Uykusuzluktan acımaya başlayan gözlerini kırpıştırıp göğsünde yatan bedenin saçlarını okşamaya devam etti. Dün gece Jimin uykuya daldığından beri onu izliyordu. Uyku tutmamıştı. Uyumaya çalışmak yerine de kollarının arasında uyuyan kocasını seyretmek daha iyi gelmişti.
"Güzelim, hadi uyan artık."
Jimin mırıldanarak gözlerini açmış ve karşısında gördüğü yüz ile hafif bir gülümseme kondurmuştu suratına. Onun da gözleri acıyordu geç yattıkları için.
"Uyandım."
"Kahvaltımızı dışarıda yapalım mı?"
Tişörtün içinden elini sokup karnını okşuyordu. Gülümseyerek elini itti ve arkasını döndü. Dün gece epey yorulmuştu, biraz daha uyumak istiyordu.
"10 dakika daha lütfen."
"Hayır, hemen kalkıyorsun. Sonra güzelce hazırlanıp kahvaltıya gidiyoruz. Ama önce çocuklara bakalım. "
Yüzünü buruşturup onayladı. Birlikte banyoya gidip işlerini hallettikten sonra salona indiler. Salon dün geceki gibi duruyordu. Ortadaki küçük masanın üzeri kağıt ve renkli kalemlerle kaplıydı. Yerde küçük yastıklar, Minjeong'un dağıttığı oyuncakları vardı. Koltuğa çevirdiler bakışlarını. Koltukta sarılarak yatan iki minik bedeni gördüklerinde suratlarını güzel bir gülümseme kaplamıştı.
"Ah, ne kadar güzel olduklarına bak." Jungkook yanlarına diz çökerken eşinin de elini tutup yanına çekti. "Çok şanslı hissediyorum kendimi. Sana ve iki özel meleğe sahibim."
Jungkook'un bu şekilde konuşması kalbini hızlandırıyordu. Hala ilk günkü gibi heyecanlanıyordu onun yanında. En ufak dokunuşunda kendinden geçiyor, her geçen gün daha fazla aşık oluyordu kocasına.
"Baba?"
"Güzelim, iyi uyudunuz mu?"
Küçük kız açtığı gözleriyle yerinde doğrulmuş sonra kafasını sallayarak tekrar abisinin göğsüne yatmıştı. Onları izleyen ikili buna gülümsedi. Kavga etmeyip iyi anlaştıkları için seviniyorlardı.
"Uykucular sizi." Jungkook kızının dağılan saçlarını okşadı. "Kahvaltı edeceğiz, uyanın."
Minikler zor da olsa kalkmıştı. Uykuya biraz düşkünlerdi. Minjeong koltuktan yavaş ve babasından destek alarak inmiş, direkt olarak Jimin'e sarılmıştı. Dün onu az görmüştü bu yüzden özlemişti.
Jungmin'in gülmeye başlamasıyla Jungkook, neye güldüğüne baktı. Gördüğü ile kendisi de gülmeye başlamıştı. Minjeong'un iç çamaşırı dolgun poposunun arasına girmişti ve bu hem komik hem tatlı bir görüntüydü. Küçük kızın gece rahatsız olup zorla çıkardığı şortu aldı kenardan. Kızının iç çamaşırını düzeltip hala babasına sarılan bedenin sırtını öptü.
"Üzerimi değiştireceğim. Jungmin, kardeşin ile burayı toplayın ve sonra yukarı çıkın. Dışarıda kahvaltı yapacağız."
Jungmin gözlerini ovalayarak ayağa kalkmış ve iki babasını da öpüp dağıttıkları yeri toplamaya başlamıştı. Bu sırada dün geceden beri açık olan televizyon da magazin programı oynatılıyordu.
"Lee Hongsun'un kızı Lee Hyerin'in, uyuşturucu kullandığı iddiaları ispatlandı. Dün gece uyuşturucu kullanırken görüntülenen Lee Hyerin gözaltına alındı. Gelişmeler için bizi izlemeye devam edin."
Jungkook salondan çıkmak üzereyken duyduğu şey ile geri gelmiş ve televizyonun sesini yükseltmişti. Jimin ise kocaman gözlerle ekranda yazan yazıyı okuyordu. Jungkook'a baktı aralanmış ağzıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Want To Be His Dad // KookMin ✔
Fanfiction| TAMAMLANDI | Jungkook, sevgilisini geride bırakıp üniversite için başka bir ülkeye gider. Geri döndüğünde ise hiç beklemediği bir şeyle karşılaşır. 2 yaşındaki oğluyla... • • • ∆ Mpreg #1 JiKook [18.04.2021] #1 TaeGi [26.04.2021] #1 Jungkook [03.0...