benden ne bekliyorsun ?"
"Bir şey beklediğimden değil sadece-bunca zaman aramız iyi değildi.Sürekli tartışıyoruz."
"Sen niye geldin ?"dedi Lexa meraklı gözlerle ona bakarak.
"Titus gönderdi.Lexa ile konuşacakların var dedi."
"Artık beraber kalacağız."
"Ne ?"
"Bir takım sorunlar yüzünden.Birlikte kalmak zorundayız.Aynı evde."
"Lexa biz kavga etmeden duramıyoruz farkındasın değil mi ? Bunu nasıl yapacağız ? Hem ben seni tanımıyorum bile.Neden böyle bir şey yapıyoruz ?"
"Kavga etmemeyi öğreneceğiz ve zorundayız."
"Zorundayız?"
"Eğer bunu kabul etmezsem başıma kötü şeyler gelecek Clarke.Üzgünüm zorundayız."
"Lexa sence bu mümkün mü ? Anlaşamayız ki biz."
"Belki mümkündür."
"Sen bu yüzden mi içeriyi dağıttın ?"
"Hayır.Sebebini boşver.Neyse ben içeriği toparlatayım sen de eşyalarını al."
—
—
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prisoner
RomanceLexa onun üzerine çıktı ve kollarını sıkıca tuttu.Clarke ise onun bu kadar güçlü olacağını düşünmemişti.Kolları acımaya başlamıştı fakat karşısındaki kadının umrunda bile değildi. "Ölmek istemiyorsan,bizimle geleceksin.Artık bizim için bir tutsaksın...