"Hoş geldin, Jimin." Demişti kız oturduğu sandalyeden kalkarken. İstediğine ulaştığı için yüzünde zaferini gösteren bir gülümseme vardı.
"Sadece yarım saat."
Hyerin'in yüzüne bakmadan oturmuştu. Sesi sert ve kararlıydı. Buraya ne için geldiği belliyken bir de saatlerini bu kadınla harcayamazdı. İçi zaten rahat değildi.
"Sadece yarım saat." Jimin'i onaylayarak yerine geri oturdu. Onun için yarım saat yeter de artardı. Planlarını ve onların getirdiği sonuçları düşündükçe keyfi yerine geliyordu.
Jimin'den hoşlandığı falan yoktu. Kabul ediyordu, fazla yakışıklıydı ancak Hyerin'in derdi başkaydı. En başta kendisiyle görüşmeyi red ettiği için Jungkook'dan intikam almak istiyordu. Bunun da basit yolu kocasıydı. Onun üzerine oynamaktan çekinmeyecekti.
Telefonuna bildirim geldiğinde ekrandan okudu mesajı. Ayarladığı gazeteci hazır olduğunu belirtiyordu. Gelen garsona siparişlerini verirken gözünün önünde mahkeme salonu belirmişti. Jimin ve Jungkook'un boşanmak için gidecekleri mahkeme salonu. Haberde koca harflerle yazılacaktı Jimin'in, Jungkook'u aldattığı. Aldatılmaya kim tahammül edebilirdi ki.
Jimin, Jungkook'u aldatmıyordu elbet. Ancak Hyerin haberi öyleymiş gibi gösterecek ve evli çiftin arasını bozacaktı. Bu sayede de Jungkook'dan intikamını almış olacaktı.
"Sen neden bir şey yemiyorsun?" Sadece şarabını yudumlayan adama baktı. "Akşam yemeği demiştik."
"Seninle aynı masada oturmayı midem zaten kaldırmıyorken bir de yemek mi yiyeceğim?"
Hafifçe kahkaha attı Hyerin. Başkasına hoş gelebilecek bu kahkaha Jimin'in gerçek anlamda midesini bulandırmıştı. Ona göre karşısında oturan bir kadın değil şeytanın kendisiydi.
"Çok komiksin Jimin. Jeon Jimin... Ne kadar da yakışıyor sana değil mi?"
"Hyerin cidden sohbet etmeyeceğiz. Akşam yemeği dedin, geldim."
"Sohbet etmeyeceksek ne anlamı var bu yemeğin?" Yerinden kalkıp Jimin'in yanına oturdu ve ona doğru eğildi. Bu kameraman için mükemmel bir açıydı. "Seni daha yakından tanımak istiyorum."
"Ben evliyim. Uzak dur, geri çekil." Jimin onu uzaklaştırsa bile bir işe yaramamıştı. Çoktan alacağını almıştı.
"Jungkook'u seviyor musun?"
Saçma soruyla kaşlarını çattı. Elbette seviyordu eşini. Sevmekten daha fazlasıydı hatta. Daha güçlü duygularla bağlıydı ona.
"Tabi ki seviyorum. Tanrım, bu ne saçma soru!"
"Sevseydin şu an burada oturuyor olmazdın."
"Sevdiğim için oturuyorum ya zaten." Gözlerini masaya indirdi. "Benim yüzümden ona veya şirketine bir zarar gelsin istemiyorum."
"Seni akıllı biri sanıyordum." Hyerin yeniden bir kahkaha attı. "Gerçekten çok safsın."
"Ne demek istiyorsun?"
"Babamın ortaklığı bozmasıyla koca Jeon'ların batacağını düşündün mü cidden?"
"Ne?" Dedi Jimin. Gülmemek için kendini zor tutuyordu. "Açık konuş."
"Evet, ortaklar. Önemli işler yapıyorlar fakat sadece bu. Ortaklık bozulsa bile Jeon'lar batmaz. Babam batar ama Jeon'lar batmaz."
"Beni kandırdın!"
Sesi yükselmiş ve gözleri kocaman olmuştu. Bu kızın nasıl bir şeytan olduğunu düşünüyordu. Ne zamandan beri bu kadar saf olmuştu.
"Ve sen de Jungkook'u, çok sevdiğin eşini kandırdın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Want To Be His Dad // KookMin ✔
Hayran Kurgu| TAMAMLANDI | Jungkook, sevgilisini geride bırakıp üniversite için başka bir ülkeye gider. Geri döndüğünde ise hiç beklemediği bir şeyle karşılaşır. 2 yaşındaki oğluyla... • • • ∆ Mpreg #1 JiKook [18.04.2021] #1 TaeGi [26.04.2021] #1 Jungkook [03.0...