Sessizce bakındım sert çehresine gece ışığının verdiği imkanlarca.
Uyukusunda bile kaşları çatık olurmuydu bir insanın? Oluyordu işte.
O hep sert çehresini koruyordu.
Yutkundum.
Ne derler bilmiyorum ama
O güzel bir adamdı.
Çok Öfkeliydi, çok çabuk sinirleniyordu pardon o hep sinirliydi,hep gergin ama birşeylerin farkındaysam onun içindede acınının büyüttüğü bir hüsran vardı.
Derin bir nefes aldım.
Güzel adamdı.
Kalem ile çizilmiş gibi kaşları
Üst ince altı dolgun dudakları, güzel bir burnu vardı ama benim en çok farklı hissettiğim, beni çeken şu anda göremediğim o kurak toprak gözleri.
Gerçekten öyleydi ama rengi beni etkiliyordu.Silkelendim
Neden uyanmıştım ben?,
Nedendir bilmem gecenin bir yarısında gözlerim bir boşlukta gibi açılmıştı.
Bir şey arıyor gibi.
Yine ilk önce nerede olduğumu kavrayamasamda
Onun yanında biraz uzaklığındaydım.Sonra gözlerim sağ göğsünün üzerindeki yarayı buldu.
Kalbim sızladı.
Nasıl olmuştu bu kurşun izi?
Bi anlık gaflet ile ona dokunmak yaralarını sarmak istedim.
Her şeyiyle ruhundaki yaraları ile
Sonra kendime kızdım.
Ne haddimeydi.
Gözlerim tekrar yüzünü tararken sık sık, zorlu bir nefes aldığını anladım.
Anlı ise terliydiTerlemişti.
Ona dokunmak vücuduma titrek bir his bıraksada yanağına bıraktım elimi, bırakmam ile irkilmem aynı saniyelerdeydi.
O...
O cayır cayır yanıyordu.
Ne yapacaktım ben.
Bilmiyordum işte
Enfeksiyon kapacaktı ondandı bu ateşi.
Endişe ile doğruldum.Bir şeyler yapmalıydım.
Ama nasıl uyandıracaktım onu...Sakin olmalıydım.
Onun için bu kadar endişelenmem şaşkınlık vericiydi
Sakin ol Hicran
Sakin ol ve
Ne yapman gerekse onu yap!Yavaşca ellerimi koluna sardım ve seslendim.
"yağız ağa"
Bir kaç kez aynı şeyi tekrarladım ama beni duymuyordu."yağız lütfen uyan"
Hırıltılı solukları beni korkutuyordu.En son çare birilerini çağıracaktım.
Tekrar sarstım.
"lütfen uyan artık"
Korkuyordum.
O an gözleri kırpıştı ve ben derin bir soluk aldım.
"yağız...
Duyuyormusun beni?"Gözleri gözlerimi çepe çevre sardı.
"'yağız' değişini söylüyorsan duydum. Duymamak elde değildi"
Utandım. Ona karşı bu ilk ismi ile seslenişimdi.
Konuyu kapatmak adına
"terlemişsin çok ateşin var Bi duş al istersen"
Kaşları çatıldı.
Sert bir küfür edişi ile yüzümü ekşittim.
Hasta olmayı sevmiyordu.
"geçer sabaha kadar duş almak istemiyorum."
Boğuk ve huysuz sesi ile benim kaşlarım çatıldı
Nasıl geçer?
Ateş bu ateş
"lütfen kalk ve bir duş al iyi değilsin diyorum"Gözleri gözlerimi buldu derin bakışları ile yutkunamadım.
"benim hasta olmam seni ne kadar ilgilendirir?"
Kırdı
Gözlerim yenilgi ile kaçırdım.
Sahi ya benim onun hayatına karışmaya ne hakkım vardı değilmi
"sana bir soru sordum"Daha çok kırıldığımı hissederken
Sessiz bir şekilde zar zor
"haklısın beni ilgilendirmez."
O an birden sinir ile bir küfür savurdu.
Ve yatakdan Sinirle kalkıp banyoya gitti.
Yine ne yapmıştım Allah için...Haklısın demiştim işte
Haddim değil!
Ama yok yine sinirlenecek bişeyler bulmuştu.
Bedenim üzüntü ile çökerken
Neden onun küçük bir bakışının bile beni kırdığını düşündüm.
Sert bakardı, öfkelenirdi, sinirlenirdi ben bunu bilerek evlenmiştim onunla ama yinede öyle yapmasın istiyordu kalbimden bir yer
Öyle bakmasın
Konuşmasın
Ah neyse işte
Yine saçma saçma düşünüyordum.
Aklım yine onun ile bulanırken
Bi duş alması beni rahatlatacaktı.
O iyi değildi.
O an banyodan gelen kırılma sesi ile irkildim
Ve onun sert küfrü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I HİCRAN "TÖRE SERİSİ"
General Fictionİsmim, kaderim Ben Hicran.. Ayrılığın en güzel gerçeğiyim... ~ Ayrılık beni hapsine alırken bu kez bu kadar canımı acıtacağını bilemedim. Ben yapamam Korkuyorum! Daha kendimi babamın öfkeli bakışlarından koruyamazken, o heybetli adamdan çok korkuyo...