32. Kookie... Minnie...

5.5K 530 356
                                    

"Baba!"

Minjeong, Jungmin'in saçlarını çekmeye devam ederken abisi yardım için babalarına bağırıyordu. Canı acıyordu elbette. Kardeşinin oyun amaçlı çektiği saçları canını acıtıyordu.

"Minjeong, ne yapıyorsun?"

Jimin, mutfaktan gelmiş ve hızlıca kızı abisinin kucağından alarak kurtarmıştı oğlunun saçlarını. Jungmin dolu gözlerle onlara bakarken saç diplerini okşuyordu.

"Minjeong sürekli saçımı çekiyor. Beni sevmiyor mu?"

"Birtanem," kucağında kendi kendine gülen kızıyla birlikte oturdu küçüğün yanına. "Minjeong seni çok seviyor. Oyun oynuyor kendince. Çok mu acıdı?"

Jungmin'in saçlarına kondurduğu öpücüklerle Minjeong'un dikkati onların üzerine toplanmıştı. İnanılmaz bir şey yapıyorlar gibi gözlerini kocaman açmış ve babasının dudaklarına doğru yaklaştırmıştı kafasını. Kendisini de öpmesini istiyordu. Bununla birlikte ikili gülerek öpücüğe boğmuşlardı minik kızı.

"Babam ne zaman gelecek?"

"Az önce konuştum, bebeğim. Bugün biraz gecikeceğini söyledi." Jungmin'in suratının düştüğünü gördüğünde gülümsedi. "Ama sizi çok özlediğini ve kocaman öptüğünü de söyledi."

Jungmin'in kıkırdamasıyla Minjeong ona bakmış sonra o da abisini taklit etmeye başlamıştı. Ocakta yemek olduğunu hatırlayan Jimin, kızı abisinin yanına oturttu.

"Bana bak," diyerek hafif kaşlarını çattı. İşaret parmağını kıza doğrulttu. "Abinin saçını çekmek yok. Anlaştık mı?"

Minjeong yeni çıkmaya başlamış dişlerini göstererek gülmüş ve babasının parmağını tutup ısırmaya başlamıştı. Şirinlik yapıyordu. Şu an kendisine kızıldığını anlamış, babasının gönlünü almaya çalışıyordu.

Jimin yalandan çığlık attığında Minjeong da onu taklit etmiş ve parmağını ısırmaya devam etmişti. İşte şimdi Jimin'in canı gerçekten acıyordu. Kızını korkutmamak adına alnını öptü ve yavaşça çekti parmağını ağzından. Dişlerinin izi duruyordu. Öpücükle dikkati dağılan küçük kız babasının dudaklarına baktı ve onlara ulaşmak için elini uzattı.

"Kızım, baba için yemek yapacağım. Beni oyalama."

Bunun üzerine Minjeong mızmızlanmaya başladı. Jimin gözlerini devirerek aldı kızını kucağına ve Jungmin'i öperek çıktı salondan.

Salonda çizgi film izleyen Jungmin'in gözleri ev telefonuna kaydı. Canı sıkılmış ve babasını özlemişti. Onunla biraz konuşmak istiyordu. Ev telefonuna ulaştı ve ezberlediği numarayı tuşladı. Ekrana bakmaya devam ettiğinde telefonun açıldığını duyarak kulağına götürdü.

"Baba?"

"Bebeğim, sorun ne?"

"Sorun..." Susarak bir süre bekledi. Kendinden habersizce gözleri dolmuştu. "Seni özledim."

"Ah," önündeki dosyayı kapattı. "Ben de seni özledim meleğim. Baba nerede?"

"Mutfakta yemek yapıyor. Minjeong da onunla birlikte."

"Sen neden orada değilsin?"

"Minjeong sürekli babamı oyalıyor zaten ben de oyalamak istemedim. Çizgi film izliyordum ama seni özledim. Geç gelecekmişsin, babam öyle dedi."

"Evet," dedi ve ceketini omzuna atarak kalktı sandalyeden. "Geç gelecektim ama oğlum beni özlemişse koşa koşa gelirim."

Jungmin sevinçle yerinde zıplamaya başlamıştı. Gerçekten mutlu olmuştu küçük çocuk. Çünkü o babalarını çok seviyor, onlara derin bir hayranlık besliyordu. Uzun süre görmeyince de özlüyordu.

I Want To Be His Dad // KookMin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin