—
—
"Lexa buradan gidelim mi ?"dedi Clarke.
"Nereye gitmek istiyorsun ?"
"Evimize."
— —
Birkaç dakika sonra eve gelip içeri girdiler.Clarke yorgun hissetmişti.İçeri girer girmez kendini koltuğun üzerine bıraktığında Lexa biraz duraksayıp ona baktı.Yorulduğunu anlaması zor olmadı.Bu haline gülümsediğinde Clarke kaşlarını çattı.
"Ne oldu ?"
"Hiç yoruldun mu sen ?"
"Of evet."
"Bir kahve yapmamı ister misin ?"
"Çok iyi olur.Dur geliyor-"diyip ayağa kalktığı sırada Lexa belinden tutup onu geri oturttu.
"Sen otur.Ben yaparım."dedi ve saçlarının arasına dudaklarını bastırıp mutfağa doğru gitti.Clarke da televizyondan bir şeyler açıp geriye yaslandı.
O sırada Clarke bu işlerden bunaldığını sadece Lexa ile rahat olabileceği bir hayat istediğini düşündü.Bunu hep istiyordu fakat son zamanlarda daha da çok istemeye başlamıştı.Bunu ona söyleyecekti karar vermişti.Birbirlerine ayıracakları vaktin sonsuz olmasını istedi.Bugünden sonra daha da emindi.
Kısa süre sonra elindeki kahvelerle Lexa içeri girdi ve sehpanın üzerine bardakları koyup Clarke'ın yanına oturdu.
Clarke bir yudum kahvesinden içtikten sonra,"Lexa seninle bir şey konuşmak istiyorum."dedi.
"Dinliyorum."
"Ben her şeyi geride bırakmak istiyorum."
"Nasıl yani ?"
"Her şeyi bırakalım ve gidelim.Sadece ikimizin olacağı hiçbir şeyi düşünmeden yaşayacağımız huzurlu bir hayatı hak etmiyor muyuz ?"dedi bir ümitle.
Lexa duyduğu şeylere şaşırdı fakat o da an bunu istediğini biliyordu.Clarke'dan hiçbir şey umrunda da değildi fakat sorumlulukları sanki bir duvar gibi önündeydi.Hayatını sürekli başkalarına göre yaşadığını fark etti.Titus'un istediği oluyordu şu an.Kendi istediği hayatı yaşamıyordu.Derin bir nefes alıp verdi ve Clarke'ın gözlerine baktı.Vereceği cevabı merakla beklediği belliydi.
"Hak ediyoruz.Her şeyden çok hak ediyoruz ama nasıl olacak Clarke ? Her şeyi bırakabilecek miyiz ?"Clarke Lexa'nın ellerini sıkıca tuttu.
"Titus öldü.Önümüzde bir engel yok.Bunu yapabiliriz."
"Ben yaptığım her şeyi boşuna yapmış gibi hissediyorum."
"O ne demek ?"
"Öldürdüğüm onca insan..Yaptığım işler-"
Clarke Lexa'nın bir elini tutmaya devam ederek diğer elini yanağına götürdü."Bunların hiçbirini isteyerek yapmadığını biliyorum ve artık yapmak zorunda da kalmayacaksın."
"Haklısın ama ben başka bir hayat bilmiyorum."
"Öğreniriz Lexa.Birlikte olmayı öğrenebiliriz."dedi ve ona yaklaşıp alınlarını birbirine yasladı.
Lexa sessizce"Seni çok seviyorum Clarke.Senin için her şeyi yaparım."dediğinde Clarke Lexa ile dudaklarını birleştirdikten sonra başını Lexa'nın göğsüne yaslayıp bacaklarını koltuğa uzattı.Lexa da elini Clarke'ın kolunun üzerinde gezdirmeye başlayarak televizyona baktı.
Gerçekten bunu yapabilir mi ? Bilmiyordu.Bu zor bir karardı ama bir yandan da sanki çok kolay gibi geliyordu.Clarke ile her şeyi bırakıp gitmek..Clarke'ın yanında olması onu iyi hissettiriyordu.
Yatağa gitmek için sessizce kulağına seslendi.
"Clarke."ama cevap vermemişti.Biraz başını öne eğdiğinde derin bir uykuda olduğunu fark etti.Uyurken de çok güzeldi.Her zaman olduğu gibi..Yavaşça onu kucağına aldı ve yukarı çıkmaya başladı.Kısa sürede odaya geldikten sonra onu yatağın üstüne yatırdı ve üzerindeki kıyafetten onu kurtarıp üzerine geceliklerden birini geçirdi.
Kendi üzerini de değiştirdikten sonra yanına yattı ve ona doğru döndü.Ona karşı olan bakışları ne yaşanırsa yaşansın değişmeyecekti bunu çok iyi biliyordu.Onu uyandırmak istemiyordu ama yine de sessiz bir şekilde,
"İyi geceler sevgilim."dedi.
—
—
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prisoner
RomanceLexa onun üzerine çıktı ve kollarını sıkıca tuttu.Clarke ise onun bu kadar güçlü olacağını düşünmemişti.Kolları acımaya başlamıştı fakat karşısındaki kadının umrunda bile değildi. "Ölmek istemiyorsan,bizimle geleceksin.Artık bizim için bir tutsaksın...