36.Bölüm

43 8 0
                                    


Dışarıdaki fırtına bitmek bilmiyordu. Uğuldayan rüzgar, camlara çarpan şiddetli yağmur, dışarıdaki fırtına gibi içimdeki fırtınaya da tercüman oluyordu. Gözlerim camdan süzülen, rüzgarın şiddetine dayanamayıp savrulup duran ağaçları seyredalmıştı. Camın tam önündeki yatakta ölü gibi yatıyordum. Sürekli ıslanan yastığım, gözlerimden akan yaşlara isyan ediyordu. Sıcacık odanın içinde, ruhum donmuştu.

Ailemi kaybetmekle yüzleşiyordum. Kaçıp kurtulmak çok istemiştim, ama bu şekilde değildi. Sevgiyle büyümemiştim. Ama yine de tarifi acı olan bir şeyi ailem için yaşıyordum. Gözlerim tekrardan doldu. İki yanıma uzattığım kollarımda ise güç yoktu. Yanaklarımdan süzülen yaşları silmeye tenezzül bile etmiyordum. Yaş akıtan bir ölüydüm.

Kapı usulca aralandığında yavaş adımlar ile içeriye girdi. Soner'in evindeydik. İki önce gözlerimi bu yatakta açmıştım. Lavaboya gitmek dışından hiçbir şey yapmıyor, yapamıyordum. Karnımdaki dikişlerin sızı ise hâlâ geçmemişti. Yüreğimdeki ağrı ise hiç geçmeyecek gibiydi. Ruhum en yüksekten en dibe çakılmış ve orada kalmıştı.

Başımı onun olduğu tarafa çevirmeden, dışarıdaki fırtınayı izliyordum.
Yavaş adımları ile gitgide yanıma yaklaştı. Gözlerini üzerimde hissedebiliyordum. Boş bakan gözlerimin ona değmesini istiyordu. Yatağın hemen kenarına oturduğunda, yüzümdeki buz gibi ruhsuz ifadeye bir süre baktı. Daha fazla bu halime dayanamayıp bir suçlu edasıyla başını eğdi ve yataktaki elime uzandı. Elimi eline hapsettiğinde, küçücük bir tepki bile göstermedim. Teninin tenime değişi eskisi gibi umurumda bile değildi. Ne çekmek için bir hareket ettim, ne de dönüp gözlerimi nefretle ona diktim.

"Özür dilerim Yağmur, özür dilerim. Hiç bıkmaz sana defalarca özür dilerim... ama fayda etmeyecek biliyorum. Seni yaktım, seni paramparça ettim. Bir caniden farksızdım." Derin bir nefes aldı ve sıkıntıyla verdi.

"Ama... ama çok çaresiz hissettim. Bırakamadım. İnsan severken nasıl bırakabilir ki... çok zor Yağmur, inan bana çok zor... seni çok sevdim ben... seni yine çok seviyorum. Sen görmedin biliyorum ama, seni her kırdığımda her incittiğimde kendimden nefret ettim. Kendimden iğrendim. Ama sana bunu göstermek istemedim." Kısa bir an sessizlik oluştu. Zorla yutkunduğunun ve boğazına acı bir yumrunun oturduğunun da farkındaydım. Hafiften titreyen sesi kendini ele veriyordu.

"Eğer gösterirsem zayıf görünürüm diye ödüm koptu." İmayla sırıtır gibi oldu. "Hoş yaptıklarım senin gözünde daha alçakçaydı, yeterince kendimi zayıf göstermiştim." Bırakmak istemezcesine eliyle ellerimi daha sıkı tuttu.

"Sensiz yaşayamam ölürüm dedim ama ölümden daha beterini yaşayacağım. Hayatından çekip gideceğim Yağmur. Kabullendim, canım çok yanıyor ama kabulleniyorum. Ona olan bakışlarını, onun sana olan bakışlarını görüyorum. Ne ben sana o şekilde bakabildim, ne de sen bana ona baktığın gibi bakabilirsin. Bana bu hikayede yer yok!Benim hikayem aylar önce son buldu..."

Sözleri yüzümde ufacık bir mimik bile oynatmadı. Buz gibi ifadem ile camdan süzülen damlaları izlemeye devam ettim. Elimi kaldırıp avuç içime ufak bir buse kondurdu. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Acımasız şeytanım, bir melek gibi kendi aşkından fedakarlık edeceğini söylüyordu. Özürler diliyordu, hatalarını dile getiriyordu, ama ne anlamı vardı?

Karanlık odayı biraz daha aydınlatan, kapının biraz daha aralanmış olmasıydı. Benim fark ettiğim şeyi Hakan fark etmemişti. O da benim gibi Hakan'ı dinliyordu. Gölgesi az da olsa cama yansımıştı. Bakışlarım camda, onun yansıyan süiletinde takılı kalmıştı.

"Seni çok seviyorum Yağmur... nasıl dayanırım buna bilmiyorum. Onu seninle görmek kalbimi bin parçaya bölüyor. Onu defalarca öldürmek istedim, bunu düşünmediğim bir an bile olmadı. Ama gidiyorum işte... Onun buna imkanı olmasına rağmen beni bırakıyor. Çünkü senin ona ait olduğunu biliyor ve bana bir zavallıymışım ki gibi acıyor. En çok da bu beni deli ediyor. Beni öldürmesinin canımı bu kadar yakmayacağını biliyor. Her daim senin yanında olacağını ve bunun karşılığını bulduğunu defalarca gösterdi ve şimdi bu acıyla her gün ölmemi isteyerek beni bırakıyor..."

TEVAFUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin