Güzel günler varolacak
Yakın bir zamanda bizi bulacaktı bunu biliyordum. Ama şu zamana kadar yaşadıklarım bana çok büyük acılar katarken, büyük derslerde çıkartmıştı.Düşünmekten artık beynimin karıncalandığını hissederken aralık kapıdan doktor ile konuşan kocama bakındım.
Bu gün hastanede kaldığım sürecin sonuna gelmiştim.
Doktor iyi olduğuma kanat getirmip hastaneden çıkmamı isterken son kez yapılması gerekenleri yağız ile konuşuyordu.
Bu şekilde oturmaktan sıkılırken ayaklarımı yatakdan sarkıttım.
Gözümün önüne düşen perçemleri umursamadan ayaklanmak isterken odadın kapısı kapandı."ne yapıyorsun?"
"gitmiyormuyuz?"
"gideceğiz"
Gözlerimi oynattığım ayak parmaklarımdan çekip ona bakındım.
Göz altları moramış,gözlerinin içi kızarmıştı.
Saçları ise dağılmıştı. çok yorugun görünüyordu ama bu haline rağmen can yakacak derecede yakışıklıydı.
Onu ilk defa bu kadar rahat giyinmiş görüyordum.Sürekli takım elbise giyen kocam bu kez siyah tişört ile siyah kot giymişti.
Bu hali ise gözümde bambaşka güzeldi.
"bir hemşire çağırırmısın?"
Dikatle yüzüme bakınırken bir kaç adım attı bana doğru.
"ne için?"
Sorusundaki ses tonu bile farklıydı nasıl desem, alay dolu.
"yağız...
bana yardımcı olması için "Sakinliğimi korudum.
O ise son adımlarını atıp tam karşımda Durdu.
Zaten benden hayli uzunken oturuyor olduğum için kafamı daha çok kaldırmak yerine, yüzümü yüzünden çekip oynattığım ayak parmaklarıma geri çevirdim.Bir anda ellerini iki yanıma yatağa bastırdı.
Yüzü ise eğildiği için tam yüz hizamdaydı.
Yüzümü hayret ile kaldırıp ne yapmak istediğini anlamak için ona bakındım.
Elleri belimi bulurken
"hemşirelere ne gerek var?"
Kaşlarım kalktı onun belime verdiği destek ile ayaklandım.
Bedenim bedenine yaslanmış hayret ile ona bakındım.
Ben bundan bahsetmemiştim.
Üzerimdeki hastane önlüğünü tek kolum ile çıkartamayacağım için hemşirenin gelmesini istiyordum.
İçime dolan utanç hissinin yanaklarımı kızarttığını hissederken uzaklaşmak istedim ama kımıldanmam ile daha çok bastırdı bedenimi, bedenine.
Onun yanında giynemezdim.
"yağız..."Beni umursamadı bile.
Benden yavaşca çekilip kapıya döndü.
Derin bir nefes aldım onun gittiğini düşünerek.Dikkat ile ona bakarken
Yağız yine benim her sözüme, her düşünceme tezat kendi istediğini yaptı.
Kapı iki kez kilitlendi. Gerisin geri o kurak gözleri beni buldu.
Bedeni bedenime yaklaşırken bir eli bedenimi bulup kendine doğru küçük iki adım atmamı sağladı.
Bunu şuan bu haldeyken olmasını istemiyordum.
Acı, yorgunluk, pişmanlık vücudumdaki, ruhumdaki bu hislere rağmen utanç hepsinin üstünü kapatıp kendini belli ediyordu.
Tamam onun bile bir çok kez daha ilerisini görmüştük bedenimde izlerini taşıyordum ama karşısında soyunamazdım.
Onun karşısında giyinemezdim.
Omzumdaki yaradan dolayı üst iç çamaşırımı giyinemiyordum.
Yağızın bedeni arkama geçerken hastane önlüğünün çıt çıtlarını teker teker yavaşca açmaya başladı.
Önlüğün tümden açıldığını hissederken ellerim istemsiz önlüğün üst tarafına tutundu.
Sesimin nereye kaçtığını bilmiyordum ama zarzor
"yağız..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I HİCRAN "TÖRE SERİSİ"
Ficção Geralİsmim, kaderim Ben Hicran.. Ayrılığın en güzel gerçeğiyim... ~ Ayrılık beni hapsine alırken bu kez bu kadar canımı acıtacağını bilemedim. Ben yapamam Korkuyorum! Daha kendimi babamın öfkeli bakışlarından koruyamazken, o heybetli adamdan çok korkuyo...