—
—
Clarke,Lexa'nın böyle şeyler söylemesini beklemiyordu.Açıkçası şu an dudaklarını öpmeye devam etmek ve onun adını haykırmak istiyordu.
Lexa'yı kendine çekip az önce zar zor ayırdıkları dudaklarını birleştirdi.Clarke'ın bu yaptığı şey Lexa'nın hoşuna gitmişti.Onu belinden kavrayarak kucağına çıkarttı ve yukarı çıkmaya başladı.Tek istediği şey tenini tamamen hissetmek ve ona daha da yakın olmaktı.Tamamen onun olmak istiyordu.
Yukarıya çıkıp onu yavaşça yatağa bıraktı ama Clarke bir an olsun dudaklarını ayırmak istemediği için onu üzerine çıkardı ve öpmeye devam etti bir yandan da onu tişörtünden kurtarıp bilmediği bir yere fırlattı.
"YANGIN VAR !"diye birinin bağırmasıyla Lexa yavaşça dudaklarını ayırdı ve Clarke'ın üzerinden kalkıp cama doğru gidip,dışarı baktı bir yandan da üzerini düzeltti.Sahilde çok da büyük olmayan bir yangın oluşmuştu.
Clarke'a doğru döndü.Gülerek ona bakıyordu.
"Ne oldu ?"
"Yangın olduğu doğru ama orada değil."Lexa da söylediği şeye güldü ve Clarke'ı elinden tutup kaldırdı.Clarke elini Lexa'nın yüzünde gezdirdi.
"Kusursuzsun."dedi ve yanağına dudağını bastırdı.
"Herkesin bir kusuru vardır."
"Senin yok."
"Bu lafını hatırlatırım."
"Hatırlatabilirsin."dedi Clarke.
"Bir bakayım ben.Şimdi sorun olmasın."dedi Lexa.Tam kapıya doğru gidecekken Lexa'yı kolundan tuttu.
"Bir şeyi unutmadın mı ?"
"Neyi ?"
"Dışarı sütyenle çıkmayacaksın herhalde."Dediğinde Lexa güldü ve yere attığı tişörtünü üstüne geçirdi.
"Kafam sende olduğu için unutmuş olmam normal."
"Seni bekliyorum."
"Hemen geleceğim."dedi ve hızlıca çıktı Lexa.
— —
Lexa sürekli saate bakıyor bir an önce gitmek istiyordu fakat bunu yapanı hala bulamamıştı.Octavia'ya döndü.
"Ben gidiyorum."
"Lexa senden başka kimse bulamaz onu."
"Sabah bakarız."
"Peki tamam.Çok geç zaten."
"Tamam iki kişi koy gece gözcülük yapsınlar."
— —
Clarke birkaç saattir onu bekliyordu ama gelmemişti,belki de önemlidir diye düşündü ve artık daha fazla dayanamayarak gözlerini kapattı.
Lexa hızlı adımlarla eve gelmişti.Yukarı çıkmıştı.Tam Clarke diyecekti ki uyuduğunu fark etti.Onu uyurken görünce içini bir huzur kaplamıştı.Kendi yatağında hatta onun yattığı tarafta yatıyordu.Yastığa sıkıca sarılmıştı.
Lexa yanına gidip yastığı kollarının arasından aldı ve öbür tarafa yattı.
Clarke hemen kollarını ona sıkıca sardığında şaşırdı fakat o da ona uyum sağlayıp saçlarının arasına dudaklarını bastırdı ve gözlerini kapattı.
— —
Clarke yavaşça gözlerini araladı.Burnunda muhteşem bir koku hissetti.Yavaşça başını kaldırdı.Lexa'ya çok sıkıca sarıldığını fark etti.Ne ara geldi diye düşündü ? Ona bir haber vermemesine kendince kızmıştı ama sonuçta o meşguldü.
Lexa'da uyanmaya başlamıştı.Clarke'ı görür görmez gülümsedi.
"Günaydın."dedi.
"Günaydın.Sana kızdım."dedi Clarke huysuzca ama bir çocuk gibi aynı zamanda.
"Üzgünüm.Sana telsizle ulaşmaya çalıştım ama sanırım telsizin kapalıydı.Yapan kişiyi bulmaya çalıştım uzun süre."
"Bulabildin mi ?"
"Maalesef bugün aramaya devam edeceğim.Neyse boşver.Sana kendimi nasıl affettirebilirim ?"
"Bir düşüneyim."dedi ve elini çenesine götürüp düşünmeye başladı.Lexa bu haline gülmemek için zor durdu.
"Buldum."dedi.
"Söyle bakalım."
"Bana kendimi savunmayı öğretmeni istiyorum."
—
—
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prisoner
RomanceLexa onun üzerine çıktı ve kollarını sıkıca tuttu.Clarke ise onun bu kadar güçlü olacağını düşünmemişti.Kolları acımaya başlamıştı fakat karşısındaki kadının umrunda bile değildi. "Ölmek istemiyorsan,bizimle geleceksin.Artık bizim için bir tutsaksın...