~33.Bölüm~

2.2K 126 119
                                    

Bu bölüm oy sınırlaması yüzünden biraz uzun ara ile sizinle
İnşallah beğendiğiniz bir bölüm olur ?
Dikkat!
Çok üzgünüm ama ben gelecek üç hafta boyunca burada olmayacağım.
Elimden geldiğinde sorularınıza cevap vermeye çalışacağım ama anlarsınız ki sınav haftam ve zor bir süreç...

Kitabımda baştan savma bölüm yazmak istemiyorum.
Özel anlar gerekiyor ve bu üç hafta boyunca bunu sağlayamam.

Beni anlamanızı umut ediyor ,sizi çokça öpüyorum 🥰😘

iyi okumalar dilerim ..💜

~~~

Midemdeki yangın bütün morelimi alt üst ederken biraz olsun kendimi başka şeylere yoğunlaştırmak adına elbise dolabına yeni ütü yaptığım gömlekleri yerleştirmiştim.

İlk uyandığım anlar aklıma gelirken
ruhum daralıyor,midemdeki yangın artıyordu.

Daha gün doğmadan uyanmış,bedenimi sevdiğim adamın kolları arasında sarmaş dolaş halde bulmuştum.

Bu dün verdiğim karara o kadar ters bir hareketti ki ama uyuyordum sonuçta bilinçli yaptığım bir eylem değildi.

Bu düşüncemin arkasına sığınarak kolları arasından kurtulmuş bir süre midemdeki yangın ile uğraşmak durumunda kalmıştım.

Geçmiyordu.
Ne yaptıysam geçmiyordu.

Bir ara o kadar rahatsız olmuştum ki kendimi istifra etmeye zorlamış,yinede daha kötü olmaktan başka bir şeye yol açmamıştı.

Dizlerimin üzerine oturduğum beyaz tüylü halının yüzeyinden bedenimi ayırarak,doğruldum.

İyi değildim.

Artık bedenime hükmedemeyecek kadar o midemdeki yangın bedenimi ele geçirmiş,direncimi kırıyordu.

Ellerimin uçları uyuşmuş,titremeye başlamıştı.
Derin bir doluk alarak,parmaklarımı açıp açıp kapattım.
Bunlar azmış gibi gözümün önüde karıncalanmaya başlarken,gerçeklerin bilinci ile giyinme odasından ayrılmak için kapıya yöneldim.

Midemin ağzına geldiğini,yediğim herşeyin birazdan en iğrenç şekilde bedenimden çıkacağı düşüncesi bedenimi titretiyordu.

Elimi kapı kulpuna yasladığım esnada anlık ağzıma gelen safra tadı ile boştaki elim ağzıma gitti. O an kapının başka bir güç tarafından itilmesi ile bedenime çarpan kapının şiddeti ağzımdan küçük bir inilti koparmış,hızla bedenimi kapıdan uzağa ilerletmiştim.

"Ahh"

O an yağızın sert küfrü giyinme odasından yankı bulurken bunu umursayacak halde değildim.

Kapıyı ne kadar sert açsada bedenim hafif geride olduğu için sert çarpmamıştı.
Sorun ayak parmaklarımdaydı.

Çıplak ayaklarıma çarpan kapı bedenime fazlası ile acı yaymıştı.

Gözlerim acı ile kapanırken dolduğunun bilincindeydim.
Acının fazlalığı ile bedenimi eğerek parmaklarıma ulaşmak istedim ama yağız benden önce davranıp bedenimi durdurmuştu.

"Ne işin var kapının arkasında,iyimisin? "
Göz kapaklarımı aralayıp telaş düşmüş bedenine bakındım.
Büyük elleri acı ile bükülen bedenimi ayakta tutmak adına kollarıma sarılmış,hareketleri tutarsızdı.

Kafamı biraz kaldırdığımda endişe tohumlarının boy verdiği göz bebekleri titriyordu.

"Hicran iyimisin diyorum?"

Kafamı usulca sallayarak bedenimi bir adım geriye çektim.

"İyiyim"

Bedeninin etkisinden kurtularak aramıza mesafe koymam hoşuna gitmedi,görebiliyordum. Endişe tohumlarının boy verdiği gözlerinde bu kez huzursuzlukta peydah oldu.

AŞK-I HİCRAN "TÖRE SERİSİ" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin