İçimdeki sıkıntı ile kalakalmıştım. Sanki benden kopup gitmiş gibi hissediyordum. Bu düşünce beni şiddetli bir şekilde korkuturken, gözlerim kapıda dakikalarca oyalandı. Yaratana onu koruması için içimden defalarca dualar ettim. Onu kaybetmek... kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım. İçinde boğulduğum huzursuzluklardan sıyrılmaya çalıştım. Bir anda daldığım bu düşünceler, anlamsız korkularımdan başka bir şey değildi belki de...Derin bir nefes alarak, hareketlendim ve banyoya ilerledim. Günün bütün yorgunluğunu kısa bir duş ile atmayı planlayarak, üzerimdekileri teker teker çıkardım ve sıcak suyu açtım. Su küvete dolarken, örgülerimi açarak elimi suyun içinde gezindirmeye başladım. Az önce Toprak ile sahil kenarında yaşadıklarımızı düşünüyordum.
Onunla geçirdiğim güzel anlar kalbimi neşelendirirken, tekrardan o korkunç his kalbimi sardı. Bu saçma korkuya engel olamiyordum. Onu kaybedecek gibi hissediyordum. Küvete dolan su ısınıp elimi yaktığında, acıyla inleyerek elimi daldırdığım sudan geri çektim ve soğuk suyu açtım. Tekrardan soğuk suyun küvete dolmasını izlerken, kısa bir süre sonra tamamen kapatıp küvetin içine usulca girdim. Bedenim suyun esiri olduğunda, hoş olan sıcaklık ile gözlerimi kapattım. Anlık ürken kalbim sakinliğini koruyamıyordu. Ben ise inatla kendimi bırakmak istemiyordum. Toprak'ın kısa bir süre sonra yanıma geleceğini ve beraber güzel rüyalara dalacağımızı kendime hatırlatıp durdum...Banyodan çıkıp Toprak gelmeden hızlıca pijamalarımı üzerime geçirdim. Ve kuruttuğum saçlarımı yeniden ördüm. Zihnimin aksine rahatlayan bedenim ile yatağa usulca adımlayarak, yumuşak ve soğuk yorganın içine girdim. Yatakta uzanırken saate baktım. Yaklaşık bir saattir ortada yoktu. Oysaki bir saat gayet normal bir saatti. Kesinlikle duygularımı fazla abartıyordum. Saatte takılı kalan gözlerim, bu sefer odadaki kapalı televizyona kaydı. Kafamın dağılması için yanımdaki kumanda ile televizyonu açarak, çizgifilm kanalı aramaya başladım. Karşıma çıkan Adventure Time ile sevinerek izlemeye başladım. Bir süre sonra karanlık odadaki televizyonun ışığı gözlerime ağırlık yaparken, uykum gelmeye başlamıştı. Daha fazla dayanamayarak gözlerimi kapattım...
Uykumu yarıda bölen şey odada yankı bulan sesler oldu. Gözlerim kapalı bir şekilde seslere kulak kabarttım. Kulaklarıma dolan ilk ses kapının açılma sesiydi, ardından ise usulca yatağa yaklaşan adım sesleri olmuştu. Toprak gelmişti. Yarı uykulu halim ile hareket etmeden uzanmaya devam ederek, yanıma gelmesini bekledim. Adımlar yavaşça yatağa yaklaştı ve yatak ağırlığı ile hafifçe çöktü. Elimde kalan kumandayı alarak televizyonu kapatınca, odadaki çizgifilm sesleri son bularak, sessizlik hakim oldu. Yatağa uzanmasiyla, tebessüm ettim. Uyuduğumu sanıyordu. Ellerini örgülü saçlarımda hissetmem ile heyecanlanmıştım. İstemsizce kıpırdandım. Sıcak nefesi yüzüme çarparken, saçlarıma bir buse kondurdu ve geri çekildi. Nefesindeki alkol kokusunu alınca, kaşlarımı çattım. Elleri hala saçlarımı okşarken, maziden kopan bir söz zihnimde yankı buldu.
"Alkol kullanmıyorum..."
Hiç beklemeden gözlerimi açtığımda, korkunç yeşillerde kaybolmuştum. Kabuslar bir kez daha gün yüzüne çıkıp bütün bedenimi felç bırakırken, hareket edememiştim. Yanımda usulca uzanmış rahat bir tavırla saçlarıma dokunuyordu. Keyifle bir kez daha sırıtırken, bana yaklaştı. Nefesimi tutmuş bir şekilde ona bakıyordum.
"Gitme zamanı güzelim..." içki kokan nefesi bir kez daha yüzüme çarptığında, iğrenç hissettim.
Gözlerimden sicim sicim dökülen yaşlar yastığı ıslatmaya başladı. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde ona bakıp durdum. Bedenim gibi zihnimde donmuştu. Yaşadığım şok hali karşımdaki şeytana kolaylık sağlarken, titremeye başladım. Nefes alışlarım sıklaşırken, ciğerlerime bir acı saplandı. Bedenim gitgide titrememin şiddetini artırırken, kriz geçirdiğimi fark ettim. Bu halime tek kaşını havaya kaldırarak baktı. Ayaklandı ve yavaş adımlar ile yatağın etrafını dolaşarak benim tarafıma geçti. Tepemde dikiliyordu. Gözleri benden kopmazken usulca eğildi ve beni kucağına alarak doğruldu. Bedenim yataktan havalanırken, korkuyla gözlerinin içine baktım. Kriz geçirmeme rağmen, hiç bir tepki vermeden sakince kapıya ilerlemeye başladı. Her şey saniyeler içerisinde gerçekleşiyordu. Bu beni kendimden geçirecek kadar şiddetli bir korkuydu... Gözlerim arkada kalan yatağa kaydı. Toprak'ın kollarının arasında huzur bulduğum anlar zihnime tek tek hücum ederken, şimdi ise acizce Hakan'ın kolları arasındaydım. Hasreti bir anda tekrardan içimi doldurmaya başladı. Titremeye devam ederken, zorlukla konuşmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEVAFUK
Genç Kız EdebiyatıSözleri ile kaybettiğim irademi kazanmaya çalışarak, kollarından kurtulmak için çırpındım. Ama beni bırakmak yerine sıkıca tutmuş, son bir kez daha tehditkâr bir ses ile uyarmıştı. "Bana geri dön!.." Çırpınmama rağmen kollarından kurtulamayınca bu...