27-Neredesin Clarke ?

420 44 0
                                    

"Mükemmel olmadığımızı biliyorum ama daha önce hiç kimse için bu şekilde hissetmedim."

Clarke yatakta uzanmış sadece o anı düşünüyordu.Lexa'nın onu bıçaklaması ve Titus'un kanlar içinde yere düşmesi..Sadece evine izinsiz girdi diye bunu yapması onu daha da huzursuz etti ve gözlerini açarak kalktı.

Ellerini başına götürüp vurdu ve
"Yeter.Çık kafamın içinden."dedi yüksek sesle ama çıkmıyordu.Gitmiyordu.

Lexa'nın böyle biri olduğunu biliyordu.Adam öldürdüğünü de.Fakat her zaman onu anlamaya çalışmıştı.Yanında olmuştu.Lexa'nın bunu artık yapmak istemediğine de emindi.Şimdi ise bunu yapması Clarke'ı oldukça üzmüştü.Çünkü Lexa böyle biri değildi.Böyle biri haline getirilmişti.İstese bunu düzeltebilirdi diye düşündü.

Clarke yataktan kalktı ve camın önüne gidip dışarı baktı.Camı açıp derin bir nefes alıp verdi.Düşüncelerinin arasında iyice bunalmıştı.Birden içeri Raven girdi.

"Clarke ?"

Clarke arkasını dönerek"Efendim."dedi.

"Titus öldürülmüş."

— —

"Lexa."

Lexa Indra'nın ona seslenmesiyle ayağa kalktı.

"Efendim Indra."

"Titus öldü farkındasın değil mi ? Ne yapacağız ?"

"Biliyorum.Ne yapmamı bekliyorsun ?"

"Sen mi yaptın ?"dediğinde Lexa hiç istifini bozmadı.Bunu düşüneceğini tahmin etmişti.

"Hayır Indra.Ölüm sebebi ne ki ?"

"Bıçaklanmış."

"Bıçaklamanın benim tarzım olmadığını biliyorsun."

"Evet sen genelde silah kullanırsın.Neyse ne dediğimi bilmiyorum."

"Sorun değil."

"Bir dakika Clarke nerede ? Karışıklıkta onu fark etmedim."

"Gitti."

"Nasıl-"

"Titus'u nerede buldunuz ?"dedi Lexa.

"Evinde,yatağında yatarken bulmuş çocuklar."

"Anladım.Yolumuza bakmalıyız.Titus öldü evet ama bizim hayatımız devam ediyor.Bu yüzden Titus'un yerine biri geçecek.O adamın planlı biri olduğunu biliyorum.Mutlaka öldükten sonra ne olacağını planlamıştır.Evini arasınlar."

"Tamamdır.Hemen hallediyorum."dedi ve gitti.Lexa kalktığı yere geri oturup kendine bir bardak daha alkol doldurdu.

Yaptığı şeyden pişman hissetti başta fakat o buydu.Karakteri kendisi buydu.Kendini böyle kabul etmeyen biriyle olması doğru değildir belki de diye düşünmeden de edemedi.

Clarke..Daha önce kimseye hissetmediği şeyleri ona hissetti evet.Yanındayken daha iyi,Onunlayken huzurlu ama Clarke onunla böyle değildi.Onu da anlamaya çalışıyordu.Hayatı boyunca gözünün önünde kimsenin öldüğünü görmediği için kendini kötü hissetmesi de normal.Fakat her ne olursa olsun gitmemeliydi.Lexa'yı bıraktı.

Lexa da onun gidişini düşünmeye çalışıp elindeki şişeyi alıp yukarı doğru çıktı.

İkisinin kaldığı odanın kapısını açtı ve biraz içeri baktı.Daha birkaç saat önce burada birbirlerini öpüyor,sevdiklerini söylüyorlardı.Şimdi ise yatağın bir tarafı boştu.Uzun zamandan sonra yalnız yatacaktı Lexa.Biraz daha içti ve elindeki şişeyi komidine bırakarak yatağa yattı.Gözlerini düşüncelerinden uzaklaşmaya çalışarak kapatmaya çalıştı.

"Lexa ?"demesiyle ona baktı Lexa.

"Clarke."Yatakta da doğruldu.

"Gitmek zorundaydım."dedi.

"B-ben anlamıyorum.Neden burdasın ?"Clarke yanına oturdu.

"Sensiz yaşayamam."dedi.

"Clarke.."diyerek elini ona uzattı.

"Lexa biz olamayız."

"Ne ama bana şimdi sensiz yaşayamam dedin."

"Evet ama senle de yapamam."

"Clarke kafam karıştı."

"Artık benim yaşamamın bir anlamı yok."dedi ve birden Bıçağı tıpkı Lexa'nın Titus'a sapladığı gibi Clarke da kendine sapladı.

Lexa kan ter içinde "Clarke !"diyerek uyandı.Nefes nefeseydi.Ona bir şey olduğunu zannetmişti.Hızlıca etrafına bakındı fakat o yoktu.Sadece yastığa az da olsa sinmiş kokusu vardı.

Lexa ayağa kalktı ve camın önüne gidip dışarı şehirde gözlerini gezdirdi ve derin bir nefes alıp vererek,

"Neredesin Clarke ?"

PrisonerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin