Kelime yanlışlarımı mağzur görün...Bu bölümü ikinci defa yazan bir yazar olarak
Çok sevdim🤭
Çok içime sindi.
Sizde seveceksiniz ❤️İyi okumalar dilerim... 🥰
*🥂*🥂*🥂
"çokta iyi bir evlilik olmayacak ha, ne dersin?"
Dün geceden beri beynimi çalkalayın bu cümle beni çok germişti.
Kim yazmıştı bilmiyordum.
Kimsiniz?
Yazdığımda ise yanıt alamamıştım.Şu an ise çok gergin ve acılı bir haldeydim.
Kaynamış çaydanlığı dalgın dalgın eline almak ne demektir.
Neyseki sadece elimin üzerine denk gelmiş
Son anda daha fazla yanmaktan kurtarmıştım.Konak çok sessizdi.
Hepsi arada bana bakıyor gerisin geri gözlerini çekiyorlardı.
Onlarda üzgünlerdi.
Bana acılı bakmaları canımı çok yakıyordu.
Gözlerine bakamıyor, hiç kimse beni görsün istemiyordum.
Zaten her şey çok zorken ailemin böyle acı çekmesi bana ızdırap gibi geliyordu.
Bir günüm vardı. bir gün sonra burada hiç yokmuşum gibi koyup gidecektim.
Yeni bir hayat diyemiyorum size.
Size,Ne kadar acı çekeceğimi, beni nelerin beklediğini söyleyemiyorum
Çünkü bende bilmiyorum
Bu bilinmezlik
Beni bitiriyordu.
Babamı dünden sonra hiç görmemiştim. Yemeğe bile inmemişti.
Acaba mutlumuydu?
Oğlu ölmediği için
Görmek istemediği kızı artık olmayacağı için mutlu olmalıydı.
Artık ona acı vermeyecektim.
Bu kalbimi, canımı çok yaktı.
Beni sevsin çok istedim.
Hakkım yoktu biliyorum
Onun sevdiği kadını elinden almıştım ama babamın bana sevgi vermesini çok istedim.
Bencil bir insanım biliyorum ama elimde olan bir şey değil.
Meryem annem az önceki yaşadığım çay vakasından sonra halen ağlıyordu.
Hem ağlıyor hem merhemi sürmeye devam ediyordu.
"ah be yavrum biraz dikkat etsen ne olurdu sanki? Çok canın yanıyor mu annem? "
O böyle konuştukca canım gidiyordu.
Beni evladından ayrı görmemişti.
Annem olmuştu.
Dört yaşımdan beri hep yanımda destekcimdi.
"iyiyim Meryem anne. Gördüğün gibi çok dökülmeden çektim elimi""sargıyla saralımda mikrop kapamasın merhem iyi gelir"
"kaşıntı yapıyor Meryem anne açıkta kalsa tenim daha iyi olur."
Miyase yengem sessizce beni izliyordu.
Onlar böyle baksın istemiyordum.
Hamza ağabeyime bakındığımda onu göremedim.
Alaz ağabeyim sabahleyin erkenden gitmişti.Her yerde sesleri çınlayan Cemal ile Vedat bile ortalarda yoktu.
Vedat, onu dünden sonra hiç görmemiştim.
Tıpkı Cüneyt ağabeyim gibi.
Bildiğime göre odasındaydı.
Rojinde öyle
Ama onları hiç görmemiştim. Belkide iyi ki de görmemiştim birşeylerin kabulunu vermiştim ama onlar ile onların acılı bakışları ile karşılaşmaya hazır değildim.
"Hamzaya baktıysan babanın yanına çıktı yengem."
"Cemal nerde yenge?"Durdu...
Baktı zorla yutkundu.
"odasında aşağıya inmek istemiyormuş bu gün"
Meryem annem konuyu dağıtmak ister gibi
"Mihribanı çağırda biraz oturalım sohbet edelim sohbeti güzel onun"
Biraz olsun o öyle söyleyince mutlu olmuştum.
Telefonumu eline alarak Mihriban aradım.
Birkaç çalışan sonra kısık sesi duyuldu.
"Hicran güzelim?"
"ne yapıyorsun Mihriban? "
Sesim canlı çıksın istedim üzgün olduğumu görmesinler istedim ama olmuyordu.
"evdeyim yanına gelmek için hazırlanıyordum. Hazar ağabeyim çağırdı. Şey"
Durdu soluklandı.
"Alaz ağabeyin gelmişte onunla git dedi. Ağabeyin ile gelecekmişim"
Durdu
Tekrar soluklandı
Bu kez sert Bi soluk almıştı.
"ben o ağabeyin olacak izbandut ile gelmek itemiyorum. Beni sinir hastalıklarına koyuyor"
İşte şimdi biraz olsun acımı unutup kıkırdadım.
"şansına küs ağabeyin git dediyse, alaz ağabeyim seni almadan gelmez!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I HİCRAN "TÖRE SERİSİ"
General Fictionİsmim, kaderim Ben Hicran.. Ayrılığın en güzel gerçeğiyim... ~ Ayrılık beni hapsine alırken bu kez bu kadar canımı acıtacağını bilemedim. Ben yapamam Korkuyorum! Daha kendimi babamın öfkeli bakışlarından koruyamazken, o heybetli adamdan çok korkuyo...