34. Hepimiz en çok seni seviyoruz

5.3K 502 336
                                    

"Jungmin, babanın elini bırakma."

Jungmin oflamış ama Jungkook'un sözünü dinleyerek Jimin'in elini tutmuştu. Bu Jungkook'un gülmesine neden oldu. Yanaklarına dolan hava sevimli gelmişti ona.

Ailecek markete gelmişlerdi ve bu belki de hataydı. Minjeong, yeni öğrendiği yavaş adımlarıyla sağa sola yürüyor ve her gördüğünü istiyordu. Minicik bir bebek neden yumurta isterdi ki? Minjeong istemişti. Babaları da mecburen almıştı.

Jungmin, kız kardeşine göre daha usluydu. İstediği herhangi bir şey olduğunda soruyor, babaları izin verirse sevinerek alıyordu.

"Jungkook,"dedi Jimin ilerideki kızlarını gösterirken. Bir yandan da kendini gülmemek için zor tutuyordu. "Minjeong'a bak."

Jungkook, eşinin gösterdiği yere baktığında kıkırdayarak ona doğru yürüdü. Minjeong yere yakın olan standda duran koca alkol şişelerinden birini almış sürükleyerek götürmeye çalışıyordu. Bu sevimli bir görüntüydü herkes için.

"Ne yapıyorsun böyle?" Kızının gülen suratına baktı ve bir kez daha güldü. "Bırak onu."

"Süt."

"O süt değil. Babacığım," kızının elinden şişeyi almış ve yerine koymuştu. "Gel sana süt alalım."

Kız süt kelimesini duyduğunda ellerini çırpmış ve az önce elinden alınan şişe için ağlayacakken onu anında unutmuştu.

"Bunları neden bu kadar aşağı koymuşlar?"

Jimin çalışanlara söylene söylene diğerlerini takip ederken elinden tutan Jungmin babasına gülüyordu. Babası çok şirin görünüyordu.

Hızlıca alışverişlerini yapıp arabaya geçtiler. Minjeong ilgi odağı haline getirdiği sarı saçlara uzanmak için çırpınıyor ancak oturduğu bebek koltuğu ve kemer buna izin vermiyordu. Bu yüzden sinirlenmiş ve koca bir çığlık atmıştı.

"Minjeong," telaşla arkaya baktı Jimin. Kızına bir şey olduğunu sanmıştı. Yüzündeki kızarmış ve ağlamaklı ifadeyi görünce kaşlarını çattı. "Ne oldu bebeğim?"

"Saçlarına dokunmak istedi ama kemerden dolayı yetişemedi. Sanırım bunun için ağlıyor."

Olayı Jungmin açıkladığında Jimin rahatlayarak nefes verdi. Bir şey olduğu düşüncesi endişelendirmişti onu.

"Biraz geriye yatır koltuğunu, rahat ulaşabilsin."

Jungkook'un söylemiyle kafasını salladı ve koltuğu geriye yatırıp arkasına yaslandı. Saçlarında hissettiği minik eller ve ardından kızından gelen kıkırdama sesiyle arabayı süren eşine baktı. O da kendisi gibi gülümsüyordu.

"Çocuklarımız çok sevimli değil mi?"

"Tabi öyle olacaklar, onları biz yaptık."

"Jungkook cidden..." Gözlerini devirerek güldü. Babasının güldüğünü duyan Minjeong da sarı saçlarını çekip kıkırdamaya başladı. İlgi istiyordu. Babalarının ilgisini istiyordu.

"Baba!"

"Ağzını ısıracağım şimdi." Arkasını dönüp kızının ellerini öptü. "Çok güzel bir çocuksun. Hep böyle kalsan olmaz mı?"

Minjeong babasını gülümseyerek dinliyor ve konuşurken büzülen dudaklarına dokunuyordu. Konuştuğu için hareket eden dudakları yakalamaya çalışıyordu, kendince oyun oynuyordu. Jimin de parmaklarını ısırır gibi yaparak kızının oyununa eşlik ediyordu.

"Geldik," dikiz aynasından arkaya baktı. "Jungmin uyumuş. Sen onu al, gerisini ben hallederim."

"Her şeyi taşımaya çalışma, Jungmin'i bırakıp geleceğim."

I Want To Be His Dad // KookMin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin