28-Umrunda mıyım ki ?

458 46 1
                                    

"Hiç kimse seninle kıyaslanamaz."

"Clarke.Kalk hadi."diyerek Clarke'ın odasına girdi Raven.Clarke zaten zar zor uyumuştu onun sesini duyar duymaz da kalktı.

"Günaydın."

"Günaydın.Kahvaltı hazır.Hadi gel."diyerek gülümsedi Raven.

"Ben kahvaltı etmeyeceğim.Bir duş alıp gelirim."

"Clarke..Yapma lütfen.Bak ailen gittiği zaman-"

"Hatırlatma.Tamam geliyorum dedim."dedi Clarke ve Raven da aşağı indi.

Clarke üzerindekileri çıkarttı.Yanına da hiçbir eşyasını almamıştı.Raven'ın verdiklerinden bir şeyler ayarlayıp duşa girdi.

— —

"Al bakalım."diyerek kahveyi uzattı Raven.

Clarke kahveden bir iki yudum aldı.Raven bir şeyler söylemeye hazırlanıyor gibiydi.Derin bir nefes alıp verdi.

"Sana bir şey söylemeliyim fakat sakin ol."

"Bir şey söyleyeceğini tahmin ettim de neden sakin olacakmışım ?"

"Titus'un yerine Lexa geçecek.Titus ölümünden sonrası için bunu istemiş.Evindeki kasada not bulmuşlar.Ve böyle bir şeyler yazıyormuş.Şimdi sahile gideceğiz.Titus'un sahiliydi fakat artık Lexa'ya ait."

"Ben gelmeyeceğim sanırım.Onu görmesem daha iyi.Sinirleneceğim bir şey değil bu."

"Clarke ne yaşadınız bir fikrim yok-"

"Evet yok.Ben odama gidiyorum.Biraz dinlenmeliyim."diyerek ayağa kalktı ve odasına gidip düşünmeye başladı.

— —

"Lexa tekneler hazır.Sayım yapıldı.Bir kişi eksik."dedi Indra.

"Clarke Griffin."dedi Lexa içini çekerek.

"İsterseniz getirebiliriz."

"Onu zorlamayacağım.Kendi bilir."

"Evet.Kendim bilirim."demesiyle Lexa arkasına döndü.

"Clarke ?"dedi şaşkınlıkla.Clarke da ani kararla gelmek istemişti.Sanırım içten içe onun nasıl olduğunu görmek istemişti fakat beklediği gibi değildi.Lexa her zamanki gibi kendinden emin ve kararlı duruşuyla karşısında duruyordu.

"Gidebiliriz."dedi Clarke.

"Senden emir almıyoruz.Lex-"

Lexa elini havaya kaldırıp lafını kesti.Hala etkili gözlerle Clarke'a bakıyordu.

"Clarke'ı duydunuz."dedi ve hafifçe gülümsedi.Clarke da Lexa'ya yaklaşarak yanındaki sandalyeyi yavaşça çekti birbirlerine daha da yaklaşmışlardı.Clarke bir süre duraksadığında Lexa,

"Bizi yalnız bırakın."dedi ve Clarke da oturdu.Lexa ellerini masanın üstüne koydu.

"Seni görmeyi beklemiyordum."

"Bazen beklemediğimiz şeyler olabiliyor."dedi Clarke imalı bakışlarla.Lexa da imasını anlamıştı ki gülümseyerek cevap verdi.

"Yaptığım şeyin neden olduğunu bir gün anladığında bana teşekkür edeceksin."dedi ve güneş gözlüğünü taktı.Yukarı doğru gitmeye başlamıştı ki Clarke ona seslendi.

"Açık konuş !"

Lexa duraksadı.Yavaşça arkasına döndü.

"Gayet açığım.Ne anlamak istiyorsan onu anla."dedi ve yukarı çıktı.

Indra hızlıca yanına geldiğinde bir sıkıntı olduğunu anlamıştı.

"Ne oldu ?"

"Nia.."

"Nia mı ?"dürbünü ona verdi.Lexa dürbün ile gidecekleri yere baktı.Nia ile Titus birkaç kez tartışmıştı fakat Titus onu affetmişti.Şimdi ise birkaç adamıyla birlikte gidecekleri yerdeydi.

"Ne işi var ?"

"Bizim haberimiz yok."

"Size bütün kontrolleri yapın dedim değil mi ? Hey sen Clarke'ı içeri götür.Ben Nia ile konuşacağım.Ne yapacağı belli değil.Dikkatli olun."

"Anlaşıldı efendim."dedi korumalardan biri ve Lexa elindeki dürbünü Indra'ya verdi.

— —

"Lexa !"diye seslendi Clarke.Lexa tam inmek üzereydi.

"İçeri geç."

"Neler oluyor ?"

"Onu götürün."diye Clarke'ı işaret etti."Bırak beni."diye kendini çekti Clarke.

"Clarke kimseye zarar gelmesin diye uğraşıyorum.Şimdi içeri geç."

"Peki ya sen ?"

"Umrunda mıyım ki ?"

Dedi ve inmeye başladı Lexa.

— —

"Ne istiyorsun Nia ?"dedi Lexa.

"Hakkım olanı ?"

"Neymiş o ?"diyerek güldü ve gözündeki gözlüğü çıkardı Lexa.

"Senin yerin."dedi ve birden silahını çıkarıp ona doğrulttu.Lexa hala gülüyordu.Bu onun sinirini bozduğu için havaya bir el ateş etti.

"Beni böyle korkutabileceğini mi düşünüyorsun ?"dedi ve birden ayağına tekme atıp elindeki silahı aldı.Kolunu boynuna dolayıp başına silahı götürdü.Korumaları şaşkınca silahlarını Lexa'ya doğrulttular.Lexa Nia'nın kulağına yaklaştı.

"Sen ölürsen kızına kim bakıcak ? Benim bakmamı ister misin ? Neydi adı ?"

"Tamam bırak beni.Bir daha bir şey söylemeyeceğim.Lütfen bırak."Elini yumruk işareti yaptığında bütün korumaların başında silahların lazeri belirdi.

"Sakın bir daha benim gücümü sınama.Seni görevinden alıyorum.Artık yetkili değilsin."dedi ve onu sıkmayı bırakıp ittirdi.Yere düşmesiyle birlikte silahını da yanına attı.

"Şimdi gidin buradan.Hemen !"dediğinde hızlı adımlarla hepsi oradan gitmeye başladılar.

Lexa derin bir nefes alıp verdi.Çalıştığı süre boyunca karşısına böyle insanların çıkacağını biliyordu ama kimseyi yarı yolda bırakamazdı.Indra ve yanındakiler onu çoğu zaman korumuşlardı.Ona verilen bu görevi yerine getirmek zorunda hissetti kendini.

Düşüncelerine dalmışken Clarke'ın koşar adımlarla ona geldiğini gördü ve sıkıca Lexa'ya sarıldı.Lexa çok şaşırmıştı.Sonuçta birbirlerine mesafelilerdi ama ona uyum sağlayarak o da kollarını ona doladı.Kokusu burnuna geldiğinde
ona sarılmayı özlediğini fark etmişti.

Elini ensesine yerleştirerek
"Çok korktum."dedi nefes nefese.

Lexa ise"Sakin ol."dedi sırtında elini yavaşça gezdirerek.

"Sandığından çok daha fazla umrumdasın Lexa."

PrisonerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin