Gözyaşlarını sildi genç çocuk. Sildi ama bir faydası olmamıştı. Tekrar yenileri geliyordu. Jungkook da o sıra işlerini halletmiş salonda olduğunu tahmin ettiği eşine bakınıyordu. Jimin'i yalnız bırakmamak için ile gitmiyor, evden çalışıyordu. Hıçkırık ve ağlama seslerini duyduğunda adımlarını hızlandırıp geniş salona girdi. Deyim yerindeyse karnı burnunda olan kocası iç çekerek ağlıyordu. Birine zarar geldiği düşüncesiyle hızlıca yanına vardı ve hemen önünde diz çökerek yanaklarını elleri arasına aldı.
"Jimin, ne oldu? Canın mı yanıyor, neden ağlıyorsun? Meleğim iyi misin?"
"B-ben..."
"Söyle güzelim, kocan burada. Canın mı yanıyor?"
"Ben," hıçkırdı. Durdu ve endişeyle kendisine bakıp gözyaşlarını silen eşinin boynuna sarıldı. "Ben kumandaya ulaşamadım."
Boynunda deli gibi ağlayan adamın ne dediğini idrak ettiğinde sıkıca gözlerini kapattı. Sakinleşmek adına içinden saymaya başladı. Çok endişelenmişti. Canı yanıyor sandığı için çok korkmuştu.
"Jimin, bunun için ağlanır mı? Beni çağırsaydın verirdim bebeğim."
Hormonlarını kontrol edemediğini biliyordu. Yine de kıyamıyordu işte ona. Ağlamasın, canı yanmasın istiyordu. Tüm acısını sırtlanmak, onun yükünü hafifletmek istiyordu.
"Ne yapayım Jungkook? O kadar çok şiştim ki sen olmadan yerimden bile kalkamıyorum."
"Güzelim," gözyaşlarını silip alnını öptü. "Hep böyle kalmayacaksın ki. Çok az kaldı, sabretmeliyiz."
Jimin'in kafa sallamasıyla yerden kalktı ve kumandayı alıp yanına oturdu. Onu kolunun altına çekerken uğruna ağladığı kumandayı kucağına bırakmıştı.
"Canının istediği bir şey var mı?"
"Sadece seni istiyorum."
Jimin'in bakışlarına aynı şekilde karşılık yavaşça dudaklarına yaklaştı. Yumuşak bir şekilde öpüyorlardı birbirlerini.
"Ama uslu durmalısın." Demişti geri çekildikten hemen sonra. "Doktor Hye Min'in dediğini ne çabuk unuttun."
Dün kontrole gittiklerinde çocuklarının sağlıklı olduğunu öğrenmişlerdi. Birkaç da bilgi edinmişlerdi.
"Unutmadım. Zaten hamilelik hormonlarım yüzünden böyleyim. Bebeğimiz doğunca yanıma bile yaklaşamayacaksın."
"Tabi," dedi yüzündeki sırıtmayla. Elini koca karına koyup imalı bir surat ifadesi takındı. "En son yine böyle demiştin. Tanrım beni seviyor olmalı."
Jimin onun imasını görmezden gelerek omzuna yattı. Bir anda uykusu gelmişti. Esnemeye başladığında Jungkook uyuyacağını anlayarak onu yavaşça kucağına aldı.
"Hadi bakalım, seni yatağına yatıralım."
"Sen de benimle uyu, tamam mı?"
"Saat daha çok erken, uykum yok meleğim. Hem Jungmin de odasında yalnız."
"Doğru," diyerek dudaklarını büzdü. Oğlunun yalnız kalacağını unutmuştu. Onlar uyurken başına bir şey gelebilirdi.
"Kollarım ağrıdı."
Jungkook eşini yatağa bıraktığında ağzından kaçırmıştı. Jimin'in gözlerinin kocaman olduğunu gördüğünde numaradan sırıttı.
"Yani bugün üzerimde bir halsizlik var. Hasta olacağım galiba." Kendisine kısık gözlerle baktığını gördüğünde yanaklarından tutarak alnına dudaklarını bastırdı. "Bakma öyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Want To Be His Dad // KookMin ✔
Fanfiction| TAMAMLANDI | Jungkook, sevgilisini geride bırakıp üniversite için başka bir ülkeye gider. Geri döndüğünde ise hiç beklemediği bir şeyle karşılaşır. 2 yaşındaki oğluyla... • • • ∆ Mpreg #1 JiKook [18.04.2021] #1 TaeGi [26.04.2021] #1 Jungkook [03.0...