—
—
Clarke uyanmış Lexa'nın vücudu üzerinde parmaklarını gezdiriyordu.Aklına gelen anılarla bir noktaya dalmıştı.Lexa'ya güveniyordu ama içini kemiren bir şey vardı.Huzursuz hissetti ilk kez onun yanında.Ona belli etmemek için yavaşça üzerinden çekildi.Gözlerini kapatıp bu durumu atlatmaya çalıştı.Aslında sorun Lexa değildi.Yaşadığı şey aklına gelmiş sanki onu tekrar yaşayacakmış gibi hissetmişti.Çoğu kez güvendiği kişiler tarafından aldatılmıştı.Aldatılmaktan kastım kullanılmıştı.
Bir keresinde biri ona "Herhangi biri sana karşı duygusal bir şey hissedemez.Seni sevdiğini söyleyen kişilere inanma.Seninle sadece vücudun için beraber olurlar."demişti.Beyninin içinde yankılanan bu cümleler ile hafifçe yatakta doğruldu.Sırtında hissettiği el ile başını Lexa'ya çevirip hafifçe gülümsedi.Tabi Lexa onun gözlerine baktığında çok da iyi gözükmediğini fark etti.
"Bir sorun mu var ?"dedi doğrularak.
"Hiç sadece-"derin bir nefes alıp verdi.
"Birinin benimle hiçbir zaman duygusal bir ilişki kuramayacağını düşünüyordum."dediğinde Lexa hafifçe onu kolundan tutup sarıldı.
"Clarke ben.."Bir an duraksadı ve doğru kelimeleri bulmaya çalıştı Lexa.
"Hayatımda daha önce böyle bir şey yaşamadım.Kimseyle derin bir ilişki içerisine girmedim.Çünkü başka kimseye ben sana baktığım gibi bakmadım.Başka kimseye karşı nefes alamıyormuş gibi hissetmedim.Sadece sen varsın.Bir tek de sen olacaksın.Korkmana gerek yok.Çünkü ben her zaman yanında olmak istiyorum."dediğinde Clarke başını kaldırıp dolmakta olan gözleriyle ona baktı.Daha önce kimse ona böyle şeyler söylememiş aksine onu hep incitmişlerdi.
"Sana aşığım Lexa ve böyle güzel şeyler söyledikçe daha da çok oluyorum."dedi ve ona yaklaşıp dudaklarını öptü.
— —
"Kahvaltıda ne istersiniz Bayan Griffin ?"dedi dolabın kapağını açarak.
Clarke ona yaklaşıp beline kolunu sarıp vücutlarını birbirine bastırdı.
"Seni yesem ben.Olmaz mı ?"
"Bakıyorum da yoldan çıkmaya çok meraklısınız."
"Karşımdaki sen olunca yoldan çıkmamak elde değil ki."
"Bak bak laflara bak."dedi sesli bir şekilde gülerek.Clarke da gülmüştü ve yanağını öptü.
"Sebzeli omlet yapalım."dedi ve sebzeleri çıkarmaya başladı.Lexa da çekmeceden tahtayı ve bıçağı çıkardı.Clarke'ın verdiklerini doğramaya başladı.
Clarke ile birlikte uyumlu bir şekilde çalıştıktan ve her şeyi hazırladıktan sonra sofrayı kurup birlikte oturdular.
"Beğendin mi ?"dedi Lexa gülerek.
"Senin elinden her şey güzel."dedi ve iştahla yemeye başladı.
"Çok mu acıktın ?"
"Yok sadece yorulmuşum da-"söylediği şeyin farkına vardığında durdu.Lexa da bu haline güldü.
"Kim yordu seni bu kadar ?"dedi ve kahvesinden bir yudum aldı.
"Çok fenasın."
"Ne yapayım ? Deli etmeseydin sen de beni."
Clarke bardaktaki kahveleri bittiğinde ayağa kalkıp makinadan kahvelerini doldurmaya başladı.Lexa elini Clarke'ın elinin üzerine götürdü.
"Dur bak dökeceğim."dedi.
"Hadi acele et."
"Neden ki ?"dedi ve makinadan aldığı şeyi yere geri koydu.Tam yerine geçeceği sırada Lexa onu kolundan tuttu ve kucağına çekip oturttu.
"Hızlısın."dedi Clarke kollarını Lexa'nın boynuna dolayarak.
"Çok güzelsin."dedi Lexa elini Clarke'ın saçlarına götürerek ve kulağına yaklaşarak fısıldadı."Bayılıyorum ben sana."Clarke huylanmıştı ama hoşuna gitmiş bir şekilde kıkırdadı.
"Ben de sana bayılıyorum."dedi Lexa'ya yaklaşarak.
"Ben şu dudakların tadını almadan doyamıyorum.Öpsem ya seni şimdi ?"
dedi Lexa."Öp."
Lexa Clarke'ın dudağına yaklaşıp dokunduğu an kapı çaldı Clarke oflayarak Lexa'nın kucağından kalktı.
Hızlı adımlarla kapıyı açtı.Octavia ile Bellamy gelmişti.
"Hoşgeldiniz."dedi Clarke gülerek ve içeriye davet etti.
—
—
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prisoner
RomanceLexa onun üzerine çıktı ve kollarını sıkıca tuttu.Clarke ise onun bu kadar güçlü olacağını düşünmemişti.Kolları acımaya başlamıştı fakat karşısındaki kadının umrunda bile değildi. "Ölmek istemiyorsan,bizimle geleceksin.Artık bizim için bir tutsaksın...