3. Bölüm

2.3K 208 308
                                        

Kemal kolumdan tutup oturduğum sandalyeden kaldırırken Sevgi abla telaşla ayağa kalktı.

"Sakın onun kılına bile dokanma Atakan"
Demek adı Atakan pislik herif. Çatık kaşlarına rağmen boş bakan gözleri ile Sevgi ablaya baktı "neden?" Ay canı öyle istemiş bir de neden diyor.
Sevgi abla gözlerini yumup bir kaç saniye öyle durdu, acaba ne düşünüyor? Tabiki de benim ölmeme izin vermez ama bu cins adamı nasıl ikna edicek? Belki de edemiyecek kim bilir.

Sevgi abla gözlerini açıp bana baktı sıcacık gülmemesi ile bakışlarını benden kaçırıp Atakan'a bakıp konuştu.
"Şu halime bir bak. Nerdeyse Tekerlekli sandalyeye bağlı yaşıyorum. Ben yaşlı bir kadınım Atakan. Onsuz hiç bir şey yapamıyorum. Lavaboya bile gidemiyorum. O benim elim ayağım gibi Dolunaysız hiç bir şey yapamam. Madem bir süre burda kalıcam, bu süre boyunca dolunay bana baksın. Lütfen beni anlamaya çalış."
Şaşkınlıkla bu yalvarış dolu cümlelerin çıktığı ağzın sahibine baktım, çünkü benim bildiğim Sevgi abla kimsenin önünde boyun eymez, ondan medet ummaz yada ona yalvarmazdı. Birkez daha Sevgi abla gibi bir kadınla yollarımın kesiştiği güne şükrettim.

Atakan sessiz bir şekilde dinledikten sonra başını iki yana salladı.
"Başka birini tutarım merak etme."
Sevgi ablanın gözlerindeki endişe bariz bir şekilde ortadaydı. Bu  Atakan denen adamdan neden bu kadar korkuyordu?
"Aynı şey değil! Anlamıyorsun, kolay mı sanıyorsun sen bu işleri?"
Atakan bakışlarını benim üstümden çekmiyordu.
"Farkı ne?" Ne yani illa benim ağzımı açmam mı gerekecek?
Hangi bakıcı keskin nişancı yada hangi bakıcı gözünü bile kırpmadan adam öldürüyor, eminim hiçbiri yapmıyordur,  ama bunu ona tabii ki söylemedim.
"Dolunay benim kızım gibi funda neyse oda aynısı, hem beni koruyor" Atakan alayla güldü "evet baya iyi koruyor"
"Bir de şöyle düşün onun yerinde başka biri olsa o banyodan hiç çıkmazdı"  Atakan bana bakıp gözlerimi yeniden Sevgi ablaya çevirdi
"yani?" Atakan'ın üstümdeki bakışları sevgi ablaya döndü. "Biraz da olsa sende hakkım varsa Dolunay'ı öldürmezsin."

Atakan sıkıntılı bir nefes verip eli saçlarına gitti. Birkaç dakika yerdeki halıya baktıktan sonra bakışları beni buldu. bana doğru yaklaştı, yaklaştı ve dibime kadar girdi.

Dişleri arasından tehditkar bir şekilde konuştu. "Normalde bu kadar yufka yürekli olmam. Yat kalk Sevgi hanıma dua et"
Tam yanımdan gidiyordu ki geri geri geldi "ha bu arada"
Gözlerini gözlerime dikti.
"Sakın yanlış bir şey yapıyım deme! İlk hatan da öldürürüm seni ve bu sefer beni Sevgi hanım bile durduramaz"

Hızlı adımlarla salondan çıkıp giderken arkasından bakmak yerine sandalyeye iyice yerleştim.
Ne kadar sert bir sandalye, Sandalyenin yumuşağıda mı oluyormuş? Yani ne biliyim pufuduklu olanlar oluyor buda öyle olabilirdi sonuçta.

Kemal kolumdan asılarak peşinde sürüklemeye başladı. Bir gün, çok değil en kısa sürede bu kolumu tutan parmaklarını kırıp ona hediye edicem dört gözle o günün bekle Kemal iti.

İkinci kata çıktıktan sonra koridorun sonundaki odanın kapısını açtı.
"Burda siz kalacaksınız"
Sevgi abla içeri girince bir şey deme zahmetinde bulunmadan içeri girip sertçe kapıyı Kemal'in yüzüne kapattım.

Yatağa oturan Sevgi ablanın Yanına oturup ellerini tuttum, aşağıda olanlar ağır gelmiş olucak ki rengi biraz solmuştu,
"İyi misin sevgi abla?"
Ellerini ellerimden çekip sıkıca sarıldı. Sarılmasını beklemediğim içinde birkaç saniye sonra ellerim sırtına ulaştı, şefkatli sesi kulaklarımı doldurdu.

"Atakan'ın seni öldürmesinden korktum herhalde."
Yüzünü görücek şekilde geriye çekildim.
"Atakan denen bu adamı nerden tanıyorsun?"

Sevgi ablanın yüzünde sıcacık bir tebessüm belirirken gözünden akan birkaç göz yaşını elinin tersiyle sildi.
"Atakanın annesi, Emel benim en yakın arkadaşım, sırdaşım, can dostumdu."lafını yarıda kesip derin bir nefes aldı.

Nasıl ya? İyide en yakın arkadaşımdı diyor madem en yakın arkadaşının oğlu Atakan'ın sevgi ablaya olan bu nefreti niye? Aklımda milyon tane soru belirmişti

"Atakan sana neden bu kadar soğuk davranıyor o zaman?"
Sevgi abla gözünden akan yaşları silmeye devam ederken yüzü asıldı.
"Emel kan kanseriydi, hastalığını herkesten saklıyor hiç kimse söylemiyordu, ben hariç."
Boğazından kaçan hıçkırıkla daha çok ağlamaya başladı. Yanında olduğumu hatırlatmak için ellerini tutup sıktım.
"Son birkaç ayını yaşıyordu. Adnan öğrendi, Atakana her şeyi söylememiz gerektiğini düşünüyordu . Emel istemedi. Adnan da bizim yapmadığımız şeyi kendi yapmak için evden çıktı. Emel onu durdurmak için arabayla peşinde gitti. O gün hava çok yağmurluydu yollar da çok kaygan olunca-"
sımsıkı sarıldım
"Araba şarampole yuvarlandı"
Sakinleşmesi için saçlarını okşamaya başladım.
"O kazada hayatını kaybetti" gözlerini sımsıkı yumup derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti "kazadan sonra herşeyi Atakana anlattık, ama hep Adnan'ı ve beni suçladı, ve suçlamayada devam ediyor."

Nefes alış verişi düzelirken ne demem gerektiğini bilemiyordum.
Ortada bir hikaye vardı ve kimin suçlu olduğu belli değildi. Belkide herkes suçludur, emel hanım'ın hastalığını gizlemesi, Adnan'ın Emel hanımı dinlememesi yada Atakan'ın bütün suçu Adnan'a ve sevgi ablaya atması hepsinin biraz suçlu olduğunu gösteriyordu.

Sevgi ablanın gözleri kapanmaya başlayınca yavaşça omzumdaki kafasını kaldırıp yastığa koydum. Ayaklarınıda yatağa koyup üstünü örttüm.

Ayağa kalkıp odanın boydan cam olan duvarın önünde durdum.
Evin etrafına baktığımda her yerde koruma olduğunu fark ettim.
İki tane büyük kapının önünde, iki tane evin girişinde, birer de evin köşelerinde toplam sekiz koruma vardı. Korumaları gördükçe burdan kaçma isteğim artıyordu ki kaçmamızda gerekiyordu.

Ama nasıl?

Tek başıma olsam çok rahat bir şekilde kaça bilirdim ama Sevgi abla vardı ve onu burda tek başına bırakamazdım.

Duvarın önünden ayrılıp yatağa yattım. Bu evden kaçıcaz başka çare yok. korumaları görmüyorsun herhalde burdan çıkamazsınız.
İyi de o zaman nasıl kurtulucaz?
İlla evden çıkarak kurtulmanız gerekmiyor. Çıkmadan da kurtulabilirsiniz tabi ya hay aklıma bin yaşa, şimdi Atakan bey bu evden nasıl kılımı bile kıpırdatmadan kaçıcaz görsün.

〰️

Çoktan hava kararmıştı. Bizi her ne kadar akşam yemeğine aşağa çağırsalarda aç olmadığımı söyleyerek inmemiştim Sevgi abla ilaç kullandığı için inmek zorunda kalmıştı.

Odaya çıktığında ilaçlarını aldı ve yeniden yatağa yattı bu gün onun için yorucu bir gündü.

Bundan bir kaç saat önce Atakan ile aynı alanda otururken
Birden oturuduğu yerden kalıp odadan çıktığı zaman telefonuna bir mesaj gelmişti merakıma yenik düşüp mesaja baktığımda saat 23:00 da her zamanki yerde yazıyordu işte bu yüzden saat 23:00'ı bekliyordum.
Camdan dışarı bakarken Atakan'ın evden çıktığını gördüm hemen odadan çıkıp etrafa bakınarak aşağa indim.

İlk girdiğimiz odada ev telefonu vardı.
Hemen 155 polisin numarasını tuşlayıp beklemeye başladım nedensiz bir şekilde gerilmeye başlamıştım.
Telefonun açıldığını fark edince hemen söze girdim.
"Alo bize yardım edin kaçırıldık zorla bir evde tutuluyoruz nolur bize yardım edin"
Karşıdan bir kahkaha sesi gelince nerden geldiğimi şaşırdım.
"Dur tahmin ediyim sizi kaçıran adamın ismi de Atakan değil mi?"
Yeniden kahkaha atmaya başladı hemen telefonu kapattım bu nasıl olabilirdi, bu ses Atakan'ın sesiydi ve ben polisi aradığıma yemin edebilirdim.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin