3. Bölüm

359 21 1
                                    

Sabah, evin içinden gelen telefon sesiyle gözlerimi araladım. Üzerimdeki yorganı kenara attım ve yatakta oturur pozisyonda kendime gelmeyi bekledim. Gözlerimde bir ağırlık hissetmiştim, parmak uçlarımı gözlerime dokundurduğumda şişmiş olduğunu fark ettim. Gece ağlayarak uyumam, gözlerime eziyet etmeme sebep olmuştu.

Evin içinden gelen konuşma sesiyle, sese kulak kabarttım. Normalde böyle bir harekette bulunmazdım; doğru bir hareket değildi ama şu an normal bir durumda değildim. Ayağa kalkıp aceleyle kapıya yaklaştım.

"Hazır diyorum, anlamıyor musun? Gel al." demesiyle şok oldum.

Benden mi bahsediyordu? "Sakin ol Yağmur, her şeye panik yapma" kendimi teselli etmeye çalışıyordum, buraya gelmemeliydim işte. Benimle alakalı kötü planları olduğunu düşünmek daha çok gerilmeme sebep olmuştu. Sesini tekrardan sinirli ve yüksek bir şekilde duydum.

"Bir de ayağına mı getireyim? Sabaha kadar uyumadım bu projeyi yetiştirmek için, haberin var mı? Tamam, bekliyorum."

İçim rahatlamıştı. Dün karaladığı kağıtlardan bahsediyor olmalıydı. Ben ise aklıma saçma sapan düşünceler getirmiştim. Kapıdan uzaklaşıp aynaya yaklaştım. Boy aynasının tam karşısında durduğumda, kendimden korkmuştum. Yüzüm berbat bir haldeydi... Yaşadıklarımın yorgunluğu yüzüme yansımıştı. Daha fazla ayna karşısında oyalanmayıp yatağa geri döndüm. Daha fazla yorgun yüzüme maruz kalmak istemiyordum. Uzun bir süre odada oyalandım. Odada bunalınca dayanamayıp kapıyı açtım. Etrafa bakındığımda onu görememiştim. Oturma odasına doğru ilerleyip kafamı odaya bakmak için eğdim. Camdan gelen soğuk tenimi ürpertmişti. Açık camın önünde bir elinde büyük fincanda kahve, diğer elinde ise sigarasıyla camdan bakıyordu. Soğuk havanın etkisiyle, kahvenin kokusu burnuma çok güzel gelmişti. Sessizce geri çekilirken, kapının pervazına kafamı çarptım.

Sesimi duyunca arkasını dönmeden "Günaydın" dedi ve ağır bir hareketle bana dönüp tebessüm etti. Bir yabancının tebessümü ne kadar samimi olabilirdi ki? Saçmalıyordum.

Bende "Günaydın" diyerek ona karşılık verdim.

Sokakta aniden gelen araba kornasıyla yerimde sıçramıştım. Kafasını tekrardan cama çevirip eliyle bekle işareti yaptı. Kahvesini sehpaya bırakarak, dosyaları aldı.
Yanımdan geçerken durdu ve "Her şeyden bu kadar korkma, "diyerek evden çıktı.

Camdan bakmayı düşündüm bir an ama tanıdığı kişi yanlış anlar diye bakmadım. İnsanlar, her şeye çirkin yakıştırmalar yapmaya çok meyillidir. İmalı bir bakış ve iki çift sözle, insanın dünyasını karartabilecek kapasitededir. Önyargılıydık, bu düşünceme kendimi de dahil ettim. Benim de bir insan olarak hatalarım vardı elbette...

Bunları düşünmeyi es geçerek, lavaboya girip ihtiyaçlarımı giderdim. Kısa bir süre içinde kapı çaldı. Anahtarını yanına almamış mıydı? Hayret ettim gerçekten, bana mı güvenmişti acaba? Aceleyle ellerimi yıkadım ve lavabodan çıktım. Daire kapısını açtığımda, bana hiç bakmadan seri hareketler ile odasına girip bir şey aldıktan hemen sonra odasının kapısını kapatıp çıktı. Bu hareketi bana odasına girmemem için bir uyarı olmuştu.

"Fırına gidip geleceğim. Camdan bakma ve kimseye görünmemeye çalış, olur mu? Sonra senin meseleni konuşuruz." dedi ve çıktı.

Arkasından "Anahtarı almadın!" diye seslendim.

"Sen varsın ya, açarsın kapıyı" kaşlarımı çattım.

"Nasıl böyle güvenebilirsin bana, ya hırsızsam?" Bir an durup düşündü.

"Hırsız mısın?" diye sordu.

Kaşlarım istemsizce havaya kalktı. Sorusuna şaşkın bir ifadeyle "Hayır" diyerek cevap vermiştim.

TEVAFUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin