İki hafta sonra....
Yine ve yine her zamanki gibi yağıza öldürücü bakışlarımı attım.
Boşu boşuna kendini kandırma hicran
Yağıza güzel güzel baksamda, kötü kötü baksamda şu iki gündür değişen hiç bir şey yoktu.
Yağız ne derse o oluyordu sonunda.
Ve yine iki gündür istediği olmuştu.
Elinde bitmeye gelen küçük merhem kutusu ile önümden çekilerek oturduğum yatağın yanına gelip arkama oturdu.
Yüzümü görmediği için mutluydum.
Bundan iki gün önce dikişlerim alınmış, yaranın daha çabuk iyileşmesi içinde merhem kullanıyordum. gitmesi gerekiyordu.
İki gündür sadece merhemimi sürüyor sonrasında gün boyunca onu hiç görüyordum. Acil bir işinin olduğunu söylemişti ama şuan işinin olmasına rağmen bana inat merhemi sürecekti.Şu iki haftadır iç çamaşırımı askısız kullanıyordum. Geceleri ise tümden çıkartıp askılı geceliklerimden giyiyordum.
Benim için daha iyi oluyordu.
Geceliğimin yaranın olduğu bölgedeki askısını ittirirken merhemin soğuk yüzü ile kasıldım.
"bunu başkasıda yapabilirdi" sözlerim yine yanıtsız kaldı.
Eli tüy kadar hafiflikte tenimde dolanırken merhemi canımı acıtmadan tenime iyice yedirdi.Eli yavaşlarken nefesi kulağıma daha yakın gelmeye başladı.
"sen iyi olduğundan eminmisin?"
Az önceki baş dönmemden bahsediyordu.
Şuan çok daha iyiydim.
Başımı sallamakla yetindim.
Elini kolum boyunca sürerek düşümüş olan askımı yerine yerleştirdi.
Midemdeki yanma hissi midemi bulandırırken bunu onun ile yakınlaşmamıza bağluyordum,
Bir haftadır yaşadıklarıma değil...Sık sık böyle mide bulantısı yaşıyor heleki şu bir haftadır sürekli istifra ediyordum.
Tek sevindiğim nokta bunu yağızın yanında yaşamamamdı.
O çok yorgundu.
Üç gün önce ağabeyinin durumun ağır olduğunu öğrenmiştikSevdiğim insanları bu halde görmek canımı yakıyordu. Şu bir kaç gündür yağızı göremiyordum. İlk defa doğru düzgün şuan görebiliyor acısını daha derinden hissediyordum.
Yağızın gözlerinin içi kan çanağı gibi hep bir sinir,
Çatacak yer arıyordu.
Düşünceli, dalgındı.
O gün bu gündür kendinde değildi sanki.
Geceleri bazen geç geliyor, bazen hiç gelmiyordu.
Ağabeyinin yanına gidip geliyordu.
Ben onun tersine sürekli bir uyku isteği.
Elim ayağım uyuşuyor,hissizleşiyordu.
Bu mide bulantım aldığım ağrı kesici ilaçlardan sonra arttığını fark ettiğimde bırakmak zorunda kaldım.
Ağrım olsa bile almıyordum.Yataktan kalktığını anladığımda karşıma geçti ama arkası dönüktü.
Bende yerimden doğrulurken bi an başımın dönüşü ile ağzıma safra tadı geldi.
Yataktan tam kalkmadığım için dengemi sağlayamazken son anda yatağa tutundum.
Öyle çok midem bulanıyordu ki bir an parmak uçlarımın buz gibi olduğunu hissettim.
Elimi hızla ağzıma kapatırken son anda banyoya ulaşabilmiştim.
Klozetin önüne zorbela oturup içimde ne var ne yoksa çıkarmam bir oldu.
Kendimi berbat hissediyordum.
Sinirlerim bozulmuştu resmen.
Hıçkıra hıçkıra ağladığımı anladığımda daha çok içim dışıma çıkacak gibi midem bulanıyordu.
Bir anda yüzüme dökülen saçlarımın çekilişi ile ağlamam daha çok şiddetlendi.
Yağız bu berbat halimi görmemeliydi.
Omzumdaki yaram ani hateketlerimden dolayı acırken zorla elimle saçlarımda olan elini ittirdim.
"git lütfen"O beni umursamadan sabır ile başımda bekledi.
Kendimi biraz olsun iyi hissettiğimi anladığımda sifonu çekerek kapağı kapattım.
Ellerim titriyor, hissizleşiyordu resmen.
Ne oluyordu böylede kendimi bu kadar berbat bir halde buluyordum anlamıyorum.
Elleri önden destek vererek belimi duvara yasladı.
Şu halimde onun beni böyle görmesini istemiyordum.
Bana böyle baksın, ilgilensin istemiyordum. Midesi bulanmıyormuydu bu adamın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I HİCRAN "TÖRE SERİSİ"
General Fictionİsmim, kaderim Ben Hicran.. Ayrılığın en güzel gerçeğiyim... ~ Ayrılık beni hapsine alırken bu kez bu kadar canımı acıtacağını bilemedim. Ben yapamam Korkuyorum! Daha kendimi babamın öfkeli bakışlarından koruyamazken, o heybetli adamdan çok korkuyo...