—
—
Lexa yavaşça kollarını ondan ayırdı.Clarke da hala endişeli gözleriyle ona bakıyordu.Lexa onun söylediği şeye tam olarak nasıl bir tepki vereceğini bilememişti.
"Neden gittin o zaman ? Beni nasıl bir enkazın ortasına bıraktığını biliyor musun ?"
"O enkazı sen yarattın Lexa.Yapmak zorunda değil-"
"Zorundaydım.Seni kaybedemezdim Clarke."dedi Lexa hafif sinirli bir şekilde.Yaptığı şey tamamen onun içindi.
"Benimle ne ilgisi var ben anlamıyorum.Beni neden kaybedecektin ki ?"
"Seni öldürmeye çalışan kişiydi o."dediğinde Clarke donup kalmıştı.Lexa'nın onu sırf sinir olduğu için öldürdüğünü düşünmüştü.
"Niye anlatıyorum ki ? Nasıl olsa ben bir katilim.Seni öldürmek istediğimi bile düşünmüştün."diyerek gitmek istediğinde Clarke onu kolundan tuttu.Lexa gözlerini onunkilere götürdü.
"Üzgünüm.B-ben bilmiyordum."
"Üzgün olman neyi değiştirir ?"
"Haklısın sana sormalıydım."
"Ne kadar farklı olduğumuzu hiç düşünmüyor musun ?"dedi Lexa.
"N-nasıl ?"
"Sen herkesin örnek alabileceği kadar iyi niyetlisin.Hayatında suça bulaşmamışsın,tertemizsin."Derin bir nefes alıp verdi.
"Ben ise senin karşında duran,tam tersin olan,her yeri suça bulaşmış yalnız ve umutsuz biriyim."
"Öyle söyleme.B-biz..Birlikteyken şahaneyiz.Bunu biliyorsun."
"Ama olamıyoruz bir türlü."dedi Lexa.
"Biz beraber olmayı-"
"Lexa herkes toplandı.Hadi görüşmeye geçiyoruz."dedi tok sesiyle Bellamy Clarke'ın lafını keserek.Lexa Clarke'dan kolunu çekip Bellamy'nin yanına doğru gitti.
"Bir daha hata olmayacak değil mi ?"
"Asla."dediğinde Lexa masanın başına geçti.
"Bugünden sonra yaptığınız her şeyin hesabını bana vereceksiniz.Hata yaptığınızda da,başınız sıkıştığında da bana söyleyeceksiniz.Birlikte çözümünü bulacağız.Şimdi neden buradayız diyeceksiniz.Dikkat çekmemek için buraya geldik.Dediğim gibi hepinize telefon dağıtıldı.Telefonda konuşulmaması gereken konularda mesaj atacaksınız ve buluşma yeri ayarlayacağız.Dediklerimi dikkate alırsanız iyi
olur.""Bir şey sorabilir miyim ?"dedi Octavia.
"Sor."
"Titus'un kuralları mı geçerli olacak ?"
"Hayır.Artık benim kurallarım geçerli olacak"dedi ve gerekenleri anlatmaya başladı.
— —
Hava kararmak üzereyken tekneye binmişlerdi ve geri dönmeye hazırlardı.Lexa kendine bir bardak su koyup içti ve sandalyeyi çekip oturarak denizi izlemeye başladı.Yanındaki herkesi de göndermişti.
Ayak sesleri duyduğunda sinirle,
"Beni yalnız bırakın demiştim."dedi fakat sesler kesilmedi.Ayağa kalktığı an Clarke karşısına geçti."Lexa ben-"
"Clarke.Biraz yalnız kalmalıyım."
"Hayır,lütfen beni dinle."
"Ne söyleyeceksin ?"
"Gözümün önünde onu öldürdün.Normal bir tepki vermemi bekleyemezsin.Üzgünüm bana eğer daha önceden bana saldıranın olduğunu söyleseydin birlikte bir hâl çaresine bakardık."
"Sana söyleyemezdim.Seni bu işe bulaştırmak gibi bir niyetim de yoktu.Yaptığım şeyi de planlamamıştım.Titus'u tanıyorum durmayacaktı ve ben de sensiz yaşayamazdım.Yani tek çözüm onu öldürmekti.Konuşsam da fikrinden vazgeçmeyecekti.Anlayacağın bir çaresi yoktu.Öldürmek dışında..Şimdi beni yalnız bırakacak mısın ?"
"Hayır."Dediğinde Lexa kaşlarını çatarak ona baktı.Clarke iki elini birden Lexa'nın beline yerleştirerek onu kendine çekti.Lexa'yı bu hareketiyle şaşırtmıştı.
Clarke'ın artık emin olduğu bir şey vardı,
"Seni bir daha asla yalnız bırakmayacağım."dedi ve dudaklarına yaklaştı.Lexa da elini Clarke'ın yüzüne götürdü ve alnını alnına yasladı."Nefes almayı unutturdun bana.Yaşamak neymiş seninle öğrendim ben."
"Ben sadece senin yanında-"
"Gerçekten yaşadığımı hissediyorum."Clarke'ın lafını tamamladı Lexa ve Clarke'ın dudaklarını öpmeye başladı.
—
—
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prisoner
RomanceLexa onun üzerine çıktı ve kollarını sıkıca tuttu.Clarke ise onun bu kadar güçlü olacağını düşünmemişti.Kolları acımaya başlamıştı fakat karşısındaki kadının umrunda bile değildi. "Ölmek istemiyorsan,bizimle geleceksin.Artık bizim için bir tutsaksın...