Adının seslenilmesiyle çocuktan gözlerini çekerek karşısındaki sarı saçlıya baktı. Önce gözlerinin ona oyun oynadığını sansa da o gerçekti. Yıllar önce bıraktığı aşkı tam karşısındaydı.
İlk dikkatini çeken dolu gözleri olmuştu ve eskisine göre daha zayıf olan bedeni. Hiç mi yemek yememişti, neden bu kadar zayıftı?
"Jimin?"
"Babacığım, buraya gel." Kucağındaki çocuğa seslendiğinde az önce koşan kişinin Jimin olduğunu fark etti. Daha sonra ise her şey yavaşça yerine oturuyordu.
"Senin mi oğlun?"
Onu çok özlemişti Jungkook. Buna şüphe yoktu, ama Jimin'in ne tepki vereceğini bilmediği için tereddüt ederek konuşuyordu.
"Jungmin, hadi gidiyoruz." Duyduğu isimle gözünün önünde birkaç anı belirdi Jungkook'un. Bu çocuklarına koymak istedikleri isimdi.
"Onun adı Jungmin mi?"
Onu duymazlıktan gelmeyi denedi Jimin, ama bunu yapamıyordu. Sesini, gülüşünü, bakışını, kendisini çok özlemişti. Şimdi ise her şeyi geride bırakıp kollarına atlamıyorsa yıllar önce terk edilmenin verdiği gururdandı. Onu asla suçlamıyordu ama kırgındı işte.
"Onu kurtardığın için teşekkür ederim."
Jungkook'un kucağından inen oğlunun elini tutmuş gidecekken kolunu tutan parmakları hissederek yerinde durdu. Yıllar sonra hissedilen bu ufak temas ikisinin de vücuduna elektrik yaymıştı.
"En azından bir soruma cevap ver."
Buradan bir an önce gitmek istiyordu Jimin. Daha fazla kalırsa dizlerine kapanıp hüngür hüngür ağlayacaktı.
"Acele et."
"Evlendin mi?"
Kontrol ettiğinde parmağında yüzük görememişti ama sormak istemişti. Cevabını çok merak ediyordu çünkü.
"Evlenmedim."
Kafası karışmıştı Jungkook'un. Eğer evlenmediyse bu çocuk nasıl Jimin'in oluyordu. "Evlilik dışı bir çocuğun mu var?"
Aslında büyük bir pot kırdığını anlayan Jimin durumu düzeltmek adına gülümsemeye çalıştı. Yapmak istediği şey yüzüne doğru haykırmaktı. 'Jungmin, bizim oğlumuz,' demek istiyordu. Artık birilerinin yanında olup ona destek çıkmasını istiyordu.
"Boşandım." Deyiverdi birden. Söylediklerine kendi de şaşırıyordu. "Annesiyle anlaşamadık ve ayrıldık. Jungmin benimle kalıyor."
"Benim annem mi var?"
Jungmin'in yersiz ve bir o kadar merak içeren sorusu karşısında Jimin gözlerini açarak oğluna bakmış, Jungkook da olanları anlamak adına gözlerini kısmıştı. Burada bir şeyler döndüğü belliydi. Ayrıca Jimin'i uzun yıllar tanımanın getirdiği artı ile yalan söylediğini anlamıştı. Yalan söyleyecek olduğunda hep dudaklarını yalardı, şimdiki gibi.
"Her neyse, gidiyoruz biz."
Bir soru daha sormasına izin vermeyerek hızlı adımlarla uzaklaştı oradan. Arkasına bile bakmadan yürümüştü yolları, bakarsa geri döner ve boynuna atlardı çünkü. Ama ona fazlasıyla kırgındı.
"Baba, o kimdi?"
"Eski bir arkadaş. Hadi bakalım, uyku saatin geldi Jungmin."
Jimin oğlunu saçlarını severek uyuturken, daldığına emin olduktan sonra yavaşça kalktı yataktan. Balkona çıkıp temiz havayı içine çektiği sırada tuttuğu gözyaşları çoktan akmaya başlamıştı. Onun geleceğini, birden bu şekilde göreceğini hiç düşünmemişti.
Ayrıca fark ettiği başka bir şey daha vardı. Jungmin ve Jungkook gerçekten çok benziyorlardı. Jungmin'i onun kucağında gördüğünde daha iyi anlamıştı bunu.
O sessizce ağlamaya devam ederken Jungkook evin yolunu tutmuştu. Yolda giderken, duşa girdiğinde hatta akşam yemeğini yerken bile aklında sadece Jimin ve minik çocuk vardı.
Doğrusu Jimin 3 yılda pek değişmemişti. Sadece zayıflamış ve yüzü iyice yerine oturmuştu. Ayrıca sarı saçlarını çok yakıştırmıştı Jungkook ona. Gerçi Jimin ne yaparsa yapsın ona her şeyi yakıştırıyordu.
"Gir."
Kapı sesini duyduğunda verdiği komut ile sabahki kız içeri girmişti. Her zaman olduğu gibi yine ilk iki düğmesi açıktı. Odaya girmeden önce açtığını biliyordu Jungkook. Ama kız istediği kadar çekici olmaya çalışsın, Jungkook'un onunla işi olmazdı.
"Babanız geldi efendim, sizi bekliyor."
Kızın çıkmasıyla birlikte ayağa kalkmış ve son kez aynada kendine bakarak odadan çıkmıştı. Hala Jimin'le ilgili aklını kurcalayan şeyler vardı. Yalan söylediğini anlamıştı bir kere. Bu işin peşini kolay kolay bırakacağını sanmıyordu Jungkook.
"Oğlum, nasılsın?"
"İyiyim baba, sen nasılsın? Bir sorun yoktur umarım." Demişti babasının karşısındaki tekli koltuğa oturmadan önce. Çünkü ne zaman babası onu çağırsa bir şey istiyordu.
"Bir sorun yok fakat sana işim düştü. Ufak bir isteğim var."
Tahmin etmişti, bu yüzden sadece kafa sallamakla yetindi. "Seni dinliyorum."
"Bay Lee, kızı ile görüşmeni istiyor."
________________
~Maria'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Want To Be His Dad // KookMin ✔
Fanfiction| TAMAMLANDI | Jungkook, sevgilisini geride bırakıp üniversite için başka bir ülkeye gider. Geri döndüğünde ise hiç beklemediği bir şeyle karşılaşır. 2 yaşındaki oğluyla... • • • ∆ Mpreg #1 JiKook [18.04.2021] #1 TaeGi [26.04.2021] #1 Jungkook [03.0...